Yanıma yaklaştığında arkasına sakladığı papatyaları çıkarıp bana uzattı. Papatya uzatan eline iki taraftan ellerimi sarıp, gözlerine baktım tarifsiz bir gülümseme ile. Papatyaları yavaş yavaş kendime doğru çekerken o da elini çekmişti. Kokusunu içime çekmeden önce saymaya başladım. Sayarken kaşlarımı çattım. Yanlış saymış olabilirim diye üç kez saymıştım. "On bir?" dediğimde, onaylar gibi kafasını salladı. "Bir düzine olması gerekiyor ama... Neden on bir tane papatya var burada?" diye sorduğumda sesim kısık çıkmıştı. Bir düzine olmadığı için kırılmış gibiydim. "Çünkü sevgilim..." dedi ellerimden tutup beni kendine doğru çekmeden önce. "Seninle birlikte bir düzine ediyor," dedi sonra, ellerini belime dolayıp başıma öpücük kondururken. Şaşkınlıkla kaşlarım çatılırken, deli gibi atan kalbimin sesini duyuyor gibiydim.