Leon beni dinlemeden yakasını bıraktığım Tom'un yakasını şimdi o tutmaya başladı.Ona "Tam olarak ne demek istiyorsun?"dedi.
Tom "Tam olarak diyorum ki iratelerin ölen başı, şimdiki liderimiz Crowley'nin kardeşi Louis, senin babandı."dedi.
Leon bir an için gözlerini kapatıp açtı ve Tom'un yakasını bıraktığı gibi kapıdan çıktı.
Bunun üzerine Tom'u yakalayıp ona bir daha vurduğumda "Seni öldüreceğim;ama önce şu karışıklığı toplamam gerekiyor."dedim ve yüzüne bayıltıcı omaryayı fırlattım.Oradan çıktım ve Leon'un arkasından ona yetişmeye çalıştım.Motosikletine biniyordu bu sırada.
Leon bana dönüp cevaplamak istemediğim soruyu sordu."Dedikleri doğru mu James? Benim babam mı babanın öldürdüğü o adam?"dedi.
Bir süre ona baktım.Ne diyecektim ben?
(James'ten)
Bir süre birbirimizle bakıştıktan sonra konuşmak için birbirine yapışmış, ayrılmak bilmeyen alt ve üst dudağımı zorla ayırdım. Konuşmaya çabaladım. Artık öğrendiğine göre söylemem gerekiyordu. Saklanacak bir şey yoktu. "Leon, daha önceleri ben de bilmiyordum. Sonra senin özelliklerinin neden farklı olduğunu merak etmeye başladığımda annemize sordum..." devam edecekken Leon sözümü " Senin annen!"dedi. Bunun üzerine "Hayır , Leon o bizim annemiz. Kan bağı aile demek değildir. Bunu sen de biliyorsun..." konuşmamı sinirli bakışları kesti. Ben de konuya devam ettim." Anneme sordum. O da gerçekte olanları anlattı.İlk başta söylemeyeceğini ve daha önce de söylediği gibi olduğunu söyledi bana. Direttiğimde ise açıklamak zorunda kaldı. Bunu sana anlatırsam birbirimizden kopabileceğimizi düşündüğümden de sana anlatmadım.
Sen benim kardeşimsin Leon. Hiçbir gerçek bunu değiştiremez." dedim.Leon da " Ama değiştirdi James. Baksana şu anki halimize. Seni benden kopardı bile bu olay."dedi. Ben de ona " Kardeşliğimiz bir pamuk ipliğine mi bağlıydı Leon?"dediğim anda hiçbir şey söylemeden çekip gitti.
Sinirle sağ yumruğumu etrafta gördüğüm ilk duvara geçirdim. Kendi elime verdiğim zarar ve acıyan elim umurumda bile değildi şu an. Hemen şimdi Leon' un yanına gidebilir ya da Jessica'nın yanına gidip sinirimin geçmesini bekleyebilirdim. İkinci seçenek daha akla yatkın geldiği için onun yanına gitmek için yola koyuldum.
(Jessica'dan)
James doktor ile konuştuktan sonra bir anda çıkıp gitti. James'in önemli bir işi olsa gerek çıktı diye geçirdim içimden. Elim kırılmıştı ; ama alçıya alındıktan sonra durumu gayet iyi durumdaydı. Birkaç dakikanın ardından hemşire odama geldi ve bir saate taburcu olabileceğimi söyledi. Gerekli evrakları imzalamam gerekiyordu sadece. Dediği kağıtlara imzamı attıktan sonra sakat elimle her ne kadar güzel giyinebilirsem o şekilde giyindim. Eşyalarımı toplamam ve giyinmem bir saati bulmuştu zaten. Bir taksi çağırıp eve gittim. Odama çıktım ve yatağımın üzerine serildim.Kulağıma da kulaklıklarımı takıp müzik dinlemeye başladım.
Bir gürültü ile irkilip kulaklıkları çıkardım. Baş ucumda Leon duruyordu. Bana bakıyordu. Karanlıktı onun olduğunu sanıyordum ya da. Işığı açtım ve bir daha baktım biri yok gibi görünüyordu. Işığı tekrar kapatıp uyumaya devam ettim.
(Leon'dan)
O kızgınlıkla nereye gideceğimi bilemedim. Motosikleti önümdeki yol boyunca sürüyordum. Gerçek annem ve babamı düşünüyordum. Nasıl insanlardı onu düşünüyordum istemsizce. Bunca yıldır bana yalan söyleyen üvey kardeşime ve üvey anneme kızıyordum kensimi alamayarak.
Kendimi o aptal kızın evinde buldum. Neden bilmiyordum ama onun yanına gittiğimde huzur buluyordum , rahatlıyordum. Üst kata çıktım ve onu izledim. Jessica uyandı ve beni gördü galiba. Işığı açtığı xaman gördüğünü sanmalıydı. Hemen pencereden ışığı açtığı zamanı fırsat bilip çıktım.
Nereye gideceğim, ne yapacağımı bilmiyordum. Tek bildiğim şey artık James'in ailesinden, türünden olmadığımdı. Ben onlara karşı olan taraftaydım. Onlarla birlikte olan tarafta değildim. James'in annesinin söylediği givi özel de değildim.Ben bir irateydim ve hep öyle kalacaktım. Kafamı uzaklaştırmak adına buradan gitmeliydim en azından bir süre. ..
Eve gittim ve birkaç parça eşya aldım. Motosikletime atlayıp şehirden uzaklasabildiğim yere kadar gidecektim. Bavulu arka kapağa koyduktan sonra kaderin beni götürdüğü yere sürmeye başladım.(James'ten)
Leon'u bulmaya çalıştım.Ama hiçbir yerde bulamadım. Eğer Leon'u iyi tanıyorsam buradan uzaklaşmak istemiştir. Bu tahminimi başka bir astral doğruladı. Leon'un böyle biraz deli dolu olduğunu bildiğimden birine takip ettiriyordum. Ona sorduğumda motosikletine atlayıp gittiğini söyledi. O dönene kadar yapabileceğim bir şey yoktu.
Eve gidip yattım. Artık önüme bakmalı ve Jess'i hayatım pahasına korumalıydım.(Jessica'dan)
Sabah müzik sesiyle uyandım. Kulaklıklarımı çıkarıp üstümü değiştirdim. Aşağı kata indim. Okulda bir gün daha...
Annemlere elimi açıklamam gerekiyordu. Ama ne diyecektim annemlere? Iratelerden biri elime bastı. James'i dövdü ve şimdi de benim peşimde,James'ten intikam almak için beni öldürmek istiyor mu?
Hemen bir şey bulmalıydım. Doğaçlama bir şeyler söylerim diye çantamı alıp aşağı indim. Aşağı iner inmez bir çığlık duymam bir oldu. Annemler ikisi bir ağızdan "Kızım eline ne oldu?!?" diye bağırdılar. Biraz kekelemeden sonra "Hmm şey.. Okulda yangın tatbikatı sırasında yere düştüm ve biri elime bastı "diye bir şeyler zırvaladım. İnşallah yutmuşlardır diye içimden geçirirken annem yanıma geldi ve bana sarıldı elimi tutarak. Bana günlük nasihatlarını da verdikten sonra bıraktılar. Kötü bir durum oldu mu çok fazla abartıyorlardı. Tamam elim kırılmış olabilir ama abartmamak lazım yani.
Evden çıktım ve okula gittim. Simone beni kapıda karşıladı tabii ki yine. Gelir gelmez de elimi sordu. Ona yalan söylemeyi her ne kadar sevmesem de başka bir yalan söyledim elim hakkımda. O da sarılmadan bırakmadı beni.
İçeri girdik ve müzik dersine girdik. Şöyle bir etrafa baktığım zaman Leon'u göremedim. Derste yoktu nedense. Tüm gün derslere girip çıkıp durdum. Çıkışta James'i gördüm. Normalde onunla konuşmak istemiyordum. Ama cidden kendimle ilgili bazı şeyleri merak ediyordum. O gün ben nasıl James'i kurtarabilmiştim?Ne olmuştu da hızlı koşabilmiştim? Bunları ona söylemeliydim.
Yanına gittim ve onun bir şey söylememesi için direkt konuşmaya başladım. "Biliyorum şu çıkma olayıyla ilgili konuşup elimi sormak istiyorsun. Tahmin edebiliyorum. Ama seninle şu kaçırılma olayını konuşmam lazım."dedim. Kafasını sallanmakla yetindi. Bir yere oturduk ve " Ben seni oradan çıkarmak, senin güçlerine sahip olmak istedim ve dokunduktan sonra hızla koşarak seni çıkarabildim. Bunu nasıl yapabildim James? Ben bir insanım. Bu hiç normal değil. " dedim.
James " Jessica ben de düşündüm bu olayı. Biliyorum çok garip. Ama senin bununla ilgilenmeni istemiyorum. Ben daha fazlasını araştıracağım."dedi.
İtiraz etmeye kalktığımdaysa ağzımı kapattı. Ben de tamam anlamında kafamı salladım. Ama bunun peşini bırakmaya hiç niyetim yoktu.
James" Benim konuma..." derken sözünü kestim. " ... gelirsek evet James senden hoşlanıyorum. Kendimi kandırmayacağım. Başkaları hem beni hem de seni öldürmek istiyor. Beni senden dolayı öldürmek isteseler de. O Crowley denen adam her sevdiğin, hoslandığın kıza zarar verecek. Bence en iyisi bu sevgimizden vazgeçmek olacak."dedim. James "Jessica sana zarar gelmesine asla izin vermem. Bunu bil. Bence ayrılırsak daha kötü olacak. Biraz zaman veriyorum sana.Iyice düşün , emin ol ki sen istesen de istemesen de seni bırakmayacağım."dedi.
Kafamla onu onayladım. Ona sarılmakla yetindim. Ardından yanından uzaklaşıp eve gittim.
Eve nerdeyse koşarak gelmiştim. İnterneti açtım ve araştırmaya koyuldum. Bunlarla ilgili bir sayfa bulabilmiştim 2 saat sonunda. Efsanelerde iratelerden ve astrallardan bahsediyordu. Hızla göz gezdirirken gözüme bir kelime çarptı. Benim dokunarak yaptığım şeyi yapan bir türden bahsediyordu. Bunlar hem irate hem de astrallar birlikte olursa doğan çocuklara deniyormuş. Bunlarınismi ise ....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yine sen (!)
Science FictionBu öykü bir genç kızın hayatında istememesine rağmen bir süre sonra yakınlaştığı çocuk ile olan aşkı anlatıyor... Acaba her şey yolunda gidecek mi? Her yer karanlıktı. Koşuyordum çaresizce k...