❦ 1.4

180 25 13
                                    

"Sen iğrençsin Kai."

Jennie, gözyaşlarını durdurmaya çalışırken Kai'nin omuzlarından itiyor ve ondan uzak durması için adeta yalvarıyordu. Gördüklerinden sonra evden koşarak çıkmıştı. Ancak Kai apartmanın önünde kolundan tutarak onu durdurmayı başarmıştı.

"Sana yemin ederim ki sen sandım. Jennie beni dinle!"

Jennie ona inanmıyordu. Son zamanlar zaten birbirlerinden uzaklaşmışlardı. Bunun farkındaydı.

"Bana dokunma! Senden tiksiniyorum Kai. Dilerim mutlu olduğun her gününün sonu ağlayarak biter."

Jennie, öfkeyle aklına gelen her şeyi söylemiş ve koşarak uzaklaşmıştı. Bu çok acı verici bir duyguydu. Ona yıllarını harcamıștı. Bunu ona nasıl yapabilirdi? Üç yıl boyunca Jennie'yi hiç mi tanımamıştı. Kokusunu, gülüşünü, dokunușlarını...

Nasıl bir başkasıyla olabilirdi aklı almıyordu.

Jennie rastgele bir otobüse binerek arkalara ilerlerken, Kai'nin durakta kızarmış gözlerle ona baktığını fark etmişti. Buraya kadar onu takip etmiş olmalıydı. Ondan nefret ediyordu, onu bugüne kadar seven kalbinden daha çok nefret ediyordu.

Ardından saatlerce arka koltuğa sinerek ağlamış, ve gördüklerini sindirmeye çalışmıştı. Böyle bir sahneyle karşılaşacağı bir an olsun aklının ucundan bile geçmezdi.

Onunla kurduğu hayaller, birer birer boğazında düğme oluştururken yutkunamıyor ve ağlamaktan küçülen gözleri artık etrafı göremez bir hale geliyordu.

Halbuki günlerdir bulușmadıkları için onu deliler gibi çok özlemişti. Bir süre sonra gözlerine, parmağının kenarındaki yanıklar ilişmiști. Onun için pasta hazırlarken defalarca parmağını yakmıştı. Hayaller kurarak hazırladığı pastanın bir anda gözden kaybolușu aklına geliyor, ve bu daha çok ağlamasına sebep oluyordu.

Ona geçen ay babasını kaybettiğini bile söyleyememiști.

Her şeyi tek başına atlatmış ve ondan sadece kendisini sevmesini istemişti. Sevmek bu kadar zor muydu onun için? Onunla sadece hayaller kurmamıștı, Kai onun en büyük hayali olmuştu. Onu çok seviyor ve bu sebepten dolayı bir o kadar da kalbi ağrıyordu. Başka bir kızla olduğu düşüncesi, onu bu karanlık sokaklarda güçsüz bırakıyordu.

Jennie her şey için kendisini suçluyordu. Ona bu kadar değer vermek, her hatasını affetmek ve onu her şeyiyle kabul etmek onun hatasıydı.

Ama bu sondu, çünkü Jennie artık kimseye değer vermemeye karar vermişti.

Otobüsten inerken, geldiği sokağa bakmış ve birkaç kez yutkunmuștu. Sanki Kai'ye defalarca kez dokunan bu beden, artık Jennie'ye ait değildi. Kendisinden tiksiniyordu, çünkü gözleri şişene kadar ağlarken bile Kai'yi düşünmüştü.

TURN BACK TIME ❦ JenKaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin