Oradaydı işte, gölün kenarındaki ağacın dibine oturmuş elindeki gazeteyi okuyordu. Kahvedekilerle kavga etmişti yine kesin. Derince iç çekip elini sakalına attı. Önce sağına baktı şöyle bir süzdü etrafı. Gözlerinin bir sonraki hedefi olacağımı bildiğimden olduğum yerden çıkıp yanına ilerledim. Beni görünce kaşları çatıldı. Ayağa kalkar gibi oldu ama ben o kalkmadan hızlı hızlı gidip oturdum yanına. "Ne işin var burada kadın!? Bu tarafa geçmeyecen demedim mi ben sana!?" "Hemen kızma Demir'im, seni merak ettim de geldim. Yoksa senin sözünü dinlememezlik etmem ben bilmiyon sanki." Kaşları düzeldi, baştan aşağı baktı bana. Sonra kaşları tekrar çatıldı. "Üstün başın un Ala, bu halde mi geldin peşimden?" *90'lı yıllarda geçen bir kurgudur. Yazım dili ve karakterlerin davranışları çoğunlukla ona göredir.*