-5- "Pİ" Mahalle Maçı

93 7 0
                                    


"Evet küçük hanım gecenin bi vaktinde burda ne işin var mantıklı bir açıklaman vardır umarım" diyerek sessizliği bozdum. Tamam ona bir şans vermesini ben söylemiştim ama bu saatte o yaştaki birinin orda olması pek doğru değildi.

"Şey düşündüm de ona bir şans vermeye karar verdim" mahçup bir ifadeyle başını yere gömdü.  Yeterince üzgün gözüküyordu. Daha fazla üstüne gitmemeye karar verip
"Bunu daha sonra konuşacağız" diyerek konuyu kapattım. Eyşan'ın sesiyle ona döndüm "Karamel'e hesap soruyosun da peki senin yanındaki herif kimdi ? Biri bana neler olduğunu anlatabilir mi?" Gözlerimi devirerek yola devam ettik. Karamel özet geçti. Karamel'in bilmediği kısımları da ben anlattım. Eyşan'ın şaşkın gözlerle bana baktığını fark ettim.
"Sen bu çocuktan hoşlanıyorsun" dedi. EVET "Hayır" diye tısladım kaşlarımı çatarak. Eyşan benimle aynı yaştaydı. Bu kızı fena halde seviyordum. Yapmacık davranmaz içinden ne gelirse onu yapardı ve ciddi anlamda ne hissettiğimi anlayan tek insan diyebilirdim. Az önceki gibi.. Acılarıma gömülüp hayattan kopmamamın sebebi oydu. Kendimde çok iyi biliyordum. Bu zamana kadar bu duyguları bilmediğim için kendime bile itiraf edemiyordum. Ağzını açacağı sırada yorum yapmasına fırsat vermeden "Annem evleniyor" dedim. İkisi birden "Haaa?" dediler. "Duydunuz işte bizim hatun erkeksizliğe dayanamadı" dedim acı bir gülümsemeyle. Olayın üzerinden 5 yıl geçmiş olabilir ama bu o kadar basit bir olay değildi. Kalp kırılması ya da basit bir tokat değildi. O anları unutmak için 2 yılımı harcadım hoş pek unutmuş sayılmam. Ama annem bu olanları unuttuğuna göre pek de önemli değilmiş. İki şebek yanıma gelip sarılarak teselli cümleleri kuruyorlardı. Gözlerimi acıtan yaşları daha fazla tutmadım.

***

Sabah kızlarla erkenden kalkıp kahvaltıya gittik. Daha sonra ben işe Eyşan ve Karamel okula gitti. Pastaneye vardığımda beklediğim kişiyi göremedim. İçimden kedime küfürler savurdum. Ne sandım ki alt tarafı tesadüftü. Bütün gün patrona yalakalık yaptım erken çıkabilmek için millet sevgilisiyle buluşmaya gider ben ise mahallenin veletleriyle futbol oynamaya. Karamel geldiğinde aşırı derece de mutluydu. Her halinden belliydi o çocuktan hoşlanıyordu. Pastanenin yoğunluğundan fırsat bulamadım ama en kısa zaman da ifadesini alacaktım. Saatin altı olmasıyla Karamel'e nispet yaparak çıktım iş yerinden. Sigaramı dudaklarımın arasına koyarak içime çektim ve usulca dumanı dışarı üfledim. Sigara içmeyi seviyordum ama ardından ağzımda ve parmaklarımda bıraktığı kokuyu sevmiyordum. Çantamdaki çilekli sakızı ağzıma atarak çiğnemeye başladım. Balon yapıp patlattıktan sonra bir teyzenin cık cık cık şeklinde ayıplayışını ve "Zamani gençler de hiç utanma yok" diye homurdanışını duymamla yapabildiğim en büyük balonu yapıp kadına doğru dönüp bi daha patlattım. Teyze sinirlenip homurdanmaya devam edince zafer kazanmış ifademle devam ettim. Ah az kalsın unutuyordum. Çantamdan çıkardığım çilekli kremi elime sürüp ardından da vanilya ağırlıklı kokumu üstüme sıktım. Mahalleye vardığımda çocuklar hazır bir şekilde beni bekliyorlardı. "Hah Peyvin abla geldi"  peltek olan ağzını öpmemek için zor tuttum kendimi. Bir başka ses ise "Bizi ekeceğini sandıydık" gözleri parlıyordu. "Sizi ne zaman ektiğimi gördünüz bücürler hemen giyinip geliyorum" diyerek hızla apartmana girdim. Anneme selam verdikten sonra odama girdim. Siyah odanın kasveti beni boğmuyordu. Karanlığı seviyordum. Benim karanlığım. Yatağımın üstündeki beyaz çerçeveler oldukça hoş bir hava katıyordu. Biri gelse bu odayı görse ruh sağlığımdan şüphelenir. Çerçeveler de bir tane bile benim fotoğrafım yoktur. Daha çok çektiğim ilginç ve güzel fotoğrafları koymayı tercih ediyorum. Dünkü yaşlı çiftin fotoğrafı da orda olmayı hak ediyordu. Aklıma gelmesiyle tebessüm etmem bir oldu. Silkelenip kendime geldiğimde dizlerime kadar gelen bol mavi şortu üstüme de beyaz atleti giyip saçlarımı at kuyruğu yapıp evden çıktım. İki çocuk seçmeye başlamadan önce aldım-verdim-aldım-verdim seçme yöntemiyle minik adımlarla hangisinin ayağına basacağına bakıyordum. Sonun da Ömer basmıştı. Bana bakıp göz kırptı. "Ben Pervin'i seçiyorum" diyerek sırıttı. Diğer çocuk "Ama siz çok güçlü oldunuz" diye sitem etti. Araya girip "Mızıkçılık yok sizde bir kişi fazladan oynarsınız" dedim. Kızlı erkekli karma takımlar ortaya çıktı.  Gol atmamaya çalışıyordum. Rakip üzülmesin diye bu seferde onlar gol atınca benim takımım üzülüyordu. Zorla berabere bitirdim. Terden yapış yapış olmuştum kendimi eve atıp duşa girdim ve pisliklerden arındım. Üzerime pijamalarımı giydikten sonra fotoğraf makinemi alıp özenle hazırladığım çalışma odama gittim.

Parmak İzleri(Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin