Sevmek Duygusu

41 3 1
                                    

Beraber arabada giderken Umut elimi tutuyordu. Sanki ona aitmişim gibi güvende hissettirmesi çok hoştu. Birlikte arabada gezerken bana sordu;

"Gerçekten umudun muyum?"

Öyleydi. Kafa salladım. Gülümsedi. Gülümserken yanağında oluşan çizgiler sanki mutluluğunu parantez içine alıyor gibiydi. Benimle mutluydu. Birini mutlu ediyordum. Bunu düşününce yüzümde istemsiz bir sırıtma belirdi.

"İlyada" dedi.

"Efendim"

"Bu minicik ellerin avcumdan hiç düşmesin"

Aman tanrım. Romantikleşmişti. Gözleri ışıl ışıldı bana bakarken. Sanırım istediği İlyada buydu. Ona kendini sevdiren kız. Herşeyi unutmuştum Umutun yanında. Artık kitaplarım yerine Umutu istiyordum. Değiştiğimi farketmiştim. Evimin önünde arabayı durdurup bana baktı.

"Çok güzelsin, aklının alamayacağı kadar güzel, bir martının uçuşu gibi veya bir sıcak çikolatanın minik ellerini ısıtması gibi"

Kalnim yerinden çıkacaktı. Cevap beklemeden arabadan inip kapımı açtı. Bu centilmen davranışını seviyordum. Arabadan indiğimde kollarını açmış sarılmamı bekliyordu. Hızla kollarımı botnuna doladım. Gelen parfüm kokusunu içime çektiğimde belimdeki kaslı kolları daha sıkı sarılmıştı.

"Sakın İlyada, sakın gitme"

"Gitmem, gidemem Umut"

"Hayatımı destanlaştıracaksın"

"Seni seviyorum."

Ne? Ne demiştim ben? İnanmıyorum Umuta onu sevdiğimi mi söyledim az önce? Şuan ölmek istiyordum.

Kafasını boynumdan kaldırarak bana baktı. Şaşırmıştı oda.

"Seni seviyorum destansı hayalim" demişti.

Destansı hayalim. Eve girerken kulaklarımda bu söz çınlayıp durdu. Ayakkabılarımı çıkarırken annemin başımda durduğunu farkettim.

"Siz, sevgili misiniz?"

"Ne? Anne ne diyorsun lütfen. Ben odama geçiyorum"

Odama çıkarken aklıma günlüklerimin kayıp olduğu geldi. Kapıyı açtığımda koskocaman bir ayıcık ve minicik bir notla karşılaştım.

"İşte benim miniğim"

Babamın asla yapmayacağı bir şey bu. Ayrıca tebrik edilecek bir şey yapmamıştım. Ayıyla aşağı inip anneme sordum.

"Anne bu hediyeyi sen mi aldın?"

"Hayır kızım. Nereden çıktı o?"

Bende bilmiyordum. Geri odama çıkıp kendi kendime sorgulamaya çalışırken uykuya yenik düşüp uyuya kalmıştım.

*

Sabah uyandığımda gözlerimi Umutun yüzüne açmıştım. Karşımda salak bir gülümsemeyle bana bakıyordu.

"Ne yapıyorsun burda sen" derken gözlerimi ellerimle ovuşturuyordum.

"Uyurken seni izlemek istedim. Annende izin verdi" Yüzünde muzip bir gülümseme vardı.

"Uykunda konuşuyorsun" dedi gülerek.

"Ne diyorum ki? Ben mi? Nasıl?"

"Biraz şımarttın beni hayatım" dedi. Ahh acaba ne demiştim. Utanmıştım.

"Ne dedim? Gerçekten çok utanıyorum şuan"

"Duyduğuma göre sabaha kadar sayıklamışsın ve hep adım geçmiş. Rüyalarına giriyorum demek ki" deyip sırıttı.

Esnerken ne diyeceğimi bilememiştim. Kollarımı esnediğim için açtığımda bana sarıldı. Kaslı kollarını belimde hissetmeyi seviyordum. Boynuna kafamı gömüp müthiş kokan parfümünü içime çektim. Eğilip boynumdan öptü. İlk öpüşüydü. Boynumda gökkuşağı çıkıyormuş gibi hissettirmişti. Çok hoşuma gitmişti ama huylanmıştım. Geri çekilip yüzümü ellerinin arasına koyup bana bakıyordu hayran gözlerle.

Burnunu burnuma yaslamıştı. Bana uzun uzun bakarken; "sana bir şey itiraf etmeliyim" dedi.

Ardından gerilerek devam etti.

"Okulda seni farkettiğimde daha yeniydim. İlk kez okul değiştirmiştim. Ve çabuk arkadaş edinebilen biri değilim. Aylarca seninle konuşmak istedim. Ama hep bi tarafım beni tersleyeceğini düşündü. Bu yüzden cesaret edemedim. Çünkü diğer kızlar gibi herkesle muhattap olan bir kız değildin. Arabayla neredeyse ezecek olduğumda ilk tanıyamamıştım seni. Tanıdığımda ise artık reddetsen bile umursamayacaktım çünkü güzelliğin beni afallatıyordu."

Şoka girmiştim. O konuşurken hep dudaklarını izledim. Anlattığı şeylere kulaklarım inanamıyordu.

"Domatese allerjin olduğunu, sıcak çikolata sevdiğini, yağmur yağdığı zamanlar dışarıda kitap okumayı sevdiğini ve kitapları ne denli sevdiğini böyle öğrendim"

"Umut" dedim hayranlıkla ve sarıldım sımsıkı sarıldım.

Beraber salona indiğimizde annemin tek olduğunu ve kahvaltıyı hazırladığını farkettim. "Umut, İlyada. Gelin kahvaltı yapalım" dedi annem.

Beraber kahvaltı yaparken annemle Umutun çok iyi anlaştığını farkettim. Hayranlıkla Umutu izliyordum. O kasları, dudakları, arada konuşurken bana bakışları... Umutu seviyordum. Onu gerçrkten sevmeye başlamıştım.. Sevmek duygusunu ilk hissedişimdi. Anne babamdan sonra ilk kez birini seviyordum.

İlyada-TiggerlilyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin