🔮~Bölüm 12~🔮

171 13 1
                                    

                       * 3 sene sonra *
" Patiayak! Bunu nasıl takmam gerekiyor!? Bir türlü beceremiyorum." dedi James. Telaşla koşuşturuyordu minik bir odanın içinde. Hogwarts'tan ayrılalı pek değişmemişti. Yine o kuzguni saçları karman çormandı. Okulu bitirdikten sonra ailesinin yanına dönmüştü. Evini terk ettikten sonra Sirius da bir süre onlarla kalmıştı. Ama sonra dayısının mirası sayesinde başka bir eve taşınmıştı..

  Yine de hep bir aradalardı . James ve Sirius çok yetenekli birer Seherbaz'dılar artık. Lily aldığı terfi sayesinde kısa sürede Uluslararası Sihirsel İşbirliği Dairesi'nde yüksek bir makama erişmişti bile. Remus ise Büyü Kazaları Düzeltme Dairesi'nde yükselmişti. Peter da son iki senedir ortalarda görünmüyordu...

"Nereden bileyim? Sanki kaç defa popyan taktım ?!" dedi Sirius. Sabah üçte James tarafından zorla uyandırıldığı için hâlâ sinirliydi. Remus kayıtsız bir ifadeyle ona baktı: " Popyan takamazsın zaten. Çünkü onun adı papyon. James getir sen de şunu ben düzelteyim."

"Teşekkürler Aylak." dedi James ve telaşla Remus'un yanına gitti. Papyonunu uzattı ve Remus güzelce bağladı. Artık tamamen hazır görünüyordu:

" Evet , her şey tamam sanırım. Bugün hayatımın en güzel günü.."

"Benim de !"

" Sana ne oluyor Sirius?! James evleniyor sen değil."

" Ama bugün James'e sağdıçlık yapıyorum! İlk defa önemli bir yere imza atacağım Remus , düşünebiliyor musun?"

"Ben düşünebiliyorum da senden şüpheliyim." dedi Remus , heyecanla çırpınan Sirius'a. " Hadi , tamamsanız gidelim. Lily bekletilmeyi sevmiyorsa tekmeyi basar, o zaman hayatının en kötü günü olur işte James."

Genç adamın gözleri faltaşı gibi açılmıştı. Sanki Remus'un dediklerini düşünüyordu. Eğer öyle bir şey olursa ne yapacağını bilmiyordu:

" Tamam , bugün tekme yemek istemiyorum sanırım.Hadi gidelim .." dedi ve kapıya yöneldi.Kapıyı açtı , derin bir nefes aldı ve ilerledi. Küçük , sahil kenarında bir düğün planlamışlardı. Malum , karanlık zamanlardı. Voldemort'un gerçekten güçlenmeye başladığı zamanlar.

Kumların üstünde usulca ilerledi ve alkışların arasında masanın yanına geldi. Şimdi sırada beklemek vardı sadece.. James etrafına bakındı ve hemen karşısında oturan Profesör McGonagall' ı ve Profesör Dumbledore'u gördü. Onların hemen yanında annesi ve babası gözleri yaşlı ona bakıyorlardı. Onlara sadece gülümsedi ...

Yaklaşık beş dakika beklemişti ve endişelenmeye başlamıştı bile. Ama tam o anda karşısına baktı. Lily'nin kızıl saçları ve bembeyaz gelinliği adeta parlıyordu. Saçındaki beyaz çiçeklerin de ayrı bir hoşluğu vardı. Gülümsüyordu ve James' e doğru yürüyordu. Genç adamın adeta nutku tutulmuştu. Konuşamıyor hatta gülümseyemiyordu. Lily yanına geldiğinde ona eğildi ve fısıldadı: " Çok güzelsiniz Mrs. Potter." dedi ve eğilerek usulca öptü saçlarını. " Sen de fena değilsin" dedi Lily gülümseyerek.

" Ben de fena değilim , değil mi Evans?" diye fısıldadı Sirius ikisinin arasından. Marlene onu geri çekti:

" Şimdi sırası değil Sirius , gel şuraya.!"

     Kalabalıktan bir kıkırdama duyuldu . Özellikle de McGonagall gülümsüyordu , aynı zamanda gözleri doluydu..

"Profesör Dumbledore, nikahı sizin gerçekleştirmenizi rica ediyoruz mümkünse ." dedi Fleamont Potter usulca gülümserken.

Dumbledore gülümsedi ve ayağa kalktı. Kısa süren bir konuşmadan sonra , bir an sonra Lily Evans artık bir Potter olmuştu bile...
   ***

" Sahilde biraz yürümeye ne dersiniz ha?"
James eğildi ve fısıldadı. Hepsi bu fikri onaylayan bakışlarla doluydu. Uzun bir gündü ve ancak alacakaranlık çöktüğünde sakinlik ortamı oluşmuştu. Sirius , Marlene , Remus ve Mary ayaklandılar. Lily'nin kalkması daha zordu sanki:
" BU-GELİNLİK- BENİ - SİNİR - EDİYOR. Ayağıma dolandı.Off" diye adeta cebelleşmeye başladı elbisesiyle. James elini uzattı ve ona yardımcı oldu. Lily de öfkeyle ayağa kalktı  ve yürümeye koyuldu .

"Asla teşekkür etmeyecek misin? Lily Potter ve büyük gururu!" dedi James sitem edercesine.
" Teşekkür ederim." dedi Lily kayıtsızca . Hâlâ eteğini düzeltmekle uğraşıyordu çünkü.

"Eee şimdi ne yapacaksınız?" diye fısıldadı Marlene.  " Nerede yaşamayı düşünüyorsunuz ?"

James düşünceli gibiydi " Bilmiyoruz Marl. Ama Lily ailesinin oturduğu mahalleyi öneriyor . Güvenli olacağını düşünüyor. Ama bana kalırsa muggle dünyası pek de güvenli sayılmaz."
Lily ona döndü " Haklısın , çok güvenli sayılmaz. Ama bu zamanlarda güvenli bir yer yok zaten , değil mi?"
" Evet , haklısın sanırım." James eline ince bir sopa almış kumu eşeliyordu.

"Ahh, James'i kırk yaş olgunlaştırdın galiba Lils. Ya da kafasına darbe yemiş de olabilir." dedi Sirius ciddi bir ifadeyle.
      " Hadi artık kalkalım. Onlar bizi öldürmek için plan yaparken burada böylece oturmak istemiyorum." dedi Remus . İşaret parmağıyla göğün simsiyah karanlığını ve gökteki yeşil dumanlar saçan işareti gösteriyordu. Çok yakınlarda biri öldürülmüştü...

                     * 1 sene daha sonra*
"Sirius! Sana kaç defa söylemem gerekiyor ? O elindeki şey Harry'nin biberonu. Ve onu öylece eline alıp duvarlara süt sıkamazsın!İz olacak duvarlar!"
İki katlı ahşap bir evin salonuna gelmiş olan Lily gördüğü manzara yüzünden kıöpürmüştü .Sirius bir elinde yeşil gözlü ufak tefek bir bebeği  -Harry- tutuyor, diğer eliyle de duvarlara süt püskürtüyordu.
" Ama Lils bak , oğlun çok eğleniyor. Ayrıca duvar zaten beyaz , iz de olamaz. Bizi rahat bırakır mısın? Değil mi Harry ? Hadi sana öğrettiğimi söyle anneye, hadi!"
Bebeğin ağzından belli belirsiz mırıltılar döküldü. Sonra da fısıldarmış gibi " Kaybol burdan" kelimeleri döküldü. Tam olarak telaffuz edememişti ama Sirius için bu yeterliydi. Lily ise şokla karışık gülüyordu.
" James gelince ikinizi de şikayet edeceğimden emin olabilirsiniz."
" Tabi ki eminiz. Ama James'in bizi engelleyeceğinden sen emin misin Lils?" dedi Sirius sırıtarak. Doğruydu ya. James de onlara katılacaktı hiç şüphesiz.Lily gözlerini devirdi ve yeniden mutfağa ilerledi. " Bir değil üç çocukla ilgileniyorum sanki! " diye bağrıştı kinayeyle .

Sirius , Harry'e baktı " Senden üç tane mi var Harry? Ah ben de öyle düşünmüştüm. Hadi gel anneye yapacağımız şakayı düşünelim." dedi ve bebeği koltuğa sürükledi. " Ama sen daha koltuğa bile yetişemiyorken şaka planlamak biraz zor olacak. Eh madem o zaman gidelim ve anneciğin kitaplarından birini boyayalım. Hadi kalk. Ahh doğru ya ." Sirius bebeği kucağına aldı ve üst kata çıkan merdivenlere ilerledi. Şimdi  bomboş kalmıştı Godric's Hollow'un diğer evleri gibi kasvetli salon. Şimdilik her şey yolundaydı. Yoldaşlık hazır bir şekilde savaşı bekliyordu. Ve diğer herkes de öyle .....

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 29, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Everything  in 7 Years • Jily and Marauders AUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin