Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar.Bakışlarımı bana bakan insanlardan görebildiğim kadarında gezdirirken ister istemez yaşadıkları hayatları merak ettim.
Dışardaki o koca dünyayı bırakıp, navigasyonda bile görünmeyen, insanların %99'unun bilmediği bilenlerin 'sokaklı tımarhane' diye adlandırdığı leza'ya taşınıcak kadar ne yaşamışlardı?
Hepsinin yüzlerine bakınca göremeyeceğim acıklı hikayeleri olduğuna emindim ama içimden bir ses çoğunun hikayesinin ailesiyle başladığını söylüyordu.
Aile bazı insanların en büyük şansıyken bazılarının en büyük kabusuydu.
Benim gibilerin mesela.
Bazen sıradan memur bir anne babanın kızı olduğumu hayal ediyordum. O zaman her şey farklı olabilirdi. Şu an yaşıtlarım gibi sınav kaygısı yaşayıp, leza'nın varlığında bi haber deli gibi ders çalışıyor olabilirdim mesela.
Bana alayla bakan Elvin'e çevirdim bakışlarımı.
Hareketlerinden bile deli gibi öfke akan bu kız hikayesini en merak ettiklerimden biriydi. Leza'da yaşayan bir çok insan gibi görünmez olmaya çalışmak yerine herkesin dikkatini çekmeyi seçmişti. Saçma sapan sebeplerle çıktığı düellolar bana göre onun ego tatmin yöntemiydi. Kalabalık onu her alkışladığında gözlerinden farklı bir pırıltı geçiyordu ve duruşu daha da dikleşiyordu. Henüz tanımadığım bu kızın zayıf noktasının 'kendini kanıtlama' ihtiyacı olduğuna bahse girerdim.
"Sen yeni misin?"
Bu gece sık sık duyduğum soruyu bu kez Elvin sordu. Yanımda kalem olsaydı bu soruyu bir daha duymamak için alnıma 'yeni kız' yazardım.
"Evet."
Halime acır gibi baktı.
"Kimse sana düellolardan, daha da önemlisi 'benden' bahsetmedi mi?"
Yüzüme onunki kadar alaycı ve sinir bozucu bir gülümseme yerleştirip "Tersine, o kadar çok bahsettiler ki dedikleri kadar var mısın görmek istedim." dedim.
Başta ifadesini korusa da izlemeye gelenlerin birkaçı güldüğünde kaşlarını çattı. Eğer teorim doğruysa ve Elvin'in kendini kanıtlama ihtiyacı varsa o kafese girdiğimde izleyenler yüzünden dikkati dağılacaktı.
Bir saat önce tanıştığım ismini bilmediğim kız kulağıma eğilip "Sakın çıkma. Elvin'i sinirlendirdin sana hiç şans vermez. Otuz saniyede yerde bulursun kendini." dedi.
Duymazdan geldim.
Elvin kafes kapısında bekleyen adamlardan birine "Kapıyı açın yeni oyuncağım girsin." dedi.
Söylediğine alayla güldüm. Karşısındakini bu kadar küçümsemesi onu benim için kolay bir rakip kılıyordu.
Telefonumu ve ceketimi barda tanıştığım siyah saçlı kıza uzattım. Alırken bana öyle bir ifadeyle bakıyordu ki daha kafese girmeden neredeyse yasımı tutucaktı. Rahatlaması için tanıştığımızdan beri ilk kez gülümsedim. Etki etmedi. Hâlâ aynı bakıyordu.
Ben açılan kapıya doğru ilerlerken herkes Elvin'e tezahürat yapıyordu.
'Ona haddini bildir' 'kafese göm' 'göster gününü' hatta 'boynunu kır' diyeni bile duymuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEN ÇEMBERİ
Teen Fiction• Başlangıcı olan her şeyin bir sonu vardır. • Başladığın noktaya geri dönersin. *Bu isimle wattpad de yazılan ilk kitaptır.*