Sadece bu ana odaklanalım.

29 2 5
                                    

/ Flashback - Yoongi

Başımı araba koltuğuna yaslamış neden yaşadığımı sorguluyordum. Küçüklüğümden bu yana hiç mutlu anım olmamıştı. Güzel bir aile ilişkim olmamıştı, daha doğrusu ailem bile yoktu. Ne arkadaşım olmuştu ne de sevgilim. Hep tek başımaydım. Bisiklet sürmeyi, yazı yazmayı, kitap okumayı kendim öğrenmiştim.

Babamla hiç lunaparka gitmemiştim, küçükken ödevlerime hiç yardım etmemişti, beraber güzel bir akşam yemeği yememiştik, gece uyurken hiç masal okumamıştı, başımı öpüp "iyi geceler oğlum" dememişti mesela. Başkalarına özenirdim küçükken. Neden bana böyle davranmıyor babam diye düşünürdüm. Ergenliğe girdiğim dönemlerde dövülmeye başlamıştım. Ne yaptığımı dahi bilmiyordum, annemin ölümü ile suçlanıyordum babam tarafından.

Kötü bir çocuktum ben, annemi öldürmüştüm.

Keşke hiç doğmasaydım da, annem ve babam mutlu evliliklerine devam edebilselerdi.

Derin bir nefes alarak başımı kaldırdım ve gözlerimi araladım. Yanımda ve karşımda oturan adamlara baktım. "Acımıyor musunuz?" dedim gür çıkan sesimle. Bu cesareti nereden bulduğumu bilmiyordum. "Ne diyorsun?" Karşımda siyahlara bürünmüş, hafif iri bir yapısı olan adam bana cevap verdi. "O kadar dövüyorsunuz, hiç mi vicdanınız yok? Üstelik bu yaptığınız suç fakat parayla kurtuluyorsunuz. Hiç mi acımanız yok!" sinirle bağırdığımda omzumdan tutarak geriye doğru ittirilmiş ve yüzüme bir tokat yemiştim. Sinirden ve üzüntüden dolan gözlerimden yaşlar süzülmeye başlayınca kendimi tutamadım. Ne haddimeydi zaten onlara bağırmak, küçük bir dokunuşlarında yığılıyordum. Gözlerimi kapatarak derin bir nefes aldım. Yumruk yaptığım ellerimi istemsizce sıkıyor, tırnaklarımı derime batırıyordum. iz çıktığına emindim.

Eve geldiğimizde ittire ittire arabadan indirilmiş ve evin içine girene kadar bakmışlardı arkamdan. İçlerinden birisinin "O çocuğu takip edin ve kim olduğunu öğrenin." dediğini duydum. Kimden bahsettiğini anlamak zor değildi. Bay Park'tan bahsediyorlardı ve yapacak hiçbir şeyim yoktu. Yarın da beni bu evden çıkaracaklarını hiç sanmıyordum.

--

Jimin

Yoongi'nin gitmesinin üzerinden tamı tamına bir hafta geçmişti. Ne dans kursuna geliyordu ne de ara sokaklarda görüyordum onu. Belki bir umut sokaklara bakıyordum fakat yoktu. Merak ediyordum ne yaptığını. Dövmeye devam ediyorlar mıydı, iyi miydi hiçbir fikrim yoktu. Bu durumdan annemin haberdar olmasını istemediğim için normal davranmaya çalışıyordum fakat başarılı mıydım bilmiyordum.

Şu bir haftada dans kursuna gitmiş, annemler ile fazla vakit geçirmiştim. Hatta dün Yuna'yı da kursa götürmüştüm ve öğrenciler ile çok iyi anlaşmıştı. Zor arkadaş edinen biri olduğu için dün çok cesur davranmıştı ve sevinmiştim.

Şimdi ise Yuna'nın isteği üzerine markete şeker almaya gidiyordum. Bir saattir ağlıyordu ve ne yapsak susturamamıştık. Bu yüzden isteğini yapmaktan başka bir şey bırakmamıştı.

Bir çilekli, bir de kolalı şeker alarak kasaya ilerledim. Kasanın boş olması beni sevindirirken cüzdanımı çıkartarak şekerleri ürün bandına koydum. Kasiyer bankodları okuttuktan sonra fiyatı söyledi ve ödedim. O sırada beklemediğim bir şey olarak elimdeki cüzdan simsiyah giyinmiş bir adam tarafından alındı. Birkaç saniye yaşadığım şaşkınlığın ardından market kapısından koşarak peşinden ilerledim fakat adamın ortada olmaması geç kaldığımı gösteriyordu. Sıkıntılı bir nefes verdim. Günün bu saatinde olacak şey miydi bu? En azından içinde kimliğim ve kartlarım yoktu. Sadece bir miktar para vardı, onun için üzüldüm fakat yapacak bir şeyim yoktu. Yarın ilk iş polise uğrardım, market kameralarından bulabilirlerdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 24, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

i hear again | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin