🔱🔏🔱
Rahatlatıcı bir duşun ardından, bornozumu giyerek odama geçmiş ardından kendimi yatağa bırakmıştım. İtiraf etmeliyim ki, bu durum aşırı derecede rahatlatıcıydı ve yine itiraf etmeliyim ki kendimi böyle yapınca zenginmiş gibi hissediyordum. Halbuki zenginliğe asla ihtiyacım yoktu. Ellerimi kafamın arkasında birleştirerek tavanım ile rutin bakışmalarıma başlamıştım ki abim, sağ olsun kapıyı çalmak yerine hayvan gibi içeri dalmıştı.
"Sen ne-"Sözümü kesmişti.
"Kes sesini! Siyah kapşonlumu bulamıyorum ve ne hikmetse hep senin dolabından çıkıyor."
Ayağa kalkıp zaten açık olan dolabıma ilerlemiştim. Hızla dolabıma bir bakış atıp abime dönmüştüm.
"Uzatma! Git üstüne birşeyler giy. Senin çirkin vücudunu daha fazla görmek istemiyorum. Bulursam sana geri getiririm."
Kaşını kaldırmıştı. Göz devirmiştim.
"Söz veriyorum, getireceğim."
Yanıma gelerek beni dolabın önünden yatağıma itmiş, ardından dolabıma bakmaya başlamıştı. Bir kaç saniye sonra elinde beyaz bir kapşonlu ile bana dönmüştü.
"Laura, bunu iki gün önce almıştım ve bir kere bile giymedim. Sende ne işi var?"
Tek kaşımı havaya kaldırmıştım.
"Sende görünce çok hoşuma gitti, bende gidip aynısından aldım."
Gözlerini kapatıp açmış ardından tekrar dolabın içine gömülmüştü.
Bornozumla yatakta otururken bacak bacak üstüne atmış, baş parmağımı kemiriyordum. Evet maalesef stresli olunca yaptığım böyle kötü bir alışkanlığım vardı. Halbuki endişe edecek ne vardı ki, dimi? Abimin kıyafetleriydi sonuçta, yabancı bir erkeğin değil. Abi demek kıyafet otlaklanacak biri demekti haksız mıyım abisi olan yoldaşlarım? Başka bir erkekten alsam kıyameti kopartıyor, ondan alsam yine kıyameti kopartıyor. Hayır bir de 'istesen ben sana vermez miyim' diyor, e vermiyorsun işte!
Yaklaşık beş dakikanın ardından, omuzunda bir yığın kıyafetle bana dönmüştü. Bu durum iki şeyin farkına varmamı sağlamıştı; birincisi, gerçekten büyük bir dolabım varmış. İkincisi, abimin neden bu kadar çok kıyafeti var? Cidden soruyorum, neden abimin bu kadar kıyafeti var?
"Söyle Laura, seni öldürmemem için bana bir sebep söyle. Ulan, aldığım iki parça şey demiştin şu omzuna bak, dağ gibi kıyafet var!"
Ayağa kalkmıştım. Bir ayağım yerde ritim tutarken kollarımı göğsümün altında birleştirmiştim.
"Ne bileyim ben! Senin kokuşmuş dolabından benim mis kokulu dolabıma gelmişlerse ben ne yapayım."
Boğazında ki damarlar belirginleşirken bir adım atmıştı.
"Kokuşmuş mu?"
Pekala, abimin dolabının benim dolabımdan daha güzel koktuğu ve daha düzenli olduğu gerçeğini şimdilik es geçiyorum.
"Yapma ama abi, o kadar güzel kıyafetlerin var ki almadan edemedim."
Birkaç adım sonunda dibinde bitmiş ve kollarımı beline sarmıştım.
"Herkes biliyor ki bu kasabada en iyi tarz sende var. Harika birisin, bende sana layık bir kardeş olmaya çalışıyordum."
Dudaklarına geniş bir gülümseme yerleşirken göz kırpmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEYL
FantasyGeçmişin izleri yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor. Yalanların sakladığı sırlar, sırların getirdiği yalanlar... Kurulu düzenin piyonları, ölümün çocukları! Kılıcın sahibi yazgınızı belirleyecek, ona itaat edin! Edin ki, kurduğunuz düzeni yerle yek...