0.4

383 43 87
                                    

Tzuyu,

Karşımda benden biraz uzaklıkta olan Nayeon ve Minaya baktığımda şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım. Mekana geleli uzun süre olmadığı halde etraflarını şimdiden bir çok kişi sarmıştı. İşin şaşırtıcı tarafı ise bazılarıyla flört halinde takılırken onlarla dans edip ellerinde tuttukları kokteyle eğlencenin dibine vuruyorlardı.

Bense Mina ve Nayeon gibi rahat yada eğlenceli vakitler geçiremiyordum elimde tuttuğum mini bardaklara konan viskimi yanımdaki masa üstüne koyup arsızca beni izleyen vampir kostümlü Jeon Jungkook ile bakışmaya başlamıştım.

Bu partiye Soobin ve Eunha ev sahipliği yapıyordu ve Eunha'nın partiye ev sahipliğini biz de yeni öğrenmiştik duyduğumuza göre Soobin ve Eunha ikizmiş. Nayeon ile ikimiz Mina adına endişelensek de Mina kendini sarhoş yaparak acısını içinde yaşamayı tercih etmişti.

"Jungkook çok fena sana bakıyor benden söylemesi şuan resmen gözleriyle seni yedi hemde yanında sevgilisi Arin varken." Mina'nın dediği şeyle yüz buruştursam da merakıma yenik düşerek bana bakan iki kişiye bakmıştım.

Arin ve Jungkook tam da onlardan beklenildiği gibi vampir kostümleri giymiştiler. Aslın da ikiside birbirlerine ne kadar yakışsalar da Arin'in en sevdiği şeyle vurmakta kararlıydım kısacası Jeon Jungkook beni seçecekti, seçmeliydi de aksi durum asla olamazdı.

"Asıl sen nasılsın ? Eunha'nın bu partiye ev sahipliği yaptığını duyduktan sonra kendini iyice alkole verdin." Mina bu dediğime sesli bir şekilde gülmüştü.

"Tzuyu inanır mısın bilmiyorum ama içim yanıyor. Yaptığım şeyler yanlış bunu biliyorum fakat ben ne yaptıysam bu aptal sevgim yüzünden yaptım ve hiçbirinden de pişman değilim ama işin komik yanı ise o beni sevmiyor." Mina'nın sona doğru sesini kısmasıyla olduğu yerde sarhoşluğun etkisi ile tökezlemişti.

"Ama madem beni istemiyor bende onu kalbime gömüp bu sevginin beni öldürmesine izin veririm" Mina ellerini bana doğru doğrultarak sözlerine devam etti "Dur bir dakika yia ben şimdi ona bir daha yaklaşmayacağımı ve peşini bırakacağımı söylemeye gidiyorum aklıma çok güzel fikir geldi." Mina sarhoşluğun verdiği cesaretle nefret püskürürken yanlış bir şey yapmaması için kolunu tutacağım sırada dans edenlerinin arasına hızla karışarak onu bulmamı zorlaştırmıştı.

"Gökten melek düştü de benim mi haberim yok!" oturduğum bar taburelerinin yanına oturan Lucas'a dönmemle hemen yanımdan uzaklaşması için ağzının payını vermeye çalışmıştım.

"Lucas senden oldukça rahatsız oluyorum o yüzden yanımdan git!" Lucas bu dediğime karşılık sadece pis bir şekilde sırıtmıştı.

"videoda ki kişiye öyle demiyordun hatta bayağı bir zevkli dakikalar geçiriyordun." Lucas yanıma yaklaşarak söylediği şey karşısında nefesim kesilmişti.

Lucas vücutlarımızı biraz daha yaklaştırarak saçlarımın bir tutamını parmağına doladıktan sonra kulağıma eğilmişti."Sana o zevkli dakikaları bugün ben yaşatmak istiyorum." Duyduklarım tokat misali yüzüme çarptığında etrafımızdaki kalabalığa güvenerek onu itip kendimden uzaklaştırdığım da masanın üstünde bulunan çantamı alarak merdivenlerden yukarı çıkıp tuvalete gitmek için bulunduğum yerden uzaklaşarak merdivenden çıkmıştım.

Yukarı kata çıktığımda odalardan çıkan inleme sesleri ile yüzümü buruştursam da lavaboyu aramaktan vaz geçmemiştim bilmediğim bir kaç koridora sapınca en son dayanamayıp arkama dönmüş aşağı inecektim fakat karşımda Lucas'ı görmemle bedenimi bir ürperti kaplamıştı.

"Kendi ayaklarınla buraya gelmen ne kadar güzel." Lucas konuşarak bana doğru adım attıkça ben olduğum yerde sadece durmuş ölüm fermanımı bekliyordum. Vücudum benden bağımsız titremeye başladığı için pek hareket edemiyorum.

Morsies ₹ TzukookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin