Episode|5

509 44 17
                                    

______________________________

"Cemre, güzelim şu an saçmaladığının farkında mısın?" diye cevap verdi Cellat. Salonda otururken birden telefonu çalmış ve salondan çıkmıştı. Şu anda odasında Cemre ile konuşuyor du. Ve büyük ihtimalle benim hakkımda konuşuyorlardı. Ben ise kapısının önünde onu dinliyordum. Ben orda o haldeyken Cellat benimle ilgilendiği için kıskanmış olmalıydı. Ona baktığımda orada sadece kalakalmış Cellat ile bana baktığını görmüştüm. Şu an da da onun hesabını soruyor olmalıydı.

"Cemre saçmalama, Ceren benim kuzenim. Ne yapmamı bekliyordun?" dedi Cellat o an da içim de bir şeylerin kırılma sesini duydum. Halbuki neden kırılıyordum ki benimle sadece bir kaç saat ilgilendi diye hemen beni sevecek değildi. Yada bu bizim kuzen olduğumuzu değiştirmez di.

"Bak, Cemre sana bunu son kez söylüyorum. Ceren benim kuzenim! Aramızda hiç bir şey olamaz. Bu zamana kadar hiç bir şey olmadı ve hayatımda sen varken asla olamaz. Kız tecavüze uğradı. Benim ise kuzeni olarak yapmam gereken görevim,onu o halde bırakıp gitmek değil,alıp eve getirmekti. Ayrıca Ceren'in bizden başka kimsesi zaten yok. Ben de o halde yalnız bırakamaz dım. Beni anlıyorsun değil mi güzelim?" dedi. Kalbim her zamankinden daha fazla acırken, gözyaşlarım akmaya çoktan başlamıştı.

Elimi ağzıma götürüp sesime hakim olmaya çalıştım. Cellat bana acıyor du, bunu şu an çok iyi anlıyordum. Keşke beni orada o halde bırakıp gitseydi ama bana acımasaydı. O zaman daha az üzülürdüm. "Tamam akşam gelirim, şimdi kapatıyorum." dedi. Odadan çıkacağını anlayıp, hemen arkamı dönüp giderken sesini duydum. "C-Ceren!" Kekeledi. Söyledilerini duyduğumu biliyor du çünkü. Gözyaşlarımı elimin tersiyle silip yavaş haraketlerle arkamı döndüm. Kapının önünde durmuş endişeli gözlerle bana bakıyordu. "Sen ne zamandır buradasın?" diye sordu. Bütün söyledilerini duyacak kadar...

"Biliyor musun Deniz? Keşke beni orada o halde bırakıp gitseydin ama acımasaydın. O zaman daha az üzülürdüm." diyerek odama adımladım. Arkamdan sadece "Ceren" diye seslenişini duydum. Ama dönüp bakmadım. Kapıyı kapatıp yatağıma oturdum. Sadece bir kaç saat bile mutlu olamamıştım. Hızla kapım açıldı, içeriye Cellat girdi. Anlamaz gözlerle ona baktım. Ne işi vardı burda? "Ceren ben sana acımadım." dedi. Alayla gülümseyip kafamı aşağı yukarı tamam şeklinde salladım. Yavaşça ayağa kalkıp karşısına geçtim. "Bak Ceren gerç-..." Lafını bitirmeden sözünü kestim. "Yeter! Ben bunları duymak istemiyorum. Ben o anı ile ilgili hiç bir şey duymak istemiyorum. Anladın mı?" diye bağırdım. Başımın dönmesiyle yerimde sendeledim. Tutunmak için bir şey aradım ama yoktu.

Cellat hızla yanıma gelip belimden tutup beni sabitledi, "Ceren,Ceren iyimisin?"

Hızla belimdeki elinden kurtuldum, ve işaret parmağımı ona doğru uzattım. "Sakın, sakın bana dokunma. Sakın bir daha acıdığın kadına dokunma Cellat." diyip yatağa oturdum. Oda gelip yanıma oturdu. Ne yapmaya çalışıyor anlamıyordum. Şu an odadan çıkıp gitmesi gerekiyordu. "Bak Ceren ister inan,ister inanma ben sana acımadım. Seni o halde görünce aklım başımdan gitti. Sen benim kuzenimsin." Güldüm. "Seni Teyzem Anneme, Annem de bana emanet etti. Seni koruyamazsam ne diyeceğim Annem'e? Haklısın Cemre'ye bizden başka kimsesi yok denemeliydim. Özür dilerim. Ama sende beni anla lütfen." dedi. Hiç bir şey demedim. Tamam anlamında kafamı salladım.

"Çıkarmısın? dinlenmek istiyorum." dedim. Gözümün içine baktı, "Tamam,sen güzelce dinlen." dedi. Yanımdan kalktı ve arkasına bakmadan odadan çıktı. Gözyaşlarımı aniden bıraktım. Zaten zor tutuyordum. Her anında kuzen olduğumuzu hatırlatması sinirimi bozuyordu. Onun karşısında ağlayıp güçsüz görünmek asla istemiyordum. Yatağımın içine uzanıp yan döndüm ve cenin pozisyonu aldım. Gözlerim ağlamanın yorgunluğuyla kapanırken aklımda ve kalbimde sadece Deniz vardı...

MADEM (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin