-4- "Pİ" Karar

100 7 0
                                    

Siyah bir kot ve bir de sweatshirt giydikten sonra telefonumu elime alıp Eyşan'a mesaj attım. Özlemiştim şebeği. Köpek ben aramasam aklına geldiğimiz yok. Biraz daha duyduklarımı hazmedemeyceğim için bir arkadaşa ve en sevdiğim şeyi yapmaya ihtiyacım vardı. Bir nevi benim da işim düşmüştü. Ama biz hem kötü hemde iyi gün dostuyduk. Saçlarımı hızlı bir şekilde kurutup dağınık bir topuz yaptıktan sonra ayaklarımı sürterek mutfağa gittim. Masa hazırdı. Soslu makarnaya çatalımı batırarak gözlerimi anneme diktim. Yüzündeki ifade tam da hazmedemeyceğim bir şey olduğunu onayladı.
"Kızım ben bir karar aldım" diye fısıldadı. Evet dananın kuyruğunun koptuğu yere geldik.  Devam et dercesine elimle işaret ettim.
"Bu kararı vermek zor oldu ama bir yerden sonra hayatıma devam etmem lazım" tepkimi ölçmek için bi süre sessiz kaldı. Sözleri beynimde defalarca çınlamasına neden oldu. Bir yerden sonra hayatına devam etmesi lazımmışmış. Bilmem farkında mı benim hayatım mafoldu. Çatalıma makarnaları dizerek yemeye devam ettim.
"Beni de anlamalısın daha ne kadar yanlız yaşayabilirim ki bu sorumluluk ağır gel.." daha fazla saçmalamasına izin vermeden "Sonuç"  diye tısladım. Bu tepkimi beklemediği için şaşırdı. "Evlenmek istiyorum. Evi ve arabası var" sesi fısıltı şeklinde çıkmıştı.
"Sen evleneceksin ben değil ben hiç bi yere gitmem. O herifle de aynı evde kalmam. 20 yaşına geldim kendi başımın çaresine bakabilecek yaştayım. Kararın da beni pek ilgilendirmiyor hayat senin sonuçta" çatalı sakin bir şekilde masaya koyarak masadan kalktım. Odama gidip deri siyah sırt çantamı sırtıma geçirdim ve fotoğraf makinemi boynuma takıp
"Ben çıkıyorum bu gece Eyşan'da kalacağım." cevabını beklemeden evden çıktım. 17 yaşımdan belli izin almıyordum gerekte duymuyordum nereye gittiğimi bilsin yeter. Evden çıktığım gibi buluşacağımız parka doğru yol aldım. Bu arada dikkatimi çeken şeyleri de çekmeyi ihmal etmedim. Bunu seviyordum çekeceğim şeye odaklanınca kafamdaki düşüncelerden uzaklaşıyordum. Evlerinin kapısının önünde oturan iki yaşlı çifte takıldı gözüm,  kadın yirmisindeki kızlar gibi naz yapıyordu. Adam ise çapkın serseriler gibiydi. Kameramı hazırladım ve tam bir birbirinin dudaklarına buse kondururken çakkkkk flaş patlar ve anın büyüsü bozulur. Ne yalan söyleyim imrenmiştim. Kıkırdamama engel olamadım yaşlı çiftin gözleri beni bulunca korkmadım değil hani ateş püskürecek dedikleri bu olsa gerek. "Edepsize bak bir de gülüyor" diye homurdandı amca.
"Ahh lütfen siz devam edin bende gidiyordum zaten" ardından bir kahkaha daha patlattım. Yaşlı amca bastonunu eline alarak bana doğru koşup bir yandan da "Gavurun tohumu seni bir elime geçirirsem çırpı bacaklarını kıracağım" eyvahhhh Pervin kızım canını seviyorsan kaç arkama bakmadan topukladım ordan. Kahkahalarım durmak bilmiyordu. Gözlerimden yaş gelmeye başlamıştı. Parka geldiğimde sakinleşmiştim. Salıncağın üstünde yatan masum kediyi görünce bi kare almasam olmazdı. En uygun tarafı seçince çakkkkkk flaş patlar. Kedi miyakkklayıp yerinden sıçrar. Sinirle gidip banka oturup bağdaş kurdum "Bugün de lanetli gibiyim nereye elimi atsam kuruyor" diye homurdandım. "Hayret ben hala kurumadım" dedi tanıdık ses. Hadi ama ne yapıyordu bu çocuk ? Beni böyle etkileyebileceğini mi sanıyordu ? Tabiki de etkiliyordu. Şaşkınlığımı üzerimden atıp "Bu da mı tesadüf" dedim düz bir sesle. "Immm tesadüf olduğunu söylediğimi hatırlamıyorum" dedi piçi sırıtışını yüzüne yerleştirerek. Ahhh sen böyle konuşma ımmmm deyişini yeri- iç sesim bir tokat patlatarak kendime gelmem için uyardı. İç sesime lanetler yolladım hep en tatlı yerinde kesiyordu. "Tamam bay çok bilmiş burda ne işin var? " diyerek dudaklarımı büzdüm. Bir an gözleri dudaklarıma kayınca anladım nasıl bir hata yaptığımı hemen eski haline getirdim. "Burasının devletin malı olduğunu sanıyordum" ahh tabi ya banane buraya benim için gelecek hali yoktu. Gözlerimi devirerek cevap verme gereği duymadım. Yalancı öksürük sesi duymamla gözlerimi ona diktim. "Oturabilir miyim?" dedi. "Burasının devletin malı olduğunu sanıyordum" diyerek sürtük gülümsememi yolladım. Kahkaha atarak yanıma kuruldu. Cidden çok güzel gülüyordu. Dayanamayıp bende kahkaha atmaya başladım. Birden durup beni izlediğini fark ettim. "Nee?" diye sitemde bulundum. Aptal bir yüz ifadesiyle "Çok güzel gülüyorsun bunu daha sık yapmalısın" dedi. Ihmmm ıhmmmm şey sanırım bu benim aldığım ilk iltifattı. Platonik aşıklarım vardı ama hiç birine bu derece yanıma yaklaştırmazdım şimdi ne oldu ? Değişen ne ? Bu çocuğun niye bu kadar yaklaşmasına izin veriyorum ? Üstelik bana aşık bile değil. "Somurtmayı tercih ederim bay çok bilmiş" dedim. Çarpık gülümsemesiyle gözlerime baktı. Kameramı eline almasına bir şey demedim. Profosyonel gibi tutuyordu. Dikkatimi çeksede bir şey sormadım. İlerdeki bankta iki sevgili vardı. Lise öğrencisine benziyorlardı. Yeni tanıştıkları belli baya mesafeliydiler. Yüzlerini seçemesem de kızın utandığı heycanından ve aşırı hareketli ellerinden belliydi. Ben en güzel yıllarımda bu duygudan uzaktım. Çakkkkk yüzüme patlayan flaşla "Ne yaptığını sanıyorsun sen" diye tısladım. Çağrı yerinden fırladı tabi bende "Sil şunu" diye ciyaklamamla koşmaya başladı. Onun kadar hızlı koşmasam da nerdeyse yetişmiştim. Az önceki çiftin yanından geçerken göz ucuyla onlara baktım.  Bir iki adım geçmişken gözlerim kocaman oldu ve geri adım atmamla "Karamel" diye ciyaklamam bir olmuştu. "Off kızım bu gece ne de çok ciyaklıyorsun" diye homurdanarak yanıma geldi Çağrı. Bir an ufak çaplı şaşkınlık geçirdi. "B-bahadır hadi canım" diyerek kahkaha atmaya başladı. Dirseğimi karnına geçirdim. Buna daha çok şaşıran gözlerle bana baktı. Seslice yutkundum. B-ben az önce ne yapmıştım ? Karnına dirseğimi geçirdim resmen. Üsten bana 'Ben elini tutunca krizler geçirirsin ama dirseğini kaslarıma geçirmeyi iyi bilirsin' bakışı atıyordu. Daha çok yerin dibine gitmeyi istedim o an. Bu arada karın kaslarıni hiç anlatmıyorum salyalarımı yerden toplamak zorunda kalabilirim. "Pervin ? Karamel ?" gelen ses Eyşan dışında kimseye ait değildi. Tabi o an ordan biscolata reklamlarından fırlamış bir yakışıklı arkadaşı tercih ederdim. Yanıma erkekleri yaklaştırmadığım için kendime bir kere daha lanetler ettim. Herkes birbirine soran gözlerle bakıyordu. Karamel'e bakarak "Düş önüme" dedim. Herkes yeminliymiş gibi çıt çıkmıyordu. Kızlarla çıkışa doğru yol alırken birden durdum ve aklıma gelen şeyle onlara doğru yürümeye başladım. 'Ne zaman aklıma geleceğini bekliyormuş' gibi bir yüz ifadesi vardı. Ona aldırmadan hızlı ve temas kurmadan kamerayı elinden kapmamla çocuğa gözlerimi çevirerek  "Seninle sonra konuşacağız ufaklık" diyerek yanlarından uzaklaştım.

Parmak İzleri(Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin