❦ 0.1

887 45 41
                                    

Denizler güzeldir. Kuşların kanat çırpınışlarını andıran o sesler ve o ferah koku insana güç verir. Ancak deniz, sadece etrafındaki insanlara karşı huzur vericidir. Acıyı ve kederi içinde yaşar, bu konuda öyle başarılıdır ki içinde kopan fırtınalar fark edilmez bile.

"Yine deniz kenarındasınız efendim."

Denizin huzur verici sesini bölen saray görevlisi, hemen yanımdaydı ve yere bakarak benimle konuşuyordu.

"Huzursuz hissediyorum. Kalbim acıyor."

Saray görevlisi, nedenini sormaya cesaret edemiyormuș gibi ellerini önünde birleştirmiş ve gergin bir şekilde başını kaldırmıştı.

"Yardım edebileceğim bir şey varsa emriniz başım üstüne."

Nedenini ben de bilmiyordum ki, bir insan nedenini bile anlayamadan huzursuz hissedebilir miydi? Sanki karşımdaki denizde boğuluyordum ancak bundan bir haberdim.

Bu belirsizlik canımı sıkıyordu.

Sebepsizce gözlerim dolduğunda, hızla kendime gelmeye ve göz yaşlarımı durdurmaya çalışmıştım.

"Ağlamamalısınız prensesim. Büyük babanızın sözlerini hatırlayın."

Başıma bela almak istemiyordum. Ancak gözyaşlarımı durduramıyordum. Neyim vardı benim böyle?

"Beni yalnız bırakır mısınız?"

Bir süre bunu yapmakta tereddüt etmiş, daha sonra sessizce yanımdan uzaklaşmıştı. İçim sıkılıyordu. Yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. Ancak ne olduğunu bir türlü bulamıyordum.

En sonunda ayağa kalkarak, sağ gözümden akan kırmızı gözyaşlarını elimin tersiyle silmeye çalışmıştım. Tam o sırada saray görevlisi bana yaklaşmış ve peçete uzatmıştı.

Bunu kimse bilmemeliydi. Hangi canlının kırmızı gözyaşları olurdu ki?

Hızla gözyașlarımı iz kalmayacak bir şekilde silmiş ve saray görevlisini takip etmiştim. Atların yanına geldiğimizde, saray görevlisi giydiğim hanbok'un eteğini toplamama ve atın üzerine binmeme yardım etmişti.

Ancak saraya dönüş yolunda uğradığımız saldırı, her şeyi alt üst etmişti. Sırrımı bilen ve saklamak için elinden geleni yapan saray görevlisi, attan inmiş ve beni korumak için kılıcını çekmişti.

Korkuyordum.

Atın üzerinden indiğimde, hızla saray görevlisinin arkasına saklanmıştım ancak sayıları gittikçe artıyordu. Bir süre sonra, buradan sağ çıkacağımıza dair içimde hiçbir umut kalmamıştı. Geçen her dakikada, kollarını siper ederek beni korumaya çalışan saray görevlisi kılıç darbelerine maruz kalıyordu.

Önce kollarına aldığı darbeler, daha sonra bacaklarına aldığı darbeler yere düşmesine sebep oluyordu. Daha fazla kenarda bekleyebileceğimi sanmıyordum. Korkuyla saray görevlisinin yanına geçtim ve zorla tuttuğu kılıcı elinden aldım.

"Prensesim, bunu yapamam."

Acı çekiyor olmalıydı. Buna bütün gücümle engel olmak isterdim ancak daha önce hiç bu tarz olaylara maruz kalmamıştım. Çünkü daima beni koruyan birileri vardı. Görünüșe bakılırsa artık tek başımaydım.

"Sorun yok. Sen ülkene sadık bir görevliydin."

Vermek istemese de, elindeki kılıcı almayı başarmıştım. Kılıcı parmaklarım arasında sıkarken, çevremdeki zırhlı iri adamlara bakıyor ve ne yapacağımı düşünüyordum. Resmen kapana kısılmıştım. Ancak bir gariplik vardı. Ülkemin askerleri de dahil, hepsi bana kılıç çekiyorlardı. Bulunduğum bu tuzağı idrak ettiğimde ise, çoktan saray görevlisi hayatını kaybetmişti.

Sanırım artık ölüme göz yummalıydım. Kusurlu olarak doğduğum için yıllardır gizlenerek yaşadığım hayatım, en sonunda son bulacaktı. Zaten daha fazla da gücüm kalmamıştı.

Karşımdaki kalabalık gruba bakarak, elimdeki kılıcı yere bırakmış ve diz çökmüştüm.

Daha iyi bir hayatımın olmasını dilerdim.

Boynuma konan demirden yapılmış soğuk kılıç, tüm bedenimi ürpertirken yutkunarak gözlerimi kapattım. Titrediğimi hissediyordum. İçimden her ne kadar lanetli de doğsam güzel bir ölümle yüzleşmek isterdim diye geçirdim.

Ancak duyduğum o ses, gözlerimi açmama sebep olmuştu. Arkamdan biri, boynumun üzerindeki kılıcı durdurmuştu. İki kılıcın birbirlerine sürtülmesiyle çıkan bu ses, tek kurtulma umudum olmuştu.

Bilmeyenler için..
Hanbok, Kore'nin geleneksel kıyafetidir.

Hikaye geçmiş ve günümüz arasında geçen Kai ve Jennie'ye özel bir zamanı anlatıyor. İleride neden böyle söylediğimi anlayacaksınız.

Kısa hikaye olabilir, bilmiyorum... Genelde hikayelerim doğaçlama ve plansız ilerler o yüzden net bir şey söyleyemiyorum xd.

TURN BACK TIME ❦ JenKaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin