•dinlemek•

84 14 40
                                    

"Öncelikle hoş geldiniz."

"Hoş bulduk."

Seokjin konuşmak için ağzını açmıştı fakat Joohyun ondan önce davranmıştı. Bu durum Seok Jin'i gülümsetiyordu çünkü Joohyun'un eskiden beri yaptığı bir şeydi bu.

Alışkanlık gibi.

"Önce size sorayım Kim Seok Jin. Aranızdaki sorun sence ne? Yani neden sorun var aranızda?"

Joohyun iç geçirerek Seok Jin'e baktığında göz göze geldiler. Seok Jin bakışlarını hemen kaçırarak konuşmaya başladı.

"Benden yana bir sorun yoktu. Ben Joohyun'u seviyordum. Hâlâ seviyorum sevgimden hiç bir şey kaybetmedim. Fakat 4 ay önce o bana beni artık sevmediğini söyledi."

Seok Jin durduğunda terapist konuştu.

"Peki bu 4 ay ne yaptınız? Neden bir şeylerin düzelmesi için uğraşmadınız?"

Seok Jin yine konuşmaya başladı.

"O günden sonra Joohyun bana daha uzak davranmaya başladığı için ben kendi kendime yemek yaptım ve tek başıma yedim. Her zaman tek başımaydım. Sırf o rahat olsun diye geceleri geç geliyordum. Benden rahatsızlık duymasını istemiyordum."

"Joohyun'a rahatsızlık vereceğini mi düşündün?"

"Evet ve bu yüzden onunla pek iletişime geçmedim. Sadece bazen tek olduğu için dikkatli olması gerektiğini falan yazıyordum."

Joohyun sakince Seok Jin ve terapisti dinlerken gözlerinin dolduğunu hissetti.

"Ve ben Joohyun'un kalbinin başkasına ait olduğunu düşünüyorum. O artık başkasını seviyor."

"Sizden uzak durmasının altından başka bir neden aramadınız mı yani?"

"Ne tür bir neden arayabilirdim ki? Gerçek aşk gerçek sevgi bitmez. Evlensen de bitmez. Fakat Joohyun'un bana olan sevgisi 2 yıl boyunca devam ederken evlendikten 1 yıl sonra beni sevmediğini söyledi. Bir sevgi sadece 3 yıl mı yaşar? Ben neden çok daha uzun süredir seviyorum? Gerizekalı falan mıyım?"

Seok Jin sinirle konuştuğu için Joohyun korkmuştu. Ardından Seok Jin Joohyun'un hiç sevmediği o cümleyi söyledi.

"Onun tek derdi aramızdaki yaş farkı. O benden bir yaş büyük ve bunu dert edip başka birini buldu."

Joohyun kendini tutamayıp ağladığında Seok Jin kendini kötü hissetti. Onu ağlatmak hiç hoşuna gitmiyordu ama buraya da ağlamak için gelmemişlerdi.

Seok Jin Joohyun'un çocukluk yaptığını zannediyordu.

Terapist Seok Jin'e odadan çıkmasını ve Joohyun ile tek konuşmak istediğini söyledi.

"Bae Joohyun, gerçekten başka birine mi aşık oldun?"

Joohyun'un ağlaması artmaya başlayacakken kendini durdurdu. Böyle olamazdı. Sakin olmalıydı.

"Hayır, olaylar öyle değil."

"Ne peki? Bana her şeyi en başından anlatabilir misin?"

"Tabii."

"Ama her şeyden önce sana bir soru soracağım."

"Buyrun."

"Onu hâlâ seviyor musun?"

"Evet. Onu hâlâ çok seviyorum."

"Tamam o zaman, şimdi anlat her şeyi."

Joohyun derin bir nefes aldı ardından konuşmaya başladı.

"Seok Jin ile 3 yıldır birlikteyiz. 2 yıl sevgili 1 yıl evli."

Gözleri dolarken anlatmaya devam etti.

"Birbirimizi çok seviyorduk. Her günümüzü birlikte geçiremesekte hep mutluyduk. Biz çıkmaya başladıktan 5 ay sonra falan Seok Jin'in babasıyla babam ortak oldular. Bizim ilişkimiz bu sayede daha rahat oldu. Çok gizli yaşamadık çünkü herkes birbirini tanıyordu. Ben üniversiteyi burada Seul'de okudum. İşletme bölümünü bitirdim ama derslerden pek memnun olmadığım için ikinci üniversite olarak sınıf öğretmenliğini de okuyup bitirdim. Şimdi sınıf öğretmeniyim. Bütün stresimi çocuklarla gideriyorum. Onlarla oynayarak, şarkılar söyleyerek ancak kendimde olabiliyorum."

Terapist ona bakarak devam etmesi için onayladı.

"Seok Jin, babam ve babası geçen 6 ay önce iş için 2 aylığına Japonya'ya gitmişlerdi. O sıralar midem çok bulanıyordu. Başım da çok ağrıyordu ve iştahtan kesilmiştim. Önce hamile olduğumu düşünmüştüm ama hamile olsaydım iştahım kesilmezdi diye düşündüm. Sonra emin olmak için doktora gittiğimde bana bir aylık hamile olduğumu söylemişti. Seok Jin'in eve dönmesine 1 hafta vardı. Çok mutluydum o zaman. Hangi evli çift çocuğu olsun istemez ki? Hiç kimseye söylememiştim. Anneme bile. Önce Ona söylemek istiyordum."

Gözlerine hava vermek için ellerini salladı. Ağlamak üzereydi.

"Sonra..bir gün mutfakta kendime yemek yaparken başım döndü ve düştüm. Bayılmamıştım ama kalkabilecek durum da da değildim. Kendime geldikten sonra ayağa kalkınca çok karın ağrısı hissettiğim için arabamı alıp direkt hastaneye gittim."

"Orada...bana bebeğin düştüğünü ve..."

"Nasıl söyleyeceğim bilmiyorum."

Joohyun hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladığında Terapist ne olduğunu anlamıştı. Seok Jin kapının önündeki koltukta oturuyordu bu yüzden hiç kimseyi duymamıştı. İçeride iyi bir ses yalıtımı vardı.

Terapist hâlâ ağlayan Joohyun'u odadan çıkardığında Seok Jin endişelenmişti. Terapist Seok Jin'in yanına gidip konuştu.

"Sizi bir hafta hiç bir yere gitmeden evinizde tutacağız. Ben ailenizden herkese ulaşmaya çalışacağım. Sizden tek ricam Bay Kim, karınızı ve benim sözlerimi dinleyin. Şimdi ona iyi bakarak eve götürün. Yarından itibaren dediğim terapiye başlıyoruz."

Seok Jin şaşkınca ona bakarken sadece kafa sallayabilmişti. Hâlâ şaşkındı.

Joohyun tuvaletten çıkıp kızarık yüzüyle ona baktığında Seok Jin'in içi gitmişti. Sevdiği kadını böyle görmek onu paramparça ediyordu.

Joohyun koşarak arabaya arka koltuğa bindiğinde Seok Jin de peşinden giderek sürücü koltuğuna oturdu ve arabayı sürmeye başladı. Gözleri arada bir Joohyun'a kayıyordu ve hâlâ ağladığını görmek onunda ağlamak istemesine sebep oluyordu.

Çünkü onu çok ama çok seviyordu.

biraz biraz anlattım işte olayı.
oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
profilimi takip etmeyi ve diğer kurgularıma bakmayı da unutmayın.

marry me -ksj✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin