Jjg : Ben yarın geri dönüyorum.
Hafta sonu boş musun?
Lali : Hafta sonu ailem ile şehir dışına kaçıyoruz.
Büyükannem rahatsızlanmış onu ziyarete gideceğiz.
Biraz da kafa dinlemek istiyoruz.
Özür dilerim. ):
Jjg : Sorun yok, özür dileme.
Diğer hafta sonu buluşuruz.
Ya da sen ne zaman müsait isen o zaman.
Lali : Teşekkür ederim. (:
Sana hediye de getirmeyi düşünüyorum.
Çok seveceğine eminim ama ev adresin lazım.
Dükkandan adresini alsam senin için sorun olur mu?
Kendim getirmek istiyorum sana.
Jjg : Benim yanıma mı gelmek istiyorsun?
Gerçekten mi?
Lali : Elbette.
Neden şaşırdın ki?
Jjg : Sadece... benim için bunu yapacağını düşünmemiştim.
Bilmiyorum belki de arkadaşlık ilişkilerim çok gelişmediği için bana tuhaf geliyor.
Ama benim için hediye alman ayrı, onu bana getirmen ayrı bir olay benim için.
Bunun karşılığını mutlaka vermem lazım.
Lali : Hediye bu, senden karşılık bekleyerek almayacağım bunu sana.
Sen istediğin zaman birine hediye alır ve verirsin. Bunun amacı budur.
Kendini zorunlulukta hissetme.
Bana bir şey almak ZORUNDA değilsin, içinden gelirse almalısın.
Anladın mı?
Jjg : Teşekkür ederim.
Bir an sana özel çakı yaptırmayı düşünmüştüm.
Üstünde baş harflerin kazılı ve rengi koyu bir siyah falan olacaktı.
Lali : Biliyor musun aslında biri sana hediye alırsa karşılığını mutlaka vermek zorundasın.
Bu bir kuraldır.
Jjg : Yemezler. :d
Lali : SH*T!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pizza for president
FanfictionJjg : Büyük boy ekstra peynirli bir pizza istiyorum. Lütfen bu sefer soğutmadan getirin. Lali : Ben pizzacı değilim, yanlış numara. Jjg : Ama ben başkanım? Lali : Yani? [ • liskook fanfiction ] © 2020 | readerlittlewitch