9.Bölüm

50 10 88
                                    

   Bölüm Şarkısı: Emel  Müftüoğlu-      Hovarda

   "Senin şehrindeyim  bugün.
Adımlarımız karşılaşır belki diye.
Yürüdüğün sokaklarda hayalini aradım."
-Hangi şiir?/Umut Barış Tek

"-Hangi şiir?/Umut Barış Tek

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

( Dünya temsili)

 

  Sabah gözlerimi açtığımda perdelerin arasından yüzüme vuran güneş ışığına karşı tebessüm etmekten kendimi alamıyorum. Çünkü haftanın ve günün en sevdiğim zamanının tam şu dakikalar olduğunu adım gibi ezbere biliyorum.Sırt üstü yattığım yatakta tavanda oluşan gölgeleri izliyor, bir süre öylece tembellik ediyorum.

   Zihninin içinden gün yüzüne çıkan görüntülere karşı istemsizce gülümsüyor ve açık mavi çarşafımı kafamı tamamen kapatacak şekilde örtüyorum. En olmadık anlarda bile aklıma gelen Ali yüzünden oluşan utanç, heyecan ve daha kendime itiraf etmekte oldukça zorlandığım hisleri berteraf etmeye çalışıyorum.

  Kendimi gizleme işinin hiçbir şeye yaramadığını anladığım o an yataktan aniden doğruluyor ve normalde intizamla topladığım yatağımı öylece bırakarak pencereye yönelip perdelerimi tamamen açıyorum. Odayı havalandırmak için pencereyi de açtığımda kulağıma sokaktaki sesler ilişiyor.

  Kafamı dışarı doğru uzatıp, sokağı izlediğimde köşedeki seyyar satıcıyı, yokuşun yukarı tarafından önündeki seyyar arabayı iterek aşağı doğru ilerleyen Osman'ı, karşı apartmanın kapısından sırtındaki çantasıyla dershaneye gitmek için çıkan Elif'i görebiliyorum.

  Güneş hafif solgun gri renkteki kaldırım taşlarına vuruyor. Sokağın ortasında, beyaz tebeşirle yere çizdikleri karelerin üzerinde zıplayarak seksek oynayan çocukların seslerini işitiyorum.

  Elimi yanağıma yaslayıp öylece huzurlu bir şekilde ait olduğum yeri izliyorum. Düşüncelerimi bölen ise Osman'ın sesi oluyor.

  "Günaydın, Dünya abla. Yine herzamankilerden mi?" Diye sorduğunda Osman'a gülümsüyorum.

"Günaydın ablacım. Bugün simit ve poğaça almayacağım." Dediğimde Osman kafasını onaylar bir biçimde sallayarak ilerliyor. Dalgınlığımdan biran önce kurtulmaya çalışarak sesleniyorum.

"Ahmet amcaya ve fırında kimlere selam söylemeyi unutma." Dediğimde "Tamam , abla." Diye yanıtlıyor beni. Ben ise sonrasında esneyerek içeriye dönüyor ve yatağımı toplayıp soluğu banyoda alıyorum.

Aynada kendime bakarken uzamış ve artık uçlarında hafif kırıklar oluşmuş olan kahverengi düz saçlarımı elimle düzeltmeye çalışıyor, çaba gösteriyorum ancak bir sonuç elde edemiyorum. Sonrasında bakışlarım fazla dokunmadığım kendi doğal halinde duran kaşlarımı buluyor, beyaz tenimi, yanaklarımı, kendimi bir süre izledikten sonra sıkıntılı bir şekilde içime derin bir nefes çekiyorum.

Hayaller Sakladım Avuçlarıma Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin