Bu roman, birnirine aşık olarak evlenen fakat zamanla evlilikleri sarsıntıya uğrayan yirmili yaşlarda bir çifti anlatıyor.Genç kız çok sevdiği eşi tarafından sevgisizliğe ve ilgisizliğe maruz kalır.Eşinin bu hallerine anlam veremez hatta onu artık sevmediğini düşünür çünkü ikiside birbirini tanımayan aynı evin yabancıları olmuşlardır.Genç kız, içine düştüğü yalnızlık kuyusunda çırpınıp durur.Eşiyle bu durumu konuşmaya çalışır fakat eşi kendini işine o kadar odaklamıştır ki genç kızla aralarına koyduğu uçurumu farketmez.Genç kızın yalnızlığını bastırdığı tek yer kendine ait olan çiçek serasıdır.Bitkilerini asla ihmal etmez ve gününü serasında geçirir. "Yükledin tüm yalnızlığı omuzlarıma!Bu dört duvar arasında bir başıma yalnız bıraktın beni.Sen hiç gözlerinin bana nasıl bu kadar yabancı baktığını gördün mü?Görsen dayanamazdın zaten çünkü ben sana hiç öyle bakmadım, tüm sevgimle baktım gözünün içine.Benim annem de babam da sendin, senden başkasını aile bilmedim ben!Biliyor musun bence biz iki evli insan değiliz, biz aynı evin yabancılarıyız." Genç adam tiryakisi olduğu gözlere baktı, ilk günki gibi güzeldi eşinin gözleri.Yaptığı yanlışın farkındaydı.Oysa her şeyi eşini korumak için yapmıştı kendince fakat onu yanında tutamamıştı.Eşi elinde valiziyle evi terk ediyordu.Bu evliliği kurtarabilecek miydi?
6 parts