Ben sizi sevdim: belki bu sevda kalbimde sönmedi, kaldı izi

1.3K 121 37
                                    

Başlık: Ben Sizi Sevdim, Aleksandr Sergeyeviç Puşkin

Merlin hislerinin ölmesi gerektiğinin farkındaydı.

Bu istenmeyen hisler, durumdu daha da kötüleştirmeden gitmeliydi. Bunu biliyordu. Onları istediği kadar bastırmaya çalışsın, engel olamıyordu işte. Kalbinin en derinlere kök salmış, her yanını bir sarmaşık gibi sarmış bu hislerden kurtulmanın tek yolu onları kökünden söküp atmaktı. 

Merlin'in gerekirse kalbinin üstünde tepinerek bu hisleri yok etmesi gerekiyordu.

Arthur Merlin'in kendisine baktığını fark edince elini hafifçe sıkıp sırıttı.

Evet, bu hislerin gitmesi gerekiyordu.

Merlin yanında beklediği kıkırtıyı duyunca gözlerini kapayıp derin bir iç çekti.

- Kes sesini dedi alçak bir sesle.

Gwaine tabii ki aldırmadan kıkırdamaya devam etti. Merlin onu öldürecekti. Ya da daha iyisi, onu bir kurbağaya falan çevirebilirdi. Bir hafta sinekle beslendikten sonra gülmeye hali olacak mıydı bakalım.

Camelot'un en yetenekli ve sadık şövalyelerinden biri olan Gwaine sadece iyi bir savaşçı değil, aynı zamanda iyi bir dosttu da. Özellikle Merlin'in her zaman yanında olmuş, güvenilir bir arkadaştı.

Aynı zamanda da sinir bozucu bir baş belasıydı.

Zira Gwaine, insanların düşündüğünün aksine kafasından sadece iyi bir bira ve güzel kadınlarla ilgili düşünceler geçen bir eğlence adamı değildi, aynı zamanda bir soylunun çocuğu olarak yetişmiş ve insanların duygularını okumayı çok iyi öğrenmiş bir soyluydu. Doğal olarak bu nedenle Merlin'in en yakınlarından biri olarak onun Arthur'a karşı olan hislerini hemen çözmüştü.

Maalesef Gwaine Merlin'in mümkünse yakması gereken bu hisleri öğrendiğinden beridir peşini bırakmıyordu. Nüktedan laflarla başlayan eğlence, Gwaine'in Merlin'i hislerini Arthur'a açması için yüreklendirmeye çalışmasıyla devam etmişti. Bilinmeyen gizemli bir nedenden dolayı Gwaine, Arthur'un da bu hislere karşılık vereceğinden emindi. Tabii ki bunu Merlin'e söylediğinde Merlin ortamdaki tek mantıklı insan olarak Gwaine'in suratına gülmüş, sonra da odasının kapısını aynı surata çarpmıştı.

Peki bu Gwaine'i durdurmuş muydu? Tabii ki hayır.

Hayır, Gwaine ikiliyi bir araya getirebilmek için elinden geleni yapmıştı. Onları silah odasına kilitlemişti (tabii ki Merlin gizlice kilidi büyüyle açmıştı), Merlin'i Arthur'un üstüne itmişti (ikili nehre düşmüştü ve Merlin Gwaine'i yine gizlice büyüyle çamura düşürerek intikamını almıştı), en son Arthur'u sözde "kıskandırmak" için kendisine bir buket gül bile vermişti onun gözü önünde (bu sonuncusu biraz tuhaf bir etki yaratmıştı, Merlin tabii ki Gwaine'in ısrarlarına rağmen Arthur'un kıskandığına inanmamıştı, fakat Arthur'un o günden sonra biraz tuhaf davrandığını da kabul etmek zorundaydı, bir hafta boyunca Arthur Gwaine'e sürekli kızgınca bakmış ve en ağır işleri ona yaptırmıştı. Belki de antrenman sırasında Merlin'e o buketi vererek diğerlerinin dikkatini dağıttığı için sinirlenmişti ona).

Sonuç olarak bu beyhude çabalardan sonra Merlin onun vazgeçeceğini sanmıştı, ama hayır. Dahası şimdi bu Arthur Merlin'e dokunmazsa ölecek saçmalığı çıkmıştı ve Gwaine bunu duyunca hemen koşmuştu tabii. Onları el ele otururken gördüğünde ilk tepkisi elbette manyak gibi kahkahalarla gülmek olmuştu.

Merlin o an onu orda kurbağaya çevirmediyse sırf muazzam bir kendine hakim olma yeteneği olduğundandı.

Gülmesi on beş dakika sonra geçince ise tabii ki Merlin'in yüz hareketleriyle ona sesini kesmesini söylemeye çalışmasına rağmen gereksiz imalı yorumlar yapmaya başlamıştı.

KADEHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin