9. Bölüm

383 11 1
                                    

Arkadaşlar geç yayınladığım için özür dilerim.Biraz işim çıktı aslında hazırdı ama içime sinmedi sildim tekrar yazdım umarım beğenirsiniz aksilik çıkmadıkça sürekli yazıcam.

Uyandım ve arabada olduğumu farkettim.Olaydan o kadar sersemlemiştim ki vücudum hem üşüyor hemde terliyordum.Sabah kahvaltıdan dolayıda zaten hiçbir şey yiyememiştim.Arabanın kapısını açmamla dışarı kustum.Sanki midem çıkmıştı.Korkut sırtıma tuttu ve bana kapısındaki raftan su şisesini bana uzatıp:

-"Al iç bunu kırmızılı."dedi.Ağzımda o kadar iğrenç bir tat vardı ki midem daha çok bulanmıştı.Ama daha fazla kusmadım çünkü midemde kusucak şey kalmamıştı.Korkut bana baktı ve:

-"Şuan iyi değilsin biliyorum.Bana bu olayı anlatmadığın için sana çok da kızgınım!Hadi kapıyı kapat.Seni yemek yemeye getiriyim."dedi.Yemek falan umrumda değildi.Kemerimi çıkartıp  arabadan inmeye çalışırken kolumdan tuttu ve beni hızlıca koltuğa oturttu ve kemerimi takıp üstümden eğildi ve kapıyı kapattı.Ona şaşkın ve sinirli bakarken o bana ciddi bir şekilde kaşlarını çatmış bakıyordu.Tekrar elim kapıyı açmak için yöneldiğinde kapıları kilitledi ve açamadım.Ona baktım ve tekrar ağlamaya başladım.Ona ağlamaklı sesimle yalvarır gibi"Bırak beni yemek yiyemem anlasana!"dediğimde yüz ifadesini hiç değiştirmedi suratını yola çevirdi ve arabanın motorunu çalıştırdı.O arada dikkatimi arabanın freni çekti.Pedalları ayak yerinde değilde elle kullanılabilen bir düğme şeklinde direksiyonun hemen yan hizasındaydı.Korkut'a özel olduğu bu nedenle çok belliydi.Ona:

-"Arabayı durdur!İnicem!"dedim.Ama yüz ifadesini hiç değiştirmedi.Sanki yanında ben yoktum ve hiçbir şey duymamıştı.Cümlemi tekrarlayınca bana bağırarak "Seni duymuyorum Efsun!O yemeği yiyiceksin ve kendine geliceksin tamam mı?!"dedi."Yapmayacağım!Durdur şu arabayı!"diye bağırdım.Tekrar beni takmadı ve arabanın kilit açma düğmesine bastım.Oldukça hızlı şekilde yapmıştım yoksa beni durdururdu."Durdur şu arabayı yoksa arabadan atlarım!"diyince arabayı daha hızlı sürmeye başladı."Ya o yemeği yiyeceksin yada benle ölüceksin!"dedi.Ona şaşkınca baktım ve elimin tersiyle göz yaşlarımı silip tekrar bağırdım."Ye.mi.ye.ce.ğim!"diye heceledim.Biraz daha hızlı sürmeye başladı ve kalbim yerinden çıkıcak gibi oldu.Solladığımız arabalar arkadan küfür edip kornaya basıyorlardı.Ona bağırarak yavaşlamasını söyledim.Bu sefer bana "Ya o yemeği yiyeceksin yada ben Erkan'ı öldüresiye döveceğim!"dedi.Şaşkınca ona baktım ve "yemekle Erkan'ın alakası ne?!"dedim.Bana bir ara gözünü yoldan ayırarak baktı ve "Onu savunmak için yemek yiyecek misin?!"dedi.Suratı Erkan derken o kadar kırışıyorduki sanki Erkan derken karşısında onu görüp saldırıyordu.Ona suratımı buruşturarak "o lanet yemeği yemiyeceğim!"dedim.Sesim kısık çıkmıştı çünkü o kadar çok bağırıp ağlamıştım ki sanki gırtlağım boğazıma yapışmıştı.Bu sefer arabayı ani bir frenle durdu ve bana sinirlice bakarak "O yemeği yemezsen bende zorla yediririm elini bağlayıp!"dedi ve pis bir gülüş attı.Acaba gerçekten yaparmıydı?Midem karnıma yapıştığı için can çekişmeye başladım.Ona daha fazla laf yetiştiricek gücüm kalmayınca kısık bir sesle mırıldanarak:

-"Bana yemek yedirme beni yalnız bırak bir köşede sessizce can çekişip açlıktan ölüyim yada bayılayım."dedim ve kafamı koltuğa yaslayıp tek kelime daha edemeden gözlerimi kapattım.Oda bana daha cevap vermedi.Yol boyunca uyumuş olmalıydım ki araba fren yapıp park ederken uyandım.Kapıyı açtı ve arabanın etrafından dolanıp benim kapımı açtı.Suratıma baktı ama ben çıkmayınca bileğimden tuttu ve beni arabadan hızlıca çıkardı.Bir kafeye girdik ve cam kenarında iki kişilik bir masaya oturduk.Ona meydan okurcasına bakışlar atıyordum ama o bana göz kırpmadan sinirlice baktı ve gelen garsona bana sormadan kahvaltı siparişi verdi.Ama kendine sipariş vermedi.Garson gittikten sonra bana "Seninle işim var kırmızılı...İşimi zorlaştırıyorsun."dedi ve sinir olsun diye suratına boş boş cevap vermeden baktım.O arada siparişlerimiz geldi.Önüme kahvaltı tabağı geldi.Tabağa boş boş baktım ve onun önüne iterek kısılmış sesimle "al sen ye"diyince bana tek kaşını kaldırarak baktı ve tabağı önüne aldı.Bana geri iteceğini düşünmüştüm ama tabaktaki patateslerle tabağa birşey yazdı ve bana tabağı geri itti.Şaşkınca ona bakarken tabakta patateslerle "ye" yazısını gördüm.Bunu normal bir zamanda yapsaydı gülerdim ama annemin her sabah bana yapmış olduğu patatesler aklıma geldi ve gözümden yanağıma bir damla yuvarlandı.Sandelyesini alıp yanıma oturdu ve tabağı önüne çekip beni yedirmeye çalıştı.Ona şaşkınca ağlamaklı suratımla bakınca bana "senin yüzünden bu hallere düştüm.Hiç yapmayacağım şeyler kırmızılı"dedi.Bende çatalı elinden alıp patateslerden birine batırıp ağzıma koydum ve en yavaş halde çiğnemeye başladım.Tabak bitmemişti ama midem daha kaldırmadığı için yemeyi bıraktım.Suratıma iki dakka baktıktan sonra garsondan hesabı istedi.Hesabı ödedikten sonra masadan kalktık.Midem biraz daha iyi olmuştu ama gözlerim çok yanıyordu.Kafeden çıktık ve arabaya bindim.O da etrafından dolanıp şoför koltuğuna oturdu.Ve bana kapısını kapattıktan sonra dönüp "Bir daha benden birşeyler saklaman yasak!Birşey olursa ilk beni arıyacaksın!Hatta ben gelmeden ağlama bile!"diyince aklıma Buket'in senin yardımına ihtiyacım var mesajı geldi ve hiç yeri olmasada ona ciddi ama sakinliğimi koruyarak "Bütün kızların yardımına koşabilirsin ama bana yardım etme!Git Buket'e yardım et yada başka bir kıza beni rahat bırak!"dedim.Bu lafımı duyunca sinirlendi ve hızlıca el frenini çekti ve arabayı park olan yerinden çıkardı ve bana sakin bir bağırmayla "Buket olayını bilmiyorsun!Ayrıca..."derken sustu.Çünkü sorduğum soruda haklıydım ve hiçbir şekilde kendini kurtaracak şekilde cevaplayamazdı.Yol boyunca tek kelime daha etmedim.O arada telefon çaldı.Bu benim telefonumun melodisiydi.Korkut telefonu cebinden çıkardı ve konuşmaya başladı bana kim olduğunu söylemeden bende onu dinlemeye başladım.

KAÇINILMAZ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin