"Benim güzel kelebeğim, senin için hissettiklerim aşk kadar basit bir duygudan ibaret değil. Daha fazlası, anlamlandıramayacağım kadar özel anlıyorsun beni değil mi?" Yüzüme düşen dağınık saçlarımı eliyle iterek yaşlı gözlerimi sildi. Hala beni sevdiğini düşünüyordu. Çıldırmak üzereydim. Sinirle kollarının arasından çıktım ve ayağa kalktım. " Bana hissetiğin duygunun sevgiyle, aşkla hiçbir alakası yok çünkü sen sadece takıntılı bir ruh hastasısın anla artık" hıçkırıklarımın arasında kurduğum bu cümle ve sesimin ilk defa ona yükselmesi yüzünde şaşkın bir ifade bırakırken kalbim yerinden çıkacakmış gibi atmaya başladı. Artık dayanamıyordum. Onu sevmiyor hatta nefret ediyordum. KİM HAYATINI CEHENNEME ÇEVİREN BİR CANAVARI SEVER Kİ