Episode|8

466 50 14
                                    

_________________________

Yıkılmış halde odamda, yatağımın üzerinde oturuyordum. Ben böyle olsun istememiştim ki,ben sadece oda beni sevsin,beni görsün istemiştim. Onunla evlenmekte hayalimin bir parçasıydı tabiki ama böyle değildi. Böyle olmamalıydı. Canım yanıyordu ama kimse anlamıyordu özellikle de o. Üstelik benim canımı yakan kişi zaten oydu. Kalbime bir hançer saplamış durmadan çeviriyordu.

Kapının tıklatılmasıyla düşüncelerim den ayrıldım. "Gel." dedim usulca. Kapı yavaşça aralandı ve önce Buse'nin kafası gözüktü, "Gel,gel" dedim ona. O da yavaşça araladığı kapıdan girdi ve yanıma geldi. Biraz bana baktıktan sonra yatağıma oturdu. Hiç bir şey demeden öylece yüzüme bakmaya devam etti.

"Niye bakıyorsun Buse?"diye sordum. Bilmiyorum edası ile dudaklarını büzdü. "Anlamaya çalışıyorum."

"Neyi" diye sordum.

"Tepkini, resmen abimle evleniyorsunuz Ceren. Ne hissediyorsun bilmiyorum. Halbuki bu senin çok istediğin bir şey değilmiy di? Yaşınız gelince abimle evlenmek istemiyormuydun?"diye sordu. İç çektim.

"Evet ben Deniz ile evlenmeyi istiyordum ama böyle değil Buse. Böyle olmamalıydı, o da beni sevmeliydi. Şimdi ise benden nefret edecek. Onu sevgilisinden ayırdığım için." Aklıma gelen şey ile güldüm. "Gerçi sevgilisinden ayrılmayıp görüşmeye devam edecekmiş, ben onun omuzlarında bir yükten başka bir şey olmayacağım anlayacağın."dedim. Buse'ye baktığımda şok bir ifade ile bana bakıyordu.

"Ne! Abim evlendikten sonra hala Cemre ile görüşmeye devam mı edecekmiş. Şakamısın sen?" Bende ondan duyduğumda aynen böyle olmuştum ama yapacak hiç bir şey yoktu. "Çok ciddiyim, bunları kendi yüzüme söyledi hatta."dedim.

"Hayır, hayır bu saçmalık Ceren. Bu kadarı çok fazla, ben annemle konuşacağım. Gerekiyorsa o konuşsun abimle." Panikledim asla böyle birşey olamazdı. O zaman Deniz benden daha çok nefret ederdi ve ben bunu kaldıramazdım. "Hayır Buse hayır! Teyzem bunu bilmeyecek, eğer bunu Deniz öğrenirse bana daha da çok kin tutar. Böyle yaparak onun hayatını mahvettim zaten. Daha da fazla mahvedemem, ne istiyorsa onu yapsın."dedim. Zaten gerçek karı koca bile olmayacaktık ki. Cemre ile görüşmese ne olurdu. Ben onun gözünde hep bir fazlalık olarak kalacaktım.

"Ceren saçmalama olmaz böyle bir şey."dedi Buse. Hayır anlamında kafamı salladım "Bunu teyzem öğrenmeyecek dedim Buse. Bitti!"

"Peki sen bilirsin, umarım ne yaptığını biliyorsundur Ceren. Akşam yemeği hazır olacak birazdan,sen de geç kalmadan gel."dedi ve odadan çıktı. "Umarım" diye fısıldadım kendi kendime. Umarım ne yaptığımı biliyorumdur.

Sofrada ölüm sessizliği varken, hiç kimseden ses soluk çıkmıyordu. Masaya sadece çatal bıçak sesleri hâkimdi. Arada kaçamak bakışlar yaparak Deniz'e bakıyordum. Yüzünde sinirden başka hiç bir ifade de göremiyordum. Bu hali gerçekten korkutucu oluyordu. Birden göz göze geldik. Hemen ayırdım gözlerimi gözlerinden. Bakmaya dayanamazdım, özellikle o bana böyle nefret dolu bakarken.

"Ee nikah tarihini ne zaman alacaksınız?"diye sordu teyzem, yemeğim boğazımda kalırken öksürmemeye çalıştım ama olmadı, yanımda duran su dan bir yudum aldım. Teyzeme baktım, oda bir bana birde Deniz'e bakıyordu. Cevap bekliyor du haliyle. Deniz bana kısa süre baktıktan sonra annesine dönüp cevap verdi. "Yarın."dedi kısaca.

MADEM (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin