❦ 1.8

179 26 2
                                    

Anlam veremiyordum. Bana böylesine içten bir erkeği hatırlamıyor olmak oldukça garip geliyordu. Ancak şu an gözlerimi ondan alamıyordum. Saray görevlisi ellerini ve ağzını bağlamıştı ve onu saraya götürerek sorguya çekmemizi istemişti. Ben de bunu kabul etmiştim, ancak az önce bana haykıran bu genç, şimdi oldukça sessizdi ve elleriyle ağzını bağlamamıza hiçbir şekilde karşı çıkmamıştı.

"İlaç mı verdiniz? Neden bu kadar sessiz?"

Saray görevlisi de bu garipliği fark etmiş gibi görünüyordu. Bu yüzden atı durdurmuș ve gence dönmüştü. O an o da başını kaldırmış, ardından kaşlarını çatmıştı.

"Şüpheli davranıyorsunuz."

Söylemek istediği bir şeyler olduğunu anladığımda, atımı onun bindiği ata doğru yaklaşırdım. O an saray görevlisi, beni engellemek istiyor gibi bakmıştı.

"Sorun yok, bana zarar vereceğini düşünmüyorum. Nedense içimde öyle bir his var."

Ardından elimi gencin yüzüne doğru kaldırdım ve ağzını ve yanaklarını çevreleyen ipe dokundum. Kalbimde anlam veremediğim bir hızlanma olduğunda, dikkatimi toplamaya çalışmıştım. Genç bana dikkatle bakıyor ve bana bakmayı sürdürdükçe gözleri doluyordu.

En sonunda ağzını saran ipi gevşetmiş ve ipin boynuna düşmesini sağlamıştım.

"Bu yaptığınız çok tehlikeli prensesim."

"Bilmiyorum, ona baktığımda sebepsizce gözlerim doluyor."

Delirmiş olmalıydım. Belki de yine dejavu yaşıyordum. Yine de saray görevlisine doğru bakmış ve uzaklaşması için işaret vermiştim. Ardından tekrar gence dönmüş ve iç çekmiştim.

"Söylemek istediğiniz bir şey mi var? Yoksa gözlerinizi de bağlatacağım."

En sonunda başını kaldırmış ve yüzüme bakmıştı. O an ona fazla yaklaştığımı düşünerek başımı biraz daha geriye çekmiştim.

"Konuşmayacak mısınız?"

Sessiz bir şekilde bana bakmayı sürdürüyordu. Sanki üzerinde günlerce konuşmanın yorgunluğu vardı.

"Bir prensese bu şekilde bakmanız fazla cüretkar."

O an bu duruma sinirlenerek ipi tekrar ağzına bağlamak istemiștim, ancak kolumdan tutarak beni durdurmuştu.

"Hikayenin akışını değiştireceğim Jennie. İkimizi de bu çıkmazdan kurtaracağım."

"Ne?"

Yutkunmuș ve bileğimdeki parmaklarını sıkılayarak dudaklarıma doğru uzanmıştı. Kurumuș olmasına rağmen yumuşak dudakları beni öperken, bir süre neler olduğunu anlayamamıștım.

Hissettiğim bu acı duygu, yine gözlerimi doldururken, ondan uzaklaşmak istemiştim. Ancak o an onun da ağladığını fark etmiştim. Çok geçmeden geri çekilmiş, ve gözlerime bakarak gülümsemiști. Ardından belimdeki kılıca uzanmıștı. Bana zarar vermeyeceği düşüncesi, tüm bedenimde yankılanırken ellerimden tutmuş ve parmaklarımın kılıcı sarmasını sağlamıştı.

"Bundan sonrası tehlikeli olacak. Bunu kaç kez söylediğimi hatırlamıyorum, ama seni seviyorum Jennie."

Ardından kendini attan aşağı bırakmıştı. Yere düşen bedeni bir süre inlemesine sebep olurken, çoktan etrafımızı yabancı askerler sarmıştı. Fazlasıyla kalabalıklardı ancak genç adam onlara doğru ilerliyordu.

Ve ben daha ne olduğunu anlamadan, kendini kılıcın önüne atmış ve kalbine isabet eden kılıç, acı içinde ölmesine sebep olmuştu.

TURN BACK TIME ❦ JenKaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin