Somi okula bir ders geç kaldığından okula ilk tenefüste daha yeni geliyordu."Somi-yaaaah!"
Koridorun karşısından kendine koşarak gelen Jisung'u görünce o da gülümsedi.
Sonunda Jisung yüzünde kocaman gülümsemesiyle nefes nefese bir şekilde Somi'ye ulaştığında yüzündeki mutluluk kelimelerle anlatılamazdı.
"Ne oldu?"
"Tahmin et?"
Bugün quizlerin sonuçları açıklanacağı için quizlerle ilgili olduğunı düşündü Somi.
"Quiz?"
Gülerek kafasını salladı Jisung.
"Kaç aldın!?"
"Tahmin et işte ya!"
Somi düşündüğünü belli ederek elini çenesinin altına götürdü.
"86?"
Jisung'un yüzündeki gülümseme yerini sahte sinire bıraktı.
"Bana inancın bu mu yani? Bu kadar mı?"
Somi Jisung'un daha yüksek aldığını anladığında yüzündeki gülümseme daha da büyüdü.
"Kaç ya söyle işte!"
"Bu karşındaki Han her konuda başarılı Jisung matematik quizinden tam olarak 97 aldı."
Somi Jisung'un yalan söylediğini düşünürken Jisung o kadar mutlu gözüküyordu ki, yalan söylemediğini anladı.
"Oha! Çok mutlu oldum yaşasın."
Somi mutlulukla Jisung'a sarılınca Jisung ne yapacağını şaşırdı ilk önce. Sonra o da gülerek Somi'ye sarıldı.
Somi tam olarak ne yaptığını fark ettiğinde geri çekildi. O sırada zil çalmasaydı gerçekten ne yapacağını bilmiyordu.
İkili birlikte sınıflarına gittiler ve bir şey konuşmadan kendi sıralarına oturdular.
*
Somi ve Jisung okul çıkışına kadar normalden biraz garip davrandılar birbirlerine. Yanlarında olan kimsenin gözünden kaçmadı bu tabiiki.
Kimse ikilinin üzerine gitmek istemediğinden, bir şey söylemedi.
Eve dönüş yolunda Somi'nin dalgınlığını gördüğünde Felix dayanamayıp Somi'ye döndü.
"NBr şey diyeceğim kendine eziyet etmekten başka bir şey yaptığın yok."
Somi kafasını kaldırıp Felix'e baktı.
"Ne?"
Felix derin bir nefes verdi.
"İnsan en büyük hatayı kendisine yalan söyleyerek yapar. En azından kendi içinde, kendinden başka kimsenin bulunmadığı özel alanında, insan kendisiyle çok açık konuşmalı."
"Bu neydi şimdi, ben mi kendime yalan söylüyormuşum, nerden anladın sen bunu bi bakışla?"
Gülümsedi Felix.
"He bir de bakışlar Somi, bakışlar yalan söylemez."
Yanında kafası eğik yürüyen arkadaşına döndü Hyunjin.
"Kanka, ben bile mesaj atayım mı atmayayım mı diye düşünürken bu kadar kahrolmamıştım."
Bakışlarını ayaklarından Hyunjin'e çevirdi Jisung.
"Çünkü sizin bi en yakın arkadaşlık geçmişiniz yoktu kardeşim."
Derin bir nefes verirken aynı zamanda gözlerini devirdi Hyunjin.
"Fark etmez. Geçmişte yaşamayacaksınız sonuçta, şimdi olacaksınız beraber."
Bu sefer Jisung derin bir nefes verdi.
"Kanka ben sana tavsiye verirken kendimi bu işlerde iyi sanardım ya... Sen herhangi bi mesajda tereddüt edince sana kızıyordum da, haklıymışsın.."
Hafifçe gülümsedi Hyunjin.
"Çok bekledim, umarım aşık olursun da anlarsın beni diye, bak oldu."
Dedi Hyunjin.
"Ama bana söylediğin ilk cümle hala aklımda:
'Sevdiğin insana onu sevdiğini zamanında söylemediğin için pişman olmak, şu anki halinden bin kat daha acı verici olur emin ol.' "
********
Bölüm geç geldiği için kusura bakmayın lütfen 🙏
Gerçekten ödevlerden kafamı kaldıramıyorum boşluk bulur bulmaz buraya koştum, hafta sonu bölüm stoğu yapmayı planlıyorum, finale de az kaldı zaten.
Bol sevgilerrr💗