Dayanamıyorum

34 4 10
                                    

Genç kız uzun kollu penye pijama üstünün kol eteklerine gizledi minik ellerini. karnına doladı kollarını. karanlık koridoru artık ezbere biliyordu. dişlerinin arasına sıkıştırdığı minik fenerin cılız ışığı yolunu zar zor aydınlatıyordu. demir kapıyı araladı. rüzgar gri taytından içeri sızarak bacaklarının titremesini sağlarken baldirlarina kadar çektiği kalın çorapları adımlarını güçlü kılıyordu

mavi gözleri gece karanlığında parıldayan rengarenk yıldızlara hayranlıkla bakarken fark edememiş olduğu bir su birikintisine battı.

ayakları çoraplarını hızla ele geçiren soğuk suyu hissetsede ne ona baktı ne de havuzun maviliğine

Havuzun kenarına oturdu merdiven altında olduğu için gölgede bırakılıp görünmeyeceğine inanıyordu. gözlerini gökyüzünden bir an olsun çekmezken yalnızlığı su yüzüne çıktı.

hiç bir zaman soğuk mu soğuk buz dağı babasından başka ailesi olmayacaktı evlense bile bu babası gibi soğuk, ilgisiz bir adamla olacaktı.

"Dayanamayacağım"dedi fısıldayarak. merhametli rüzgar sesini alıp götürürken "Hissediyorum" dedi farklı bir kalp kendini nefes nefese bir kızın üstünden yana atarken. kızın uzun saçları adamın  geniş omzuna değerek huylanmasına sebep oluyordu. Adam koyu düşüncelerle odanın tavanına bakıyordu.

Genç kız fazlasıyla klor içeren havuza bıraktı üşüyen ayaklarını su çoraplarını şişirirken ayaklarında hafif bir yanma başlamıştı.

saniyeler dakikaları kovalarken motoru ile ışık hızında neredeyse uçan genç adam aklına gelen şeyle bir küfür savurdu. Tanımadığı kızın evinde telefonunu unutmuştu motoru yavaşlatarak omzunun üstünden arkasına baktı.

Tiz bir tekerlek sesi aniden genç kızın kulaklarına çivi gibi battı. hızla kalktı ve sese doğru adımlamaya başladı şişen çorapları bir zombi gibi yürümesini sağlarken bahçe duvarına tırmanmaya başladı.

"Lan!" Dedi genç adam bir ışık patlamış korkunç bir ses yayılmıştı.

yakınındaki kaza yerine motoru sürerken genç kız belirdi demir parmaklıkların arasından.

genç kız kamyon farlarının aydınlattığı yolda yatan bir adama bakarken bir çakıl taşı fırlamıştı yola çünkü onun görevi buydu

Genç adamın motorunun lastiği hızla hava kaybederken hızla motoru terk ederek yardıma koştu
"iyi misiniz?" diye sordu yerde ki hareketsiz yatan adam kısa bir öksürmenin ardından gözlerini açıp kapayarak cevabını belirtti

Genç kız anahtarı üstünde duran motoru gördü. O sırada genç adamın ceketinden beyaz bir kuş süzüldü. minik kuş ona çok şey ifade ediyordu kaçmak için denemeye değerdi

Genç adam yaralıya yardım çağırmak için etrafına bakındı ormanda ne bir ışık ne de bir ses vardı hayal gördüğünü sandığı bir kız hariç

dalgalı sarı saçları rüzgarda savrulurken ayağında bir ayakkabı bile bulunmayan kızın bir anda ağaçlarla kaplı yolda belirmesi inandırıcı gelmiyordu.yaralı adamın eli elini buldu

"Merak etme yardım çağıracağım kurtulacaksın" dedi yaralı adama güven verircesine ve elini deri ceketinin cebine attı fakat acı gerçek kafasına koca bir taş gibi indi telefonu yanında değildi

Genç kıza kısaca bakarak
Ambulansı aramasını emir verdi. avucuna aldığı kuşu bırakmayan kız öylece duruyordu "kızım arasana ambulansı" diye sesini yükseltti genç adam

Kız ürkek bir at gibi bir anda koşmaya başladı kuş avuçlarından kayıp oğlanın ensesinde anında öldüren zehirden tatmış gibi son nefesini verdi

Genç adam hissettiği baskı ile ensesine götürdü elini artık yaralı adamın nefesi yavaşlamıştı saniyeler hızla akarken orman yolunda yine belirdi sarı saçlı kız.

telefonu genç adama uzattığında itiraz etmeden alıp yardım çağrısında bulundu Genç adam.

yeri tarif ettikten sonra elini alnına sürdü bu soğuk havada terleyebilirmis gibi öyle hissetmişti yaralı adam titremeye başlarken "kahretsin kriz geçiriyor" dedi genç adam

Kız yanlarına çökerek genç adamın yaralıyı yan yatırmasına yardım ederken hasta kusmaya başlamış genç adam müdahale ediyordu

Oğlanın alnındaki kan lekesine baktı genç kız. kuş ölmeden tırnağını oğlanın ensesine terk etmiş, oğlanın parmağına batarak yazısını alnına işlemişti kız bunun kader olduğunu anlamışken gözleri birbirine kilitlendi

Zaman durmuş bir sihir gerçekleşiyormuş gibiydi genç kızın karşısındaki romantizm yoksunu bir adam olmasaydı " ne bakıyorsun" dedi ciddi bir şekilde kız gözlerini yaralıya çevirdi beyaz teninde sıcaklık hissederken yanaklarının kızarmaya başladığını anlamak onun için zor olmamıştı

Ambulansın sesi ve ışıkları yola vurdu. Kız bu fırsatta motorun hareket etmemesine kızgın bir haldeydi ve bir köşede genç adamı izliyordu. adam bundan habersiz yardım etti sağlık görevlilerine ve ambulans uzaklaşmaya başladı

Oğlanın kahveleri kendinden yaşça küçük olduğunu belirten minik bedene kısaca çarpıp adımlarını durdurmadan motoruna döndü motoruna ulaşamadan bir ses yayıldı

Bir tüfeğin sinirli sesiydi bu
"çabuk dağılın bulun onu" görkemli ağaçlara çarpa çarpa kulaklarına dolan sesten sonra sarı sokak lambasının aydınlattığı bölgede birkaç serseri tipli adam belirdi

genç adam ne olduğunu anlamadan silahlı adamların ona ilerlemesini izlerken genç kızın dudaklarından korku dolu bir nida yuvarlandı hızla genç adamın koluna özellikle çarparak ağaçların arasına daldı

"ayla" diye bağırdı adamlardan biri silah sesi gürültüyle yankılanırken silah genç adamı hedeflemisti dinlemeyeceklerini anlayarak homurdandı ve kızın peşinden koşar adımlarla ilerlemeye başladı genç adam.

Pare PareHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin