O an sadece annemin gözlerinin içine bakarak şunu söyledim: -"Pekala sen burda onca yıl olduğu gibi yine şiddet görmeye hazırsan kala bilirsin. Ama ben senin gibi buna boyun eğmeyeceğim. Ben artık senin gibi babam tarafından ezilmeyeceğim ve onun için şimdi şu kapıdan çıkıp gidiyorum". O an kapıdan babam bile demeğe utandığım şahıs girdi: -"Oo İrem hanım. Nereye gidecekmişsin? Yine kendini hangi adama satmaya gidiyorsun? Burdan bir adım bile dışarıya atamazsın sen. Sadece ben öldüğüm zaman burdan çıka bilirsin ". -"Tamam o zaman"-dedim ve odama çıkar gibi adımladım. Kolumdan tuttu. Bana tokat atacağını anlamiştım. Ondan önce davranarak tişörtümün altına sakladığım bıçağı çok ta derin olmayacak şekilde karnına sapladım. Ne de olsa katil olmak istemezdim. Elimi onun gibi bir şerefsizin kanına bulamak istemezdim. O an acılar içinde inledi. Bu bana bir katil gibi mutluluk verdi. Galiba daha önce yapmalı olduğum bir şeyi yapmıştım. -"Kızım sen ne yaptın? Neden elini onun gibi birinin kanına buladın?" -"Bak anne ya şimdi benimle bu kapıdan çıkar gidersin, ya da ben gidiyorum. Hapise de girersem girerim. Bunun gibi bir şerefsiz tarafından her gün dövülmektense 4 duvar arasında kalmayı tercih ederim". Annemin ambulansı aradığını gördüm. Ben de hiç bir şey olmamış gibi önceden hazırladığım bavulumu alıp evden çıktım...