12. BÖLÜM "SİYAHIN ALTINDA KALMIŞ BEYAZ GİBİYİM"

85 14 11
                                    

Midem kelebekler mezarlığı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Midem kelebekler mezarlığı.

Siyahın altında kalmış beyaz gibiyim.

Eskiden, yalnız kalmaktan korkmuyordum, şimdi ise, çevremdeki yanlış kişilerin olmasından korkuyorum.

Ben bu hayatta yarım bir kız çocuğu olarak doğdum birçok kez kırıldım birçok kez yenildim birçok kez üzüldüm sesimi çıkarmadım bağırmadım konuşmadım hep her şeyi içime attım "nasılsın" diye sorduklarında "iyi" diyerek sadece kendimi avuttum.
Aslında iyi değilim. Hiç iyi olmadım birçok kez unutmak için uğradığım kalpte,
küllerimi çıktım o küllerle şiirler yazdım ama o gelip küllerimden yazdığım şiirlerin üstünde, kendi küllerini çıktı. Külleri şiirlerimi kapattı,
dedim ya Siyahın altında kalmış beyaz gibiyim.
tam dibe vurduğumu düşünürken onun küllerinin altında bir dip daha keşfettim.

Ben her şeyi kalbinin duvarlarını anlattım.
duvarlarım ne kadarda anlamlılardı..
ben konuştuğumda onlar susuyorlardı, Ben anlatıyordum onlar dinliyorlardı, Sesimin boş duvarlarda yankılıyordu, ama onlar duymayan kulaklarıma söylemiyorlardı sırf lafım bölünmesin diye
sadece yankılarını susturuyorlardı.
Beni en iyi anlayan karanlık siyah duvarlarımdı.
En samimi olduğum arkadaşlarım duvarlardı
belki siyah duvarların mavi umutları vardı.
Tıpkı benim siyah olup sevdiğimin mavi olması gibi.
Beni tanımayan Gözyaşlarım bir tek duvarlar Hazmetti, duvarlar acımı görüp yaralarımı sarandı, duvarlar kimsem olmadığında yanımda olanlardı...

İçimiz diyorum, Ne kadar da dolu değil mi? anlat diyorlar, "Derdini anlatmayan derman bulamaz"
bu söz ne kadar çok yalan içeriyor.

Anlatıyorsun kimse ilaç olmuyor derdimize,
sussak Ne bu sessizliğin diyorlar, her şey boş bir oda gibi Aslında, her şey bir boşluk kadar anlamsız,
ölümün varlığını biliyoruz ama tanımını bilmeyiz
kaderimizin alın yazımızın olduğunu biliyoruz ölümümüzün Yaşamımızın da,
onları ne görürüz ne de biliriz.

içimizdeki dertlerden dolayı birden yok olup gitmek istiyoruz o kadar kolay mı yok olmak gitmek.

Hiç kolay değil ama biz o anki psikolojikle her şeyin kolay olduğu kadar imkansız olduğunu anlarız.

diyorlar ki şu gelip geçici dünyada hiç bir şeyi takma, bakma kanayan yaralarına,
ama öyle değil hiçbir şey gelip geçmiyor her şey yerli yerinde kalıyor hem de acıtarak kalıyor..

Neden sevdiklerim benden alınıyordu
Yağız gidemezdi, o beni seviyor.

Polisler bana soru soruyorlardı ama ben bir umutla yağız yaşasın diye dua ediyordum.
sağlık çalışanın yağızın nabzına baktığında.

Gözlerim dudaklarına dökülecek kelimelerde kaldı.

"sedye, sedye çabuk olun."

İşte içimde ki umud bana varlığını gösterdi.

Sessiz Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin