artık daha fazla içiyor, içtiğin her geceyse çenen düşüyordu.
bana ilk aşkını anlattın.
bana ilk sevişmeni anlattın.
bana ilk kalp kırıklığını anlattın.
senin dilinden dökülen her bir kelime benim göğsüme batıyordu fakat en sonunda benimle bir şeyler paylaştığın için mutluydum.
o gecelerden birinde, bana çok da eski olmayan bir fotoğraf gösterdin.
yanındaki çocuk sana öylesine benziyordu ki, sen söylemesen ikisini de sen sanacaktım.
fakat öyle değildi.
bir kedi gibi göğsüme yatıp, ikiz kardeşinin hayatını kaybettiği günü anlattın.
saatlerce ağladın, saatlerce haykırdın, çoğu zaman tanrıya lanetler yağdırdın...
ölen kişinin sen olması gerektiğini söylediğinde ise senin zaten ölü olduğunu fark etmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
long way home | atsuhina
القصة القصيرةneden değiştiğini hiç sormadım, zaten sen de hiç cevap verecek gibi durmazdın. [angst]
