'' Derin , hadi kalk anneciğim . ''
'' Anne 5 dakika daha . Lütfen ''
Başım çok ağrıyordu. Nedenini bilmiyordum ama yatmak istiyordum. Sadece yatmak. Tabi annemin gittikçe yükselen ayak seslerini duyduğumda işler değişti. Hemen yataktan fırladım. Odama doğrudan gelen güneş ışığı içimi rahatlatıyordu. Ama aşağıdan gelen mis gibi kokulara hiçbir şeyi değişmezdim. Tam kapıyı açacaktım ki annem de açtığı için suratıma kapı çarptı.
'' Ah! Çok acıdı! ''
'' Özür dilerim. Aklıma gelmedi kalktığın. Buz getireyim mi? ''
Annemin bu ince güzel sesi acımın az da olsa hafifletti. İlk defa onu özlediğimi fark ettim. Ama neden özlediğimi bilmiyordum. Aynı evde yaşadığı birini neden özler ki insan?
'' Hadi gel kahvaltı edelim. ''
Annemin konuşmasıyla kendime geldim. Elimi uzatıp beni kaldırmasını rica ettim. Oda beni kırmadı tabii. Merdivenlerden inerken garip bir duygu hissediyordum. Adını koyamadığım bir duygu. Aileme olan özlemimden daha baskındı. Sanki uzun zamandır görmüyormuşum buraları da yeni gelmişim daha. Tamam, normal değildi bu. Ama neden? Kalktığımdan beri kendime sorduğum kaçıncı neden sorusuydu bu acaba? Bilmiyorum.
'' Anne babam nerde? ''
'' Gazete almaya gitti. ''
'' Ne zaman gelir? Benim karnım çok acıktı. ''
'' Gelir şimdi ama çok acıktıysan sen başla istersen. ''
Tam çatalı elime almıştım ki babam geldi. Elinde bir gazeteyle hediye paketine sarılmış bir kutu vardı. Çatalı bırakıp ayağa kalktım. İçimde olan özlemi bastırmak için annemle ikisine sarıldım.
'' Derin iyi misin? ''
İkisi de aynı anda sorunca güldüm.
'' Evet iyiyim. Ne oldu? ''
'' Sen sarılınca şaşırdık biraz. Çok nadiren sarıldığın için. ''
'' Babacım, eski günler geride kaldı. Geleceğe bakmalıyız. ''
Bu iki sözcük içimde soğuk bir rüzgar estirdi. '' ESKİ GÜNLER '' . Eski günlerde ne olmuştu? Tam o anda hiçbir şey hatırlamadığımı fark ettim. Gerçekten hatırlamıyordum. Kendimi boşlukta gibi hissettirmişti bu bana. Geçmişi olmayan bir insan geleceğini nasıl yaşayabilirdi?
'' Derin telefonun çalıyor. ''
'' Tamam. Bakıyorum. ''
Sandalyeden kalkıp salona doğru yürümeye başladım. Ama ne yaptığımı bilmiyordum. Sadece yürüyordum.
'' Anne telefonum nerde? ''
Bu soruyu nasıl sorduğumu anlayamadım. Çünkü aklımdan böyle bir şey geçmiyordu. Düşünmeden sormam ilginçti. Ama daha da ilginç olan soruyu soran ben değildim sanki. Birisi beni yönetiyor gibiydi.
'' Odanda. Masanın üstünde. ''
Merdivenlerden yavaş yavaş çıkıyordum. Normalde koşmam gerekirdi. Hareketlerim durma noktasına geldiğinde gözlerimi kapadım. Başım dönmeye başlamıştı. Derin bir nefes alarak gözlerimi açtım. Odamdaydım. Ve telefon hâlâ çalmaya devam ediyordu. Sonunda açtım.
'' Alo? ''
'' Derin nasılsın? Aslı ben. ''
'' İyiyim Aslı sen nasılsın? ''
'' İyiyim ben de. Bak ne diyeceğim; ben biraz önce Selin ve Esinle konuştum. Ormana gidelim diyorlar. Ne dersin? ''
'' Kim kim gideceğiz? ''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERİLİ KÖŞK
Misterio / SuspensoNe hikmetse böyle güneşli bir günde yağmur bastırmıştı. Yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyor, gök gürültüsü adeta içime işliyordu.Ormanda iki kişiydik. Diğer iki arkadaşımız kayıptı. Yağmur dinene kadar durmak için bir yer arıyorduk. Ormanda dol...