11 - evren ahalisinin sevilmeyen tek adamı

119 19 17
                                    


Galaksi Teyzenin Terliğindeki Örümcek, syf. 3, ilk paragraf

© Donla Gezenler, yayınevi.

Yer: ismini unuttuğum bir sokak.

Saat: yanıma saat almadım.

Gün: sanırım felsefe sınavı vardı bugün.

Anlatan: Kutup örümceği, yani Jongin hem de Kim Jongin.

• •

Neden bulamıyordum birçok şeye. Yani ne bileyim oturup yaptığım kötülükler olsun, kırdığım kalpler olsun, nedense bazen o kadar boşlukta hissediyordum ki bunlara neden olan kişinin ben olduğumun farkına dahi varamıyordum.

Tuhaf, bir evren ahalisi ile aynı evde yaşayan birisi olsam da bu konuda her zaman yalnızdım.

Nereye gideceğimi unuttuğum için aylak aylak dolanıyordum sokakta. Üstümde dün geceki konuşmanın etkisi vardı. Neden bilmiyorum ama tuhaf hissediyordum. Sabah herkesten erken buralara kendimi atmamdan ötürü olmalı, az biraz da açtım sanki.

Taker amcanın şeker dükkanı gözüme çarptığında duraksamıştım. Sanırım bugün tüm bu okulu asmamın acısını burada çıkartacaktım. Yavaş yavaş vitrini süsleyen renkli şekerlemelerin parıl parıl parladığı dükkana doğru ilerledim. Acelen yoktu nasıl olsa, olsa dahi bugüne özel yavaş olmak için söz vermiştim kendi kendime.

"Hoş geldin evladım." Dedi Taker amca. Başımla selam vererek şekerlere doğru ilerledim. Kyungsoo şekeri ve şekerli olan her şeyi çok severdi. Fakat sanırsam son zamanlarda bırakıvermişti birden.

"Jelibonlar ne tarafta?" Gülümseyerek eliyle bir yerleri işaret etti. Kendisi duman kokan bir evden kaçan ve yüzünde tüm bu zorlukları anlatan bir insandı. Fakat Charlie amca gibi onun hikayesine biz konuk olmamıştık elbette, o bu eve girip çıkan bir gezgindi.

"En son gelişinin üstünden uzun zaman geçmiş olmalı. Sanki boyun uzamış az biraz." Gözlerimi jelibonlardan çekerek Taker amcaya sabitlediğimde bana yıllar üstümüzden geçse dahi sanki onun üstünden hiç geçmemiş gibi o asla değişmeyen gülümsemesiyle bana bakıyordu. Beni bilirdi, ondandır her seferinde farklı hissettirirdi gülümsemesi.

"Evet Taker amca bir derdim var ve evet, jelibonlar her zamanki gibi olsun. Bonibon, çakıl taşı, lolipop ve bitter çikolata da doldurursun aradan aradan." Omuzlarım çöktü hafiften. "Bir sene oldu gelmeyeli."

"Oldukça haylazlaşmışsın da. Sanırsam en son ailevi meselelerden gelmiştin buraya ancak bu seferki farklı gibi."

"Hangi açıdan?"

"Gözlerin," dedi bir yandan şekerleri tartarken. "Uykusuz kalmışsın. Sen ne olursa olsun uykundan vazgeçebilecek birisi değilsin." Torbayı bir kenara koyup diğerini yerleştirdi. Gözlerim anlık ellerine kaysa da bana döndüğü an ben de ona baktım. "Bana bak. Yoksa, gittin birine aşık falan mı oldun? Beklediğim gibi gelmedim buraya hiç."

"Tam olarak ne bekliyordun ki?" Etiketi yapıştırdı torbaya, gözlerimi bu sefer ondan çekerek etrafta dolaştırdım.

"Aşık olduğun adamla birlikte gelmeni bekliyordum elbette. Çünkü en son söz de verdin sen ama tabii hatırlamanı falan beklediğimden değil, en azından o beyefendiyi de merak edebileceğimi düşünmemi beklediğimden dolayı. Ayrıldınız mı?"

"Hayır." Dedim tavana bakarak, omuz silkip lolipoplara doğru uzandı. "Hepsi elmalı olsun."

"Demek elmalı lolipop seviyor." Güldü. "Aksi takdirde elmalı lolipopu sana sevdirmiş olduğuna inanmak çok zor."

çıkmaz yolların uykulu yolcuları // kaisooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin