[2]Thank U//Han Jisung

sixteen

"Oi Felix!"

Somi koşarak Felix'e sarılmaya gittiğinde arkasında kalan Jisung Hyunjin ve Sooah'da gülerek peşinden gitti.

"Hoşgeldin! Sonunda geldin!"

Felix de gülerek Somi'ye sarıldı. Herkese tek tek sarıldıktan sonra herkesin 'Chan hyung' olduğunu tahmin ettiği kişiyle tanıştırdı grubu.

"Arkadaşlar bu Chan hyung, tahmin etmişsinizdir."

Herkes kafasını salladı.

"Merhaba Chan hyung!"

Somi yine herkesi güldürdüğünde bulundukları havaalanından çıkmak için çıkış kapısına yürümeye başladılar.

"Ee nasıl oralar biraz anlat bakalım."

"Güzel kanka insanın memleketi gibisi olmaz tabi."

Herkes gülerek kafasını salladı.

"Ay özlemişim oğlum seni sanki 100 yıldır yokmuş gibisin."

Felix güldü.

"Ben de çok özledim seni alışmışım her gün birlikte olmaya."

Jisung araya girdi.

"Oğlum sen bizi sevmiyon mu lan bizi özlemedin mi?!"

Herkes tekrardan gülerken Felix de Jisung'a cevap verdi.

"Özledim kanka tamam kıskanma."

Havaalanına yakın bir kafeye gidip boş bir masaya oturdular.

"Hadi anlatın bakalım kendiniz ben sizi daha iyi tanımak isterim."

Herkes kafasını salladı ve Somi kendini anlatmaya başladı.

"Ben Somi, Felix'in komşu brosuyum. Aslında bu gruba en son ben katıldım ama kimse bana bunu hissettirmedi tabi. Bu sene başında okulumu değiştirip geldim bu okula. Hayatım iyi şuan. Ama en son hayatım iyi gidiyor dediğimde tüm gün takip edilmiştik."

Araya girdi Felix.

"Ne?!"

"Aa biz sana anlatadık neler olduğunu."

Bu sefer de Sooah araya girdi.

"1 hafta önce falan Jisung ve Somi'yi 3 adam takip etmiş kaçmış bunlar da. Ama sonra adamların yanlış kişileri takip ettiğini öğrendik. Adamlar hem salak hem aptal yani boşuna endişelendirdiler bizi."

Felix ve Chan anladıklarını belli etmek için.

"Neyse sıra bende. Ben de Jisung. Sıradan bir insanım anlatacak pek bir şeyim yok."

Somi araya girdi.

"Neden öyle diyorsun ya ben kaç kere kendinizi sevin dedim size?"

Chan'a döndü Somi.

"Bunların kendilerini düzgünce anlatacağı yok ben sana anlatayım hyungcum. Jisung, çok düşünceli ve iyi bir insandır, kendisinden yardım istediğinde iki eli kanda olsa gelip sana yardım eder. Sooah, benim bebeğim, çok tatlış bir kız. Okuldaki ilk arkadaşım diyebilirim. Kalbinde negatif düşünceye yer yoktur, hep pozitiftir kendisi. Hyunjin de tatlış kızın tatlış sevgilisi. Çok temiz kalplidir o da. Herkese yardım etmek ister, eder de. Zaten anladığın üzere Sooah'a çok aşık. Bu ikisinin aşk hikayesi de çok güzel bir ara anlatırlar sana."

Jisung araya girdi.

"Sen kendini böyle anlatmadın ama, ben de Somi'yi anlatayım o zaman. Somi beni bu kadar iyi anlattı ama kendisi benden çok daha iyi bir insan. Benden çok daha düşünceli. Kalbinde en ufak bir fesat düşünce yoktur. Bu arada hayvanları da çok sever."

Chan Somi ve Jisung'un uzunca konuşmasından sonra kafasını salladı.

"Benim anladığım siz kısa sürede birbirinize çok değer verir olmuşsunuz. Birbirinizi bu kadar iyi tanıyor olmanız bana bunu düşündürdü açıkçası. Umarım mutluluğunuz ve beraberliğiniz sonsuz olur. Ben de kendimden bahsedecek olursam, adım Bang Chan. Bildiğiniz üzere Avusturalyalıyım. Ben de şimdi ne diyeceğimi bilemedim."

Chan dahil herkes güldü. Bu sefer de Felix araya girdi.

"Hyungu da ben anlatayım size. Kendisi dünyanın en iyi insanı falan, insanları dinleme ve tavsiye verme konusunda çok iyidir. Elinden geldiğince insanlara yardım etmeye çalışır. O söylemeden ben söyleyeyim, bir sorununuz olduğunda çekinmeden arayabilirsiniz, size kendinizi çok daha iyi hissettirebileceğine eminim."

Masadaki herkes Chan'ın iyi bir insan olduğunu ilk görüşte anlamıştı zaten. Kendilerini tanıtma faslı bittikten sonra bol kahkaha ve Somi ve Jisung'un yalandan kavgalarıyla birlikte koyu bir sohbete daldılar.

Herkes gülerken Chan yanında oturan Hyunjin'in omuzuna dokunarak bir şey soracağını belli etti ve kulağına eğildi, Hyunjin de merakla dinliyordu.

Chan gözleriyle tam karşısında oturan Jisung ve Somi'yi gösterdi.

"Bu ikisi çıkıyor mu?"

Güldü Hyunjin.

"Çok yakında.."