7. Bölüm

2K 105 57
                                    

Sınıftaki kimse dışarı çıkmadı. Kamelya bir şeylerden şüphelendi. Evren çantasından bilgisayarını çıkararak kamera görüntüsünü oraya aktardı. Sonra herkesin görmesi için görüntüleri akıllı tahtaya yansıttı. Sınıftakiler görüntüleri izlemeye başladılar ve Selin ile Erhan arasında bir şey olmadığı ortaya çıktı. Her kes bir birine bakıp fısıldaşmaya başladı. Sonra Kamelyaya döndüler. Kamelya çok sinirlenmişti. O görev verdiği kişiye okulun kamera görüntülerini silmesini söylemişti. Ancak görüntülerde en ufak eskilme bile yoktu. Kamelya yine suçu Selin'e attı:

K - Kesin aradan öpüştüğün sahneyi sildirdin seni yılan !
Selin - Kamelya benimle derdin ne senin ? Daha yeni geldiğim günden neden benimle uğraşıyorsun ?

Kamelya - Buna uğraşmak mı diyorsun ? Savunman bu mu ? Artık Evren'i bile nasıl yanına çektiysen, kimseyle doğru dürüst konuşmayan soğuk Evren senin için kamera odasına gitmiş. Artık ne dolaplar karıştırıyorsanız !

Selin - Kamelya ciddiyim. Benim bir derdim yok. Bu okula geldiğim günden benimle uğraşan sensin. Ben sadece yeni arkadaşlıklar edinmeye çalışıyorum. Sense buna engel oluyorsun. Anlamıyorum ben ne yaptım ilk günden size ?

Kamelya dudağının altında - "Seninle sonra ilgilenirim kalt*k" diyip kapıyı sert bir şekilde kapatarak çıktı. Bakışlar yine Seline döndü. Evren kızın rahatsız olduğunu anlamış olacaktı ki, herkese "İşinize bakın" dedi ve herkes yerlerine geçti.

Bir sonraki ders başladı, fakat Selin derste değildi. Okulun bahçesindeki parkta oturmuştu. Sessizce düşünüyor, olayları anlamaya çalışıyordu. Bu sırada yanına biri oturdu. Selin yüzünü bile kaldırmak istemedi. Gözleri dolmuştu.

Yanındaki - "daha iyi misin şimdi" dediğinde bu ses ona tanıdık geldi.
Bu yine Evren'di.
Selin onun sesini tanıyınca hemen yüzünü döndü ve bir süre bakıştılar. Sonra dolan gözlerindeki yaşın akmasıyla aniden Evrene sıkıca sarıldı. Evren şaşırmıştı ama o da kollarını kızın beline sardı. Selin bir süre sarıldıktan sonra geri çekildi ve kafasını Evrenin omzuna koydu.
Selin - "biliyor musun ? Geldiğimde senin kötü biri olduğunu düşünmüştüm. Yanılmışım. Soğuk bi ruhun içinde sıcacık güzel bir kalbin varmış"

Evren belli etmeden hafif gülümsedi. Bir şey demedi. Sonra kalbi hızlıca atmaya başladı. O kadar hızlı atmıştı ki, kafasını omzuna koyan Selin bunu farketmiş ve "iyi misin" diye sormuştu. Evren ise birşey demeden son kez Seline bakıp ordan uzaklaştı. Selin birşey anlamadı, gözyaşını sildi ve oturup düşünmeye devam etti.

Evren oradan uzaklaştıktan sonra lavaboya gidip aynaya baktı. Sonra - "Kendine gel oğlum ne oluyor sana böyle" diyip elini yüzünü yıkadı. O anda lavabodan biri çıktı ve bu sözleri duymuş olacak ki, garip ve şaşırmış şekilde bakış atıp gitti. Evren yüzünü kuruladıktan sonra dışarı çıktı ve sınıfa doğru gitti. Bir sonraki dersin başlamasına az kalmıştı ve Evren kendi sırasına geçip oturdu. Selin de gelmişti. Fakat Evren ona bakmadan kafasını sıraya koydu. Selin bu durumu garipsedi. Sonuçta Evren ona daha yeni yardım etmişti. Ama yine soğuk davranmaya başlıyordu.
Selin yüzünü Evrene dönüp: "Bir şey mi oldu ?" diye sordu. Evren bişey demedi. Selin bi daha sorunca Evren dönü,p - "Ne olabilir ?" diye soruyla karşılık verdi.
- Selin: "Bilmem. Sanki yine soğuk davranmaya başladın o yüzden."

- Evren: "Kızım buna alış istersen. Ben buyum. Sana haklılığını ıspat etmekte yardım ettim diye değişecek değilim. Öyle düşünmüyorsundur umarım."

- Selin: "Ben sadece arkadaş oluruz diye..

- Evren: "Bizden arkadaş olmaz. Yani benden arkadaş olmaz. Boşuna ümitlenme. Ben değişmem." diyip yine kafasını sıraya koydu.

Selin bir şey diyemedi. Önüne dönüp eline bi kalem aldı. Kağıda bir şeyler karalamaya başladı. Zil çaldı ve coğrafya dersi başladı. Herkes sınfa geçti. Hoca ders anlatıyor ve sınıftakilere konu ile ilgili sorular soruyordu. O sırada Selin hâlâ resim çizmeye devam ediyordu. Hoca bu sırada soruyu Seline yönlendirdi. Selinin aklı karışmıştı bu yüzden kendini çizime verdiğinden soruyu, hatta ona sorulduğunu duymadı bile.
- Hoca: "Kızım ne yapıyorsun orda sen?"

- Selin: "Şey.. Pardon hocam sizi dinleyemedim."
Sonra hoca Selinin sırasına gelip çizimleri gördü. Tam alacakken Evren: "Bunlar benim hoca." diyip çizimleri kendi sırasına çekti. Selin bu sefer de şaşırmıştı.

- Hoca: "Teneffüste niye işinizi halledip derste dersi dinlemiyorsunuz ?"

- Selin: "Kusura bakmayın hocam."

- Evren: "Tamam bi daha olmaz hoca." dedi. Hoca Evrene kızmış bi bakış atıp yerine gitti. Ders yine bitti. Teneffüste Evren çizimleri Seline verip: "Güzelmiş. Yeteneklisin" dedi.

- Selin: "Aslında istersen sende kalabilir. Yani bu tür karakalem çizimlerini seviyorsan.

- Evren: "Teşekkürler o zaman. Ben de bu tür çizimleri çok seviyorum ve kendim de çiziyorum. Buna bakıp ilham alırım"

- Selin: "Sen de mi çiziyorsun ?"

- Evren: "Evet. Çizemez miyim ?"

- Selin: "Hayır. Tabi ki çizersin de. Şaşırdım açıkçası 😅 Hiç öyle birine benzemiyordun."

- Evren: "Önyargılı olmamak gerekir :)"

- Selin: "Haklısın. Açıkçası çizimlerini merak ettim."

Ders bittikten sonra Selin kitaplarını toplarken birinin eksik geldiğini anladı. Sınıfa sordu fakat kimse cevap vermedi.
Herkes sınıftan çıktıktan sonra bir tek Evren ve kendisi kalmıştı.
Evren kimsenin olmadığını görüp: "Bunu mu arıyorsun?" dedi.

- Selin: "Aa evet de bunun sende ne işi var ?"

- Evren: "Sakladım."

- Selin: "Ne ? Neden böyle birşey yaptın ?"

- Evren: "Herkes çıkana kadar oyalanman için..."

756 Kelime🖤
Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Oy vermeyi, isterseniz takip etmeyi ve görüş bildirmeyi unutmayın.🌼

20 oy sonrasında yeni bölüm gelecek :)

Lise GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin