10.BÖLÜM: İZLENİYORUZ!!!

39 9 2
                                    

Evet hepinize tekrardan merhaba! Yepyeni ve up up upuzun. bir bölümle tekrar karşınızdayım. Bundan sonra sadece macera bölümleri olmayacak. Artık duygusal bölümlerde olacak. Birdaha ki bölümde görüşmek üzere...

♡Kendinize iyi bakın♡






             İZLENİYORUZ
Hepimiz şok içinde kağıda bakıyorduk. Kim olabilirdi ki bu... kim bu kim? Bizden eşyalarımızı çalan hırsızlar mıydı bize bu iyiliği yapan? Bize acıyıp böyle mi yapıyorlardı? Hiçbir fikrimiz yoktu. Kim olabilirdi ki bu kim? Sonra aklımıza bizden kaçıp giden ailelerimiz olabilir mi diye geldi? Sonuçta bizden kaçıp gitselerde biz evlatlarıydık. Ama olamazlardı. Zaten ailelerimiz de bence bizden kasıtlıca kaçıp gitmemişlerdi. Hiç konuşmadıklarına göre bence tehdit ediliyor bile olabilirlerdi. Ama konumuz bu değildi şimdi... Kim olabilirdi ki? Yarım saat boyunca düşündük. Herkesin bir fikri vardı ama emin değildik hemde hiç. Herkesin fikrinin yüzde bir ihtimali vardı ancak. Sonra Ersan Hoca'nın emriyle varilleri yüklenip tekrar mağaraya gitmek üzere yola koyulacaktık ki Tokmak 'Durun!' dedi. Biz birşey oldu sandık ve korktuk. Ama Tokmak bir fikri olduğu için durdurmuştu bizi. Fikrini sorunca odunları kesmeyi unuttuğumuzu söyledi. Aslında fikir değildi ama haklıydı. Sonra 2 tane ağacı kestik varillere yükledikten sonra götürdük. Sonra gittiğimizde saat 1.30 olmuştu. Hepimiz hem bu olaydan hem de bu kadar odunu taşıdıktan sonra kan ter içinde kaldık. Geldiğimizde kızlar yemek hazırlıyordu. Enfes bir yemek yapmışlardı. Yemeğimizi afiyetle yedik. Ve yemek sırasında yaşadıklarımızı kızlara anlattık. Onlar da kelimenin tam anlamıyla şok olmuşlardı. Aynı bizim olduğumuz gibi...

Bu arada da yemek stoğumuz tükenmek üzereydi. Arada sırada yemek bulsak da en fazla bir haftalık yiyeceğimiz kalmıştı. O gün o not konusunu konuşmayacağımıza söz verdik. O gün mutlu olmaya çalışacaktık. Biraz da olsa olacaktık umarım...

İlk olarak bir karton yaptık. Ali bize televizyoncu oldu. Kanal değiştirip duruyorduk. Son olarak Ali'nin hem dövüşçü hem hakem hem de sunucu olduğu 'Night Fight' da durduk. Ali' de kendi kendini dövecem derken ayağı kaydı ve düştü. Kafasına kayanın sivri köşesi girdi. Ama ne girme... Çıkmıyordu kafasından kayanın parçaları. Tokmak eline bir çakı alıp kafasından kaya parçalarını çıkarttı. Ama kanıyordu da. Ali'de gülüyordu. "Şaban" dı mübarek. Acı çektikçe gülme krizlerine giriyordu. Ona baktıkça bizim de gülesimiz geliyordu. Ali'nin kaç defa Ersan Hoca'dan dayak yediğini gördük. O zaman ağlamıyordu ama gülmüyordu da. Adeta delirmişti burada dura dura... Ama zaten bizim de pek bir farkımız yoktu. 10 dakika kanadıktan sonra kanama da durdu zaten. Biz üzülmeyecektik bugün ama yine üzüldük derken Ali tekrar ayağa kalktı. Ne yapıyor diye bakarken tekrar sahte televizyonu eline aldı. Ali'ye "Deli misin oğlum, daha kafan yeni yarıldı" falan dedik ama oturtturamadık yerine. Sonuçta Ali'ydi o. Yine yapıyordu Aliliğini. Bu sefer tekrar kanal değiştirmeye başladık. Ve bu sefer karşımıza "BASTIR ŞEF" çıktı. Herkesin isteğiyle ve de oy kararıyla açtık Bastır Şef'i... İki tane şef vardı ve her iki takımda da birer kişi vardı.

ŞEF 1: MEHMET TOKMAK

ŞEF 2: MEHMET İLHAN

KIRMIZI TAKIM: ALİ AKKOCA

SİYAH TAKIM: FURKAN KORKUT

Takımlar ve şefler bu şekildeydi. Tokmakla ben yine aynı yerlerdeydik. Tokmak benim yarım elmamdı. Ama "FURKAN" benim tam elmamdı. Çoğu zaman aynı şeyleri aynı anda söylerdik. O benim sadece ruhan değil beyinen, bedenen herşeyiyle kardeşim hatta ikizimdi. Bi Furkan değil tüm kankalarım aynıydı ama Furkan'la aramızda bir bağ daha vardı sanki.

Sonra yarışma da başladı. Herkes dünyanın en iyi yemeklerinden olan ♥SUCUKLU YUMURTA♥ yapacaktı. 30 dakika süre verdik. Sonra sucukları getirdik. Yamyamların nasıl yaptığını bilmediğimiz sucukları. Ali tam sucuk kıyarken elini kesti. Bir anda "Aaaaaaaahhhh' diye bağırdı. Ulan Ali ah ulan Ali. Sakar mısın nazar mı var bilemedik. Elinden kan fışkırıyordu resmen. Tam onun yanına gidecekken durun diye bağırdı. "Herkes Yerine" dedi. Amacı yarışmayı devam ettirmekti. İtiraz edecektik ama etmedik. Çünkü Ali'ydi bu dediğini yapardı. Bu yüzden itiraz etmedik. Yarışmaya devam edecektik. Sonra tekrar başladık. Ali 15 tane yumurta kırdı tavaya. Ve o an farkettik ki Ali tavaya yağ dökmemişti. Bunu Ali'ye dedik ama bozuntuya vermemek için "O iş bende karışmayın siz. Siz böyle işlerden anlamazsınız" dedi bir çokbilmiş edasıyla. Biz de birşey demedik. Ali'nin yumurtası yanık kokuyordu. Tokmak'ın ki şimdiden enfes kokuyordu. Sonra yavaş yavaş 10 dakika sonra bir 'PUUFF' diye ses geldi. Sonra Ali'den duymaya alışık olduğumuz ve bugün 2 defa duyduğumuz çığlık sesi geldi. Yine ne oldu diye bakınırken bir duman kokusu aldık. Ali yanıyordu. Adeta alev alev yanıyordu. Yağ dökmediği için önce yumurta sonra kendi yanmıştı. Sonra Ali koşarak mağaradan dışarı çıktı ve hemen karların üstüne atladı. Sonra vücudunun yanması geçti ama hala kıyafetleri yanıyordu. Bir süre sonra karın etkisi de geçtikten sonra Ali yine bağırmaya başladı. Herkes mağaradan birer kova su getirdi. Sonunda Ali'yi söndürdük. Ali tişörtünü, atletini ve pantolonunu çıkartıp yeniden kara atladı. "Oh!" dedi. Neyse ki çabucak söndürmüştük de vücudunda derin yaralar oluşmadı. Sonra içeriye girdik. Ali yine yapmıştı yapacağını... Bir gece gülelim eğlenelim dedik ama Ali işte. Gerçi o da bilerek yapmadı ama sakardı. Tam bir Sakar Şakir'di. Bir gece de 3 etmişti bu. Önce Tokmak sürekli bacağını kırıyordu. Şimdi ise ali başladı. Ali nihayet karların üstünden kalktıktan sonra içeriye girdik. Zaten saat 22.30 olmuştu ve artık yatacaktık. Ali kapının hemen arkasında yatacaktı. Ona birkaç tane ağrı kesici verdikten sonra uyuduk. Yine her zaman olduğu gibi sabah 5.30 da kalktık ama bu sefer Ali'yi kaldırmadık. Sadece kapının önünden çektik onu. Kahvaltımızı neşeyle güle güle yaptık. Bugün dışarıda yiyecek arayacaktık. Sonra tam dışarı çıktık ki kapının önünde bize tam 1 ay yetecek envai çeşit yiyecek vardı. Gözlerimize inanamadık. Ve yine bir not vardı;

MANYAK 9'LUNUN MACERALARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin