tanıştığımız ilk gün, önüne atladığım arabanın içinde şimdi ölüm sessizliği vardı.
evime doğru sürüyordun arabanı, gözlerimiz bir kere bile buluşmadı o süre boyunca.
gittikçe tanıdık gelmeye başladı sokaklar, sen yabancılaşırken.
belki de son bir gece geçirmeliydik, belki de son kez kokunu içime çekip uyumalıydım, belki de son kez kalp atışlarını dinlemeliydim.
fakat en sonunda kendimizi, evimden birkaç metre ötede bulmuştuk.
canım acıyordu, bacaklarım titriyordu, nefes alamıyordum.
her şeye rağmen son bir vedayı hak ediyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
long way home | atsuhina
Krótkie Opowiadanianeden değiştiğini hiç sormadım, zaten sen de hiç cevap verecek gibi durmazdın. [angst]