Üçüncü ve son deney üssünden çıkar çıkmaz arabaya bindik hızla. İlkinden sonra güvenliklerin sayısını artırmışlardı fakat sorun olmamıştı. Başka bir Zaman Canavarı yoktu neyse ki.
Güneş doğarken araba hızla ilerliyordu. Felix, Hyunjin ve Jeongin uyuklarken gözlerimi yola odaklamıştım. Arkamızdan gelen patlama sesine karşılık gülümsedim.
Devlete çok büyük zarar vermiştik. Uzun süre toparlanamaz ve deneylere devam edemezlerdi.
Chan'ın esnediğini görünce, "İstersen ben sürebilirim. Yolu öğrendim." dedim.
"Sen benden daha fazla yoruldun." derken dikiz aynasından bana bakmıştı.
"Şu an çok mutlu ve heyecanlıyım. İstesem de uyuyamam."
İtiraz etmeden kenara çektiğinde kapıyı açıp indim. Chan ve Changbin de inmişti. "Ben de uyumayacağım. Hyunjin ile yer değiştireyim." dedi Changbin.
Şoför koltuğuna geçip aynaları ve koltuğu kendime göre ayarladım. Chan benim yerime geçmişti. Changbin de Hyunjin'i uyandırıp onun yerine geçti. Herkes yerini aldığında arabayı çalıştırdım.
Changbin'in beni izlediğinin farkındaydım. Yaklaşık on dakikanın sonunda konuşmaya karar vermişti. "Deney üssünden kaçınca ne yaptın? Nasıl hayatta kaldın?"
Güzel soruydu.
"Pekala." diyerek iç çektim ve o zamanları hatırlamaya çalıştım. "İlk olarak, hiç bilmediğim bir dünyada yapayalnızdım. Başta çok korktum ama geri dönebileceğim bir yer yoktu. Ne ev, ne aile. Gerçi bu kelimeleri sonradan öğrendim de, konumuz bu değil. Hayatta kalmak zor olmadı. İnsanları izledim ve para karşılığında alışveriş yaptıklarını gördüm. Benim param yoktu, bu yüzden zamanı durdurarak neye ihtiyacım varsa çaldım. Sonra para çalarak kendime kalacak bir yer tuttum, tabii bunu akıl edene kadar yaklaşık bir ay sokakta yaşadım." Son söylediklerimden sonra güldüm. O zaman küçüktüm ve tecrübesizdim.
"Bilgisayar ve telefon kullanmayı öğrendim, ülkede neler olduğunu araştırdım. Dizi ve filmler izledim, matematik ve diğer derslere baktım. Öğrendim, anlayacağın. Yıllarca kaçırdığım ne varsa baktım. Sonra da işleri ilerleterek profesyonel bir hırsız oldum. Son üç yıldır da Nemesis olarak yaşıyorum."
"Şimdi kaç yaşındasın?" diye sordu.
"Doğum günümü bilmiyorum. Haberlerde dediklerine göre 14 yaşımdayken kaçtım ve kaçalı 6 yıl oluyor. 20 diyebiliriz herhalde."
Bir süre sessiz kaldıktan sonra, "İlanlarda olan resminden farklısın. O yüzden seni başta tanıyamadık." demişti.
"Büyüdüm. Çocuktum o fotoğraf çekildiğinde. Hatta komik bir hikayesi var. Bana kıpırdaman durmamı söylediklerinde yine nereden elektrik verecekler diye düşünüyordum. Sonra birden beyaz bir şey gözlerimi kamaştırdı, çığlık atıp ağladım. Kör olduğumu sanmıştım." Kıkırdayarak anlattığımda dikiz aynasında bir kıpırdanma oldu. Dikiz aynasına birkaç saniyeliğine çevirdim gözlerimi.
"Bence komik değil. Oldukça üzücü hatta." dedi Changbin.
"Sana eğlenceli bir şey söyleyeceğim." derken gülümsedim. "Arkamızda bir araba var ve bizi takip ediyor."
Korkuyla arkasına dönüp baktı. "Bunun neresi eğlenceli?!" diye bağırdı telaşla.
Direksiyonu sıkıca tutarken gaza yüklendim. Önüne dönerek koltuğa sindi, çok hızlı gidiyorduk şu an. "Çünkü istediğim kadar hız yapabilirim. Ayrıca o aptallar hâlâ bizi yakalayabileceklerini düşünüyorlar. Acınası haldeler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chronosaurus | Changbin
Fanfiction[Ne kadar üzgünsen o kadar mutluyum. Ne kadar incindiysen o kadar eğlendim.] Ülkenin her yerinde, neredeyse her duvarda benim ismimi görebilirsiniz. Beni arıyor ve bulmaya çalışıyorlar fakat doğruca gözlerine baksam bile beni göremiyorlar. Ben kim m...