•fotoğraf•

76 14 52
                                    

Seok Jin Joohyun'un odasında işine yarayacak bir şeyler aramak için hâlâ etrafta
dönüp duruyordu. Joohyun Seok Jin'in odasına girdiğini biliyordu. Ne için girdiğini de tahmin edebiliyordu ama müdahale etmiyordu. Ona ne kadar kırgın ve kızgın olsa da içinden bir şeylerin düzelmesini istiyordu. Her ne kadar bu durumdan çıkamayacaklarını ve boşanacaklarını düşünse de vardı içinde işte bir şeyler.

Kalbi hâlâ Seok Jin'i istiyordu ve ondan vazgeçmeye hiç niyeti yoktu.

Aslında durumlar Seok Jin içinde aynıydı. O, Joohyun'un kendisini aldattığını düşünüyordu. Ne kadar saçma olsa da Seok Jin Joohyun'un aralarında ki 1 yaşı son zamanlarda sorun ettiğini düşünüp başka biriyle görüştüğünü düşünüyordu.

Evet Joohyun Seok Jin'den 1 yaş büyüktü ama bunu asla kafasına takmıyordu. Zaten 1 yaştan ne olurdu ki? Aşkın yaşı yoktu. Yine de aralarında ki yaş farkı göze batacak türden olmadığı için bunun konusu üniversite dönemlerinde bile geçmemişti.

Seok Jin nerede hata yaptığını sürekli kendine soruyordu. Ona gerekli ilgiyi veremedim, yanlış bir mesleği mi seçtim diye sürekli kendi kendine konuşuyordu. Kendini sorgulamasının sebebi Joohyun'un bir anda ben artık seni sevmiyorum deyişiydi. Eve mutlu elinde ekmek ve çikolatayla gelen Seok Jin kendisinden çok sevdiği karısından hiç beklenmedik bir anda bu sözleri duyunca ne yapacağını bilemeyip sadece Joohyun'un gözlerine bakmıştı. Joohyun iyi oyuncuydu. Duygularını saklayabilirdi. O gün de saklamıştı. Bu yüzden Seok Jin ona sadece "Senin kalbin başkasına ait." deyip kapıyı çarpıp evden çıkmıştı. Bu onun için de Joohyun için de çok zordu.

Seok Jin kafasını sallayıp eski günleri düşünmemesi gerektiğini kendine yine hatırlattı ve hemen arama çalışmalarına devam etti. Eli her ne kadar tereddütte olsa bile Joohyun'un iç çamaşırı çekmecesine gitmişti.

Çekmeceyi açtığı gibi Joohyun ile evliliğinin ilk zamanları aklına geldi. O zamanlar Joohyun bunları giyip Seok Jin'i çıldırtmayı çok seviyordu. Seok Jin aklına gelen anıyla gülümsedi. Başka şeylere odaklanmaması gerekiyordu ama bu imkansızdı. Hele ki tamamen Joohyun kokan bu odada onu düşünmemesi tam bir saçmalık olurdu.

Çekmeceyi karıştırırken eline sert bir kağıt parçası geldi. Elini çekmeceden çekip kağıda baktığında bir bebek röntgen fotoğrafı görmeyi asla ama asla beklemiyordu. Fotoğrafa şaşkınlıkla bakarken aklına bu sabah Joohyun'un Seungwan'a dediği şey geldi. Ona da bebekten bahsetmişti ve Seok Jin bu bebeğin başkasından olduğunu düşünmüştü. Şimdi bununla ilgili bir şeyler bulmuştu ve iyice kuşkulanmıştı. Ardından fotoğrafı iyice incelemek istediği için fotoğrafı çevirip arka tarafına baktı. Buraya Joohyun yazı yazmıştı ve bu Seok Jin'in donup kalmasına neden olmuştu.

"Bebeğim, seni babanla tanıştırmayı çok isterdim ama o burada değil. Artık sende değilsin. Bunu babana asla söylemeyeceğim. Kendi kendine kızacak, hatta belki de psikolojisi bozulacak ve işini bırakacak. Zaten baban biraz işini seven biri biliyor musun bebeğim? İşini bırakmasına neden olursam çok kötü bir hale düşerim. Bu yüzden ona senden bahsetmeyeceğim bebeğim. Adın yok çünkü sen doğduğunda babanla birlikte vermeyi planlıyordum ama...sen artık yoksun. Senden geriye sadece bu fotoğraf var bebeğim. Cennette hep mutlu ol olur mu? Annen seni çok seviyor. Ah, çok duyguluyum. Yeni düşük yapmış bir annenin mutlu olduğu görülmez gerçi ama...Ne bileyim, babanla aramız çok fena bozulacak bebeğim hissediyorum ama artık bu önemli değil. Sen artık aramızda yoksun ve ben kendimden vazgeçmeye her zaman hazırım. Bir hafta sonra baban burada olacak bebeğim. Neden yaşamadın? Tanrı'nın bana verdiği bir çeşit ceza mı bu bebeğim? Hıçkırıyorum, ağlamaktan sesim kısıldı. Seungwan teyzen ve Yoongi amcan beni sakinleştirmeye çalışıyor babanın yokluğunda. Biliyor musun bebeğim, babanın şu an yanımda olmasını çok isterdim. Seni de, babanı da çok seviyorum. Senin ve baban için kendimden vezgeçiyorum bebeğim. Kızım..."

marry me -ksj✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin