Bir Küçücük Civciv | Tamamlandı

/13/

Selaaaammm

Aralık ayında size bir sürü bölüm vermek istiyorummm

Tek ricam bolca yorum yapmanız, yorum yapmaya üşeniyorsanız oy vermeniz.

Her okuyan oy verirse sevinirim.  Kategorilere girmek ve sıralamada yükselmek istiyorum.

Emeğimi karşılıksız bırakmayın lütfen 💜

Ayrıca instagram hesabımızı da takip etmek isterseniz:

'queenofpuskevit'

🐣

"Buraya bakın!"

Nilay'ın sesiyle birlikte gülerek ona baktım. Elinde Çağlar'ın fotoğraf makinesiyle fotoğraflarımızı çekiyordu. Ailemizin mutluluğu hepimizin yüzünden taşarken güzel pozlar verdim. Biz iki kikirdek olarak güzel güzel pozlarımızı verirken Bade'nin yakışıklı(!) amcası da havalı havalı bize katıldı ama biz onu da pek umursamadık.

Servis için masadan ayrılıp yardımcılara yer verince Nilay'a bol bol fotoğrafımızı çektirdim. Bade'yi öperken, ona sıkıca sarılırken, onunla oyun oynarken... Her saniyemizi ölümsüz kılsın istiyordum adeta.

"Bir de şuraya geçin. Çünkü olmadığınız tek kare orası kaldı."

"Sen laf mı soktun bize? Bu biçimsiz halan laf mı soktu aşkım?"

"Biçimsiz mi," diye cırladı Nilay. İşte Çağlar neydi ki arkadaşı ne olsun. Hıhlayarak saçlarımı savurdum ama tam da dediği noktaya doğru ilerlemeye başlayınca Nilay'ın benimle dalga geçtiğini de fark etmedim değil. Birkaç poz da ağacın hemen yanında çektirdikten sonra arkamdan gelen Çağlar'ın sesiyle irkilip Bade'yi daha sıkı tuttum.

"Bin tane fotoğraf çektiniz, sadece üçünde varım. Ayıp değil mi?"

Bunları söylerken bana bakıyor olsaydı ciddiye alabilirdim ama sırıtarak kameraya baktığını fark edince ben de poz vererek Nilay'a döndüm.

"Güzel çıkmak istiyoruz. Sen manzarayı bozuyorsun."

Çocuksu mırıldanmamla burnundan bir nefes verdi. O an güldüğünü anlasam da bozuntuya vermeden poz vermeye devam ettim. Bade'yi diğerleriyle fotoğraf çektirmek için bırakamamıştık bir türlü. Ne Çağlar ne de ben onlara müsaade etmiyorduk. Elimizde değildi. Her dakika onunla olmak istiyorduk.

Arka fonda Bade'nin en sevdiği çizgi filmin şarkısı çalarken, küçüğüm şarkıyı anında tanıyıp poposunu hareket ettirmeye başlayınca onu kucağımdan indirip ellerini sıkıca tuttum. Sadece durabiliyor ve hareket ederken destek bekliyordu ama ben ona her zaman dayanak olmak için hazırda bekliyordum.

Onunla birlikte sağa sola sallanıp durduk. Herkes kendi işiyle ilgilenirken biz de kafamıza göre takılıyorduk. Annem hiç yabancılık çekmemiş, Simge ile oturup dedikodu yapıyordu emindim ki. Zaten Simge herkesten her şeyden şapşal olduğu için onun yanında sıkılmasını beklemiyordum.

"Selam millet! Âlemin yakışıklı çocuğu partiye giriş yaptı." Başım, en sevdiğimiz şarkının içine eden şahısa döndü bir anda. Deri ceketini dirseklerine kadar çekmiş, kollarını kartal gibi iki yana açarak konuşan adam, oldukça yakışıklı adam, serseri bir sırıtışla Çağlar'a doğru yürüyordu. İç içe geçmiş kolyeleri tişörtünün üzerinde sallanıyordu. Saçları fön çekilmişçesine dikti. Gerçekten yakışıklı bir adamdı.