❦ 1.0

206 29 9
                                    

"Nereye gidiyoruz?"

Jongin'i takip ederken atığım her adımda, kurumuș otların dikensi dokunuşları ayak bileklerimi yaralıyordu. Bu yüzden gittikçe daha da yavaşlıyordum. Her hareketimde oluşan sızı dişlerimi sıkmama ve kaşlarımı çatmama sebep oluyordu.

"Size diyorum. Duymuyor musunuz?"

Jongin en sonunda durmuş ve geride kalan bana dönmüştü. Canım yanıyordu ve bunu gizlemekte zorluk çekiyordum.

"Gitmek istediğin yere gidiyoruz."

"Nereye? Saraya mı? Gerçekten mi?"

Sevinçle gülümsüyordum, ancak onun yüzünde hiçbir ifade tesbit edememiștim. Boş bakışlarla gözlerime bakıyor, ardından sinirlenmiș gibi bana göz deviriyordu.

"Ölülere ilginiz var gibi görünüyor. O yüzden sizi sarayınıza götüreceğim. Tabii öyle bir yer kaldıysa tabii."

"Bu imalarınız can sıkıcı olmaya başladı artık."

Gülmüş gibi ses çıkarırken yürümeye devam etmişti.

"Hızlı yürüyorsun."

Belki de uzun bacakları olduğu için böyleydi. Ona yetişmekte zorluk yaşadığım yetmezmiș gibi, etraftaki dikenler bileğimde çizikler oluşturuyordu. Eteğimin uçları ise çoktan paramparça olmuştu ve sürekli ayağıma takılıyordu.

"Orada dur! Dur artık."

Ayaklarımda derman kalmadığını hissederken, zorlukla yutkunmuștum.

"Hadi, hava kararmadan gitmemiz gerek."

"Çok yoruldum, dinlenmek istiyorum."

İnatla yere oturmuş ve kollarımı önümde bağlamıştım. Ancak Jongin bunu görmezden gelmiş ve yürümeye devam etmişti. Benden nefret ediyor gibi görünüyordu. Belki de ailemin ona yaptığı bir yanlış olmuştu.

"Asker! Ya! Derhal geri dönün!"

Söylediklerimi duymuyor diyemezdim, çünkü beni görmezden geldiği fazlasıyla aşikardı.

"Size altın vereceğim."

Bu söylediğim en sonunda onu durdurmuştu. Ancak bana döndüğünde inanılmaz derecede öfkeli Jongin ile karşılaşmıştım.

"Altın?"

"Ailemin size bir yanlışı olmuş olmalı. Benden nefret ediyor gibi davranıyorsunuz."

Bir süre olduğu yerde beklemiş ve sinirle saçlarını karıştırmıştı. O an her ne kadar yalvarmayı sevmesem de, içten davranarak tekrar ona seslenmiştim.

"Lütfen geri dönün. Ayaklarım çok ağrıyor."

En sonunda söylediğimi yaparak yanıma dönmüş ve beni kucağına alarak yerden kaldırmıştı. Ancak bu tahmin ettiğimden de hızlı olmuştu.

Beni bir kayanın üzerine bıraktığında önümde eğilmiş ve kılıcını çıkararak eteğimin yırtılmış uçlarından tutmuștu. Tam da o an gözleri tekrar beni bulmuştu.

"Sorun yok asker, zaten böyle giderse beni yere düşürecekler."

Küçük yaşlardan beri uzun elbiseler giymeyi ve sağda solda koşuşturmayı severdim. Annem ise bir prensesin daha kibar olması gerektiğini söyleyerek beni odaya kilitlerdi. Karanlık odada saatlerce kaldığım anları hatırlamak, tüylerimin ürpermesine sebep olmuştu.

Jongin bu huzursuzluğumun farkında olmuş gibi görünüyordu. Bu yüzden ağır hareketlerle ayağıma takılan kısımları keserek kenara bırakmıştı. Eteğimin şimdiye kadar gizlediği o çizikleri gördüğünde ise, bir süre duraklamıștı.

Bir dakika, o ağlıyor muydu?

Kestiği etek uçlarının diğer parçaları avuçları arasındayken, gözlerini bileğimdeki kabuk bağlamış çiziklerden ayıramıyordu. Halbuki o kadar da kötü görünmüyordu. Yine de aniden gözleri dolmuştu ve böyle hareketsiz bir şekilde beklemeye başlamıştı.

"Gördüğüm en duygusal askersiniz bay Jongin."

Gözlerini kırptığında, gözlerinden akan yaşlar yanaklarına doğru süzülmeye başlamıştı. Parmaklarıyla bileklerimi sarmış ve başını eğmişti.

"Lütfen ağlamayın, arada garip davransanız da siz iyi bir askersiniz. Sizi en iyi şekilde ödüllendireceğimden şüpheniz olmasın."

"Seni özlerken bir yıl daha geçti Kim Jennie."

Cevap vermemiş ve önümde oturmuş bir şekilde ağlayan askeri izlemiştim. Belki de başka bir Jennie'den bahsediyor olmalıydı. O an, ağır hareketlerle elimi kaldırmış ve saçlarına dokunmuştum.

Onun karşımda bu halde ağlıyor olması, neden kalbim parçalara ayrılıyormuș gibi hissettiriyordu bilmiyordum. Ancak istemsizce ellerim saçlarına doğru uzanmıştı. Saç telleri arasında gezinen parmaklarımla, Jongin'in hıçkırıkları daha çok artmıştı. Gözyaşları bileğimin üzerindeki çiziklerin üzerine düşüyordu.

Tanımadığım bu adamın gözyaşları, nedense kalbimin üşümesine sebep olmuştu.

TURN BACK TIME ❦ JenKaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin