İyi okumalar (:
✦
Oturduğum banktan bir ayağımı sarkıtıp gözlerimi okul bahçesini işgal eden öğrencilere çevirdim.
Bakışlarım topuklarını kıçına vura vura koşan bir kıza denk geldiğinde oturduğum yerde biraz daha yayılıp izlemeye devam ettim. O okul eteği ile bu rüzgarda koştuğu için frikik veriyordu. Benim dışımda kızı farklı niyetlerle izleyenlerde vardı. Kız sonunda bir çocuğun kollarına atladığında, çocuk, kızı etrafında döndürmeye başladı. Göz devirip bu korkunç görüntüden gözlerimi çektim.
İnsanlar temasa neden bu kadar meraklıydı?
Aptal bir sarılma yüzünden o kadar enerji tüketmeye değer miydi?Sen nereden bilebilirsin ki?
Doğru, ben nereden bilebilirdim ki?
Başımı önüme çevirip önümdeki çizime baktım. Ne çizdiğim hakkında hiçbir fikrim yoktu ancak göz zevkime uyuyordu. Bakıldığında arkası dönük bir kız, sırtından derisini parçalayarak kanat gibi çıkan iki dal parçası vardı. Dalların etrafına dolanmış dikenli güllerden bir şeyler akıyordu. Kan olarak düşünülebilirdi ancak o amaçla çizmemiştim.
Kızın sırtından çıkan dalları ve gülleri fazla detaylı çizdiğim için, bir çift kanata da benzetilebilirdi, desenler kelebek kanatlarını andırıyordu.
Mantıksız bir karalama diyebilirdik. Ama mantıklı olsun diye çizmemiştim zaten. Bakıldığında hoş bir görüntü yaratması yeterliydi benim için. Hoş, benden başka kimsenin gördüğü de yoktu.
"Şşt, Lalisa!"
Aceleyle defterin kapağını kapatarak ayağa kalktım. Küçük sırt çantamı da sırtıma takarak hızla bahçeden uzaklaştım.
Kaç Lalisa, en iyi yaptığın şey.
Elimle başıma sertçe vurup kafamdaki aptal sesi susturdum.
Hızlıca okulun kapısından çıkacaktım ki birden sırtımdaki çantadan tutulup çekildim.
Kaçamadın Lalisa, o kadar da iyi değilmişsin.
Hızlı düştüğüm için acıyan popoma ve kafamdaki sese karşın sadece dişlerimi sıkmakla yetindim. Bir çift ayakkabı tam önümde durduğunda başıma gelecekleri kabullenerek başımı kaldırdım.
"Ne oldu ezik, neden kaçıyorsun?"
İç çekip ayağa kalkmaya yelteneceğim sırada saçımdan tutulup sürüklenmeye başladım. Hissettiğim acıyla ağlamaya başladığımda hala sürükleniyordum. Kafamı kaldıramadığım için nereye gittiğimizi de göremiyordum.
Lia sonunda saçımı bıraktığında okulun arkasındaki boş araziye gelmiştik.
Pekala, acaba bu gün kim kuyruğuna bastı da sinirini senden çıkarmaya geldi.
Bilmiyordum, bu kızın benimle ne derdi olduğunu bir türlü anlayamıyordum!
"Ah, seni küçük ucube! Birde ağlıyor musun? O zaman şimdi yapacaklarım karşısında ne yapacaksın merak ediyorum."
Bende merak ediyorum Lalisa, her zaman yaptığın gibi sesini çıkarmayacak ve öylece sana zarar vermesine izin mi vereceksin yoksa bu sefer şu zorba kıza haddini bildirebilecek misin? Gerçekten merak ediyorum.
"Ne oldu? Dilini mi yuttun?"
Karnıma sert bir tekme attığında en az zararı almak için cenin pozisyonunu aldım.
Ah, demek susup öylece dayak yiyeceksin, tahmin etmiştim. Lia'nın dediği gibi Lalisa, eziksin.
Öyleydim..
Tekrar sertçe tekme attığında artık hıçkırarak ağlıyordum.
"Al sana, nasıl beni reddedebilir? Güzel ve popülerim, paramda var. Neyim eksik!"
"Ah! Dur lütfen, canım acıyor."
Durmadı, 16 dakika, 28 saniye boyunca öylece yerde yatan beni tekmeledi. Hiç bir şey yapamadım bile.
Her zamanki gibi.
✧
Arkadaslar ne yaziyorum bilmiyorum ama bodoslama daldim direkt, cok gerildim su an.. neyse
oy vermeyi ve yorum yapmayi unutmayin lutfen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
alien
FanfictionFarklıydı, uyum sağlayamıyordu. Tıpkı Lalisa gibi. ~~~~~~~~~ Rosé & Lalisa ~~~~~~~~~