{°~ Bizi Bırakıyor Mu?~°}

86 13 0
                                    

Kış tatilimiz bitmişti. Taehyung ile sadece okulda görüşebiliyorduk. Ona nasıl açılıcaktım ben. Okulda yapabileceğim şeyler belli. Bu işi tek başıma halledemezdim.

Rose ve Lisa okulun banklarından birinde oturuyorlardı. Bende onların yanına gidip oturdum.

Lisa: Hoşgeldin unnie.
Jennie: Merhaba kızlar, napıyorsunuz?
Rose: Lisa matematik çalıştırıyor bana.

Rose sıkıntıdan patlıycaktı belli ki. Aslında derslerinde çok başarılı ama sıkılıyor. Kan bağımız olmasa bile bana çekmiş işte.

Lisa: Unnie kardeşin cidden öğrenmemekte ısrar ediyor!

Lisa' nın dediği şeye güldüm.

Jennie: Neyse onu bunu bırakında bugün dedemleri ziyarete gidelim mi?
Rose: Olur gidelim.

Lisa hala cevap vermemişti. Umarım eski meseleler yüzünden gelmek istemez.

Lisa: Ben pek gelmek istemiyorum.

Neden diye sormak istemesemde sordum ve cevabı beni tekrardan üzmeyi başardı.

Lisa: Ben küçükken beni görmezden gelen bir adamın evine gitmem. Dede diye koşturuyordum peşinden beni duymuyormuş gibi yapıyordu, size en kaliteli oyuncakları alırken bana iki günde bozulan çirkin şeyler alıyordu. Daha fazlasıda var onları anlatırsam gün biter onun için hiç gerek yok. O beni hiç sevmedi.

Lisa bunları anlatıkça kendimi suçlu hissediyordum. Sanki bizim yüzümüzden dedem Lisa’ ya böyle davrandı gibi hissediyordum.

Lisa: Onun için ben gelmiycem.

Rose konuşmaya giricekti ki zil çaldı. Ve üçümüz de sınıflarımıza gittik.

16.47

Dedemleri ziyarete gitmek için hazırlanıyorduk, Jisoo unnie ile konuşmuştum o da gelecekti. Ayakkabılarınızı giyidikten sonra Rose ile metroya yürümeye başladık.

Metro durağına geldiğimizde boş bir banka oturduk. Gözlerimi etrafta dolaştırıyordum ki bizi izleyen birini fark ettim. Gözlerimi kısıp uzaktaki bedeni daha iyi görmeye çalıştım. Ama o çoktan gitmişti.

Rose: Nereye bakıyorsun?
Jennie: Birisi bizi izliyordu. Ona baktım.

Rose biraz endişelenmişti. Onu rahatlatmak için küçük yalanlar uydurdum.

Jennie: Ya da benim göz numaram yine büyüdü.

Biraz olsa işe yaramıştı.

Rose: Herhalde neyse boşver, geldi metro hadi.

İkimizde ayaklandık ve metronun kapısının açılmasını bekledik. Şansımıza tüküreyim  içerisi dopdoluydu. Umarım buradan hamile çıkmazdım.

Metrodan inmiş dedemlerin evine doğru yürüyorduk, ah pardon villasına doğru.

Dışarda korumalar bizi tanıyıp giriş kapısını açtılar. Daha sonra villanın giriş kapısını ise hizmetliler açtı.

Rose: Jisoo unnie geldi mi?
Hizmetli: Evet sizi salonda bekliyor efendim.

Rose kafasıyla onayladı hizmetliyi. Bizde salona doğru ilerledik. Jisoo unnie bizi fark edince ayağa kalktı ve bize sarıldı.

Jisoo: Hoşgeldiniz, hadi gidelim.

Jisoo unnie üzgündü, sebepsizce ellerim titriyor, nefeslerim titrek çıkıyordu ağazımdan.

Dedemin odasının kapısına geldiğimizde kapıyı açıcakken içeriden anneannem çıktı.

Yüzü ne kadar da yıpranmıştı, elleri onun ellerini hiç böyle görmemiştim. Ne olmuştu benim anneme. Yorulmak bilmeyen bu kadın şimdi bastonla dolaşıyordu. Yıllar bu kadar güçlü müydü gerçekten? Bir insanı bu kadar değiştirebilecek potansiyele sahip miydi?

|°Winter Break°|{ taennie}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin