UMÛDA TOHUM EK

ÖZGÜRLÜK İÇİN İŞGAL EDİLEN ÜLKE "IRAK!"

BARIŞ...
ÖZGÜRLÜK...
VE DEMOKRASİ...

Bu vaadler ile çıkılan yolda sömürgecilerden geriye kalanlar ise,

KAN...
GÖZYAŞI...

NAMUSLARINA, İFFETLERİNE EL UZATILMIŞ İSLÂM HANIMLARI...

ERKEKLERİN ONURLARINI TÜRLÜ İŞGENCELER İLE AYAKLAR ALTINA ALINMASI...

KUNDAKTAKİ BEBEKLERİN BİLE KANLARINA SUSAMALARI...

Dünyanın,
İNSAN, ONUR, HAK VE HÜRRİYETLERİN bir damla petrol için GÖRMEZDEN GELDİĞİ ÜLKE

IRAK...

~~~~

ABD işgalinden önce askeri, siyasi ve entelektüel olarak en birikimli Arap ülkelerinden biri olan Irak, işgal döneminde ciddi tahribat yaşadı, sosyal dokusu bozuldu, demografik yapısı değişti, ekonomik altyapısı ve hizmet sistemi dağıldı, siyasi sahnesi kutuplaştı, çarpık bir hale geldi ve kültürel anlamda geriledi. İşgal esnasında müzeleri yağmalanan Irak, ciddi boyuttaki tarihi eser kaçakçılığıyla kültürel tahribata uğradı ki bunun telafisi de zordur.

Irak'a yönelik abd'e işgali, demokrasi ve istikrar bir yana ülkeye kaos, şiddet ve ölümden başka hiçbir şey getirmemiştir.

Bu konulara değineceğiz lakin öncelikle gelin hep beraber Irak ülkesini tanıyalım.

Resmî adı el-Cumhûriyyetü'l-Irâkıyye olup başşehri Bağdat'tır.

Kuzeyde Türkiye ile 331 kilometrelik bir sınırı bulunan Irak'ın toprakları doğuda İran, güneyde Suudi Arabistan ve Küveyt, batıda Ürdün ve Suriye ile çevrilidir; Basra Körfezi'ndeki dar bir kıyı şeridiyle de dünya denizlerine açılır.

Suudi Arabistan ve Küveyt'le aralarında oluşturdukları tarafsız bölgede bu üç ülkenin göçer vatandaşları serbestçe dolaşma hakkına sahip idi; ancak sonradan bu tarafsız bölge adı geçen üç ülke arasında bölünmüştür.

438.317 km2'lik yüzölçümüne sahip ülke topraklarının 900 km2'den fazlası sulak alanlarla kaplıdır; nüfusu 20.400.000'dir (1995).

Ülke toprakları, yüzey şekilleri ve iklim bakımından birbirinden hayli farklı özellikler gösteren şu dört bölgeye ayrılır:

1) Kuzey ve kuzeydoğudaki dağlık alan, dağların eteklerinde uzanan tepelik el-Cezîre bölgesi,

2) Batıda Fırat vadisinden Suudi Arabistan ve Ürdün sınırına kadar uzanan çöller,

3) Fırat ve Dicle arasında kalan yerlerle bu iki nehrin birleşmesinden meydana gelen Şattülarap'ın oluşturduğu delta

4) Bataklıkları içeren alüvyonlarla kaplı alandır.

Şimdi ise neden sömürgeci ülkelerin odak noktası olduğuna bakalım.

Sahip olduğu doğal kaynakları, petrol rezervleri ve tarıma elverişli toprakları ile jeopolitik önemi bakımından geçmişten günümüze batılı devletlerin hep ilgi odağı olan Irak; Saddam Hüseyin'in etkisi ve bölgede (özellikle Irak üzerinde) hakim unsur olan ABD politikaları ile de Orta Doğu ve Körfez'in stratejik hassasiyete ve öneme sahip önemli bir ülkesi durumundadır.

Irak savaştan önce Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden sonra dünyanın en büyük 3. Petrol rezervine sahip ülke olarak bilinmektedir. Amerika ile yaşanan savaştan sonra Petrol üretiminde düşüşler meydana gelmiştir. Ancak rezerv olarak halen yerini korumaktadır.

Bu bölge I.Dünya Savaşı sırasında İngilizler tarafından işgal edilmiş ve Lozan Konferansıyla, Türkiye'nin gerek coğrafi, gerekse etnik bakımdan bu bölgenin Türkiye'nin doğal bir uzantısı olduğunu belirten tezlerine rağmen Irak'a dahil edilmiştir. Bugün ise ABD tarafından işgal edilen Irak'ta, Lozan Konferansıyla belirlenmiş olan mevcut durum değişmiştir.