Gözlerimi açtığımda, saatin 03.34 olduğunu görmüştüm. Derin of çektim. Mışıl mışıl uyurken yine ağlama sesi duymaya başlamıştım. Uykuda olduğumdan rüya olduğunu düşünüyordum fakat değildi. Ruh eşimin ağlama sesiydi bu. Daha birkaç saat önce ağlamıştı, şimdi yine ağlıyordu. Gerçekten neden bu kadar çok ağladığını merak ediyordum. Kulağımda yankılanan ağlama sesinden uyuyamayacağım belliydi. Bulmak istiyordum onu, neden bu kadar üzgün olduğunu sormak istiyordum. Bir daha ağlamamasını söylemek istiyordum ona ama elimden hiçbir şey gelmiyordu.
Yeni bir sabaha gözlerimi açmıştım diyemeyecektim çünkü gecenin bir yarısı uyanmış, sabaha kadar da uyuyamamıştım. Saat 08.27'i gösteriyordu. Onun ağlaması da yaklaşık yarım saat önce durmuştu.
Kısa bir duşun ardından ağrıdan acıyan gözlerimle üzerimi değiştirmiş ve kahvaltımı da yapmıştım. Dans kursuna geç kalmamak için hızlı davranıyordum. Öğrencilerime, geç kalmamalarını kursun ilk günü tembihlemiştim ve benim geç kalmam komik olurdu. Genellikle kursa gideceğim için mutlu kalkardım güne ama dün gece buna hiç izin vermemişti. Uykusuz halimle ne öğretecektim onlara bilmiyorum. Askılıktan montumu da alıp evden çıkmıştım. Hava düne göre biraz esiyordu, hasta olmamak lazımdı.
Kursa geldiğimde bir dakika gecikmiştim ve öğrencilerim de bunun üzerine küçük bir espri(!) yapmıştı. Onlara uykusuz olduğumu söyleyerek dünkü öğrettiğim hareketleri tekrar etmelerini söylemiştim. Yapamazlarsa da Jungkook onlara yardım edecekti, o benim gözde öğrencimdi diyebilirim. Her hareketi ilkte anlıyor ve çokta güzel yapıyordu. Tabi, diğer öğrencilerimin hakkını yiyemem ama Jungkook bu konu da fazlasıyla iyiydi.
Onlar dans hareketlerini yaparken ben ise uyuyakalmıştım. Normalde asla böyle davranmazdım, disiplinli olmaya çalışırdım fakat uyku olmadan da yapamıyordum. Geçen beş saatin ardından kolumun dürtülmesi ile aralamıştım gözlerimi.
"Hocam, yeni bir öğrenci kayıt yapmak için geldi."
Kai'nin sözleri ile kendimi toparlayarak oturduğum koltuktan kalktım. Salondan ayrılmış, danışmanın oraya ilerlemiştim. Neredeyse benimle aynı boyda, sol gözünün üstünde ve altında iki çizik olan, hafif sert görünümlü çocuğu görmüşüm. Ya da genci? Yanına ilerleyerek tebessüm etmiş, elimi uzatmıştım. "Merhaba, dans öğretmenin benim. İsmim Park Jimin, senin?"
"Min Yoongi"
Diyerek elimi tutmuş, ardından hemen bırakmıştı fakat ne olduğunu anlayamamıştım. Kalbim aniden sıkıştığında gözlerimi bir süre kapatmış, acının gitmesini beklemiştim. "Bay Park, iyi misiniz?" Danışman kızın sesini duyduğumda başımı olumlu anlamda sallayarak "İyiyim, merak etme. Her neyse, sana diğer öğrencileri ve salonu göstereyim." dedim.
Yoongi'yi sınıftakiler ile tanıştırmış, Jungkook ile salonu gezmesini istemiştim. Pek istekli gibi durmuyordu, fazla sert bir suratı vardı.
Bugün için sadece diğer öğrencileri izlemesi gerektiğini söylemiş ve yarından itibaren özel bir durum olmadıkça eksiksiz gelmesini söylemiştim. Göz altları kıpkırmızıydı ve bitkin gözüküyordu. Onaylayacak şekilde mırıltılar çıkartmıştı.
Dans kursunun sonuna geldiğimizde öğrencilerin etrafıma toplanmasını söylemiştim. "Bugün iyi çalıştınız hepinize teşekkürler. Yakında ülkemizde bir yarışma düzenlenecek ve her bir yandan insanlar gelecek. Buna biz de katılmalıyız diye düşündüm, boşuna çalışmıyoruz sonuçta değil mi?" Hepsinin gözüne teker teker bakarak konuşuyordum. Bu yarışmaya katılıp derece almalarını çok istiyordum, bunun için de elimden geleni yapacaktım. Aklımda değişik birkaç plan vardı, bir sorun olmadan üç ay içinde halletmeyi başarabilmeyi umuyordum. Yoongi'nin burada olmadığını fark ettiğimde etrafa kısa bir göz atmıştım fakat görememiştim. Öğrencilere biraz daha bilgi vermiş gitmelerini söylemiştim. "Jungkook, yeni gelen öğrenci nerede?" Kolunu tuttuğumda bakışlarını bana çevirmişti. "Tuvalete gideceğini söylemişti, bende ona yerini gösterdim." cevap verdikten sonra önümde eğilmiş ve salondan ayrılmıştı.
Adımlarımı tuvalete yönelttiğimde bol olduğunu görmüştüm. Kabin de olabileceğini düşünüp dudaklarımı araladım. "Yoongi?" kabinlerin kapılarını tek tek tıklayarak seslenmiştim. Bir hareketlilik duyduğumda kapı açılmıştı. Gözlerini ovuşturarak çıkan bedene baktım. "Uzun süredir ne yapıyordun? Bir şey mi oldu?" Anlamsız bakışları beni bulduğunda yüzündeki yarayı incelemiştim. Kötü görünmüyordu, aksine onun yüzüne yakışmıştı ama canı yanıyor muydu bilmiyordum. "Ah, ben üzgünüm. Dün gece uyuyamadığım için uyuyup kalmışım. Özür dilerim Bay Park." Anlarcasına kafamı sallamış, daha fazla sorgulamamıştım. "Elini yüzünü yıka istersen, sonra da evine dönebilirsin. Kurs bitti." sıcak bir tebessüm sunup yanından ayrılmıştım.
Uzun süredir ev için alışveriş yapmıyordum. Yakında annem de gelecekti ve buzdolabını boş görseydi kesinlikle bana çok kızardı. Bu yüzden bir şeyler almak için markete gitmeye karar vermiştim. Kurstan çıktığımda Namjoon ve Jin hyungla biraz kafede oturmuştuk. Hava iyice kararmıştı ve sokak bomboştu. Kırmızı ışığın yandığını gördüğümde motorumu yavaşlatmış ve durmuştum. Arkamda bir araba durmuş, içinden birkaç kişi inmişti. Dikkatle onlara baktığımda elleri ve ağzı bağlı olan birini ara sokağa götürdüklerini görmüştüm. Araba beni nasıl fark etmemişti diye düşünüyordum. Öylece yanımdan geçip gitmişti. Ne olduğunu anlamamıştım. Belki de buradan uzaklaşmalıydım, iyi şeyler olacağını düşünmüyordum fakat diğer yandan da o kişiye yardım etmek istiyordum.
Yeşil ışık yansa da kaskımı çıkararak motorumu kenara çekmiş ve onların ardından ara sokağa girmiştim. Beni fark etmemeleri için sessiz olmaya çalışıyordum. Ah, ne yapıyordum ben? Hiç bulaşmadan uzaklaşsaydım daha iyi olurdu. Elleri bağlı olan çocuğun sırtına tekme attıklarını gördüğümde bağırmamak için elimle ağzımı kapatmıştım. Neden yapıyorlardı bunu? O sırada kulağımda yükselen sesle olduğum yerde kalmıştım. Ağlıyordu ruh eşim ama şuan onun ağlamasını dinleyecek zaman da değildim. İçlerinden ikisi bir kapıdan içeri girdiklerinde, elleri bağlı çocuk orada tek kalmıştı. Bunu fırsat bilip adımlarımı onun yanına ilerlemiştim. Onu hemen oradan kurtarmam gerekti. Bedenin yanına yaklaştığımda gördüğüm kişi ile şok olmuştum.
"Yoongi."
"Bay park?"
sonabaharyagmuru sundu
。◕‿◕。Kontrol etmeden atıyorum yazım hatalarım varsa şimdiden üzgünüm.
Gününüz güzel geçsin. ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i hear again | yoonmin
FanficYine duyuyordum. Her gece neden ağlardı ki bir insan? Onu bu kadar üzen kimdi?