8.BÖLÜM

62 15 26
                                    

Bu bölümü yorumlarımdan dolayı bana destek olan @remSuyavuz814 e ithaf ediyorum.

İyi okumalar🌼

🍁🍁

Ne giyeceğime hala karar verememiştim. Ama nereye gideceğimizi de söylememişti ki . Eğer söyleseydi ona uygun bişeyler giyerdim.

Kararsızlığımı bir kenara bıraktım ve her yere gitmek için uygun olan siyah taytımı elime aldım. Bununla her şey iyi giderdi. En azından ben öyle düşünüyordum.

Askıdaki diğer kıyafetlerimin arasında kalmış olan mavi sweat'i çekip çıkardım.

Taytla ikisini üst üste tuttum. Gayet hoş gözüküyorlardı. Bir çırpıda üstüme geçirdim. Saçlarımı taradım ve kenarlarını ördüm. Uzun zamandır okul dışında dışarı çıkmıyordum. Bu kadar hazırlık ta olsun yani bi zahmet.

Çantama gerekli düşündüğüm şeyleri koyduktan sonra artık hazırdım. Saat 10.50 olmuştu. On dakikada da ben parka varırdım zaten.

Miraç bizim sokağın sonundaki parka gelecekti ve ordan da beraber gidecektik. Dün akşam konuşmuştuk detayları. Nereye gideceğimiz hakkında hiçbirşey söylememişti. Ben de sormamıştım.

Parkın oraya doğru yürümeye başladım. Evimiz ile parkın arası 75 adımdı benim de varmama son üç adım kalmıştı. İki...bir... ve vardım. Şuan tam parkın önündeydim.

Etrafımı kolaçan ettim. Miraç tam arka çarprazımdaki bankta oturmuş beni izleyip gülüyordu. Neye güldüğüne anlam verememiştim.

"Neye gülüyorsun" en masum ve tatlı halimle sordum. Aslında ben her halimle masum ve tatlıydım. Yani bence.

"Sen adımlarını mı sayıyorsun"

"Evet

"Neden? "

"Yani bilmiyorum, pek istemli yaptığım söylenemez, küçüklükten kalma bir şey"

Yürümeye başlamıştık. Acaba ne yapacaktık. Aslında önemli ola ne yapacağımız değildi, kiminle olduğumdu . Miraç gerçekten çok iyi bir arkadaştı

Ve ben de uzun zaman sonra bir arkadaşımla dışarı çıktığın için mutluydum.

"Alışkanlık yani? " dedi. Alışkanlık derken ima yapıyor gibiydi. Gibi değil resmen ima yapıyordu.

"Evet"

"Ee n'apıyosun?"

"Bir şey yapmıyorum hâlâ aynı, sen?"

"Ben.. aynı bende aynı, sıradan işte"

Beni geçiştirmeye çalışıyor gibiydi. Ama neyse.

"Napıyoruz bugün ?"

"Şimdi sana belki çok klasik gelecek ama sinemaya gidiyoruz"

"Yok canım ne klasiği,en son 3 yıl önce falan gittim."

" gerçekten mi?"

"Evet"

Çok hızlı bir geçiş yaparak ona günlerdir aklımda olan o soruyu yönelttim.

"Bana o gün ki ağlama nedenini söyleyecektin ?"

Bana baktı ve öylece bekledi. Ne düşündüğünü hiçbir şekilde anlamıyordum. Bir yandan söylemek istiyor ama bir yandan da istemiyor gibiydi. Onu çok zorlamak istemiyordum ama gerçekten de çok merak ediyordum.

"Naz'ı biliyorsun değil mi ?"

"Evet,noldu ki"

Biz Naz' la sevgiliyiz, yani... öyleydik. 2 yıldır sevgiliydik. Onu ilk gördüğümde aşık olmuştum. Yüzü,gülüşü öyle güzeldi ki. Dayanamadım sevdim bende. Ama son zamanlarda değişik davranmaya başladı. Sezmedim değil di. Ama pek umursamıyordum. Ailevi falan zannediyordum. Sonra baktım ki bana bakınca parlayan gözleri artık gitmişti. Hiç umursamıyordu beni. Sonra bir gün yanıma geldi. Beni artık eskisi gibi sevmediğini söyledi. Ve daha da kötüsü benimle sevgiliyken 2 aydır Emir le çıktığını söyledi. Çok karaktersiz biri oluvermiş ben onu severken. Aşkım gözlerimi kör etmiş, farketmemişim hiç.
Bu da bana biraz pahalıya patladı. Çok şaşırdım. Üzüldüm. Emir' e sinirlendim ama asıl kızmam gerken kişi Naz dı. Ama ben bunu çok geç farkettim. Durum bu"

Üzülmüştüm, çok üzülmüştüm

"Üzüldüm"

"Üzülme, boşver, ben boşverdim artık"

Öylece yürümeye devam ettik.

-

Çok güzel bi gün geçirmiştik. Ve ben bugün hiç Emir'i düşünmemiştim. Miraç bana kesinlikle iyi geliyordu.

🍁🍁

Çiçeklerim merhaba 🌼

Kusura bakmayın yeni bölüm biraz geç geldi, üzgünüm. Ama yazarınız mutsuz. Ve mutsuzken bölüm yazamıyorum maalesef.

Kitabı çok hızlı bitirmeyi düşünüyorum. Belki ' 5 ay sonra' falan diye yaparım.

Kitabı yarım bırakmak istemediğim için az bölüm yazacağım. Sizleri çok seviyorum. Bana şimdiye kadar destek olduğunuz için çok teşekkür ederim.🖤

SEN GÜL YETER #TEXTING# TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin