Episode |4

527 48 7
                                    


Bölüm içerisinde küfür vardır ve büyük ihtimalle diğer bölümler de de olacaktır bilginize...

________________________________

Canım o kadar çok yanıyordu ki tarif edilemez bir acıydı bu, boynum sızlıyor kemiklerim sanki kırılıyor du. Ama dayanmam lazım gibi geldi bir an, ben güçlü bir kızdım. Hiç bir şey beni böyle kolay kolay yıkamaz dı. Buna bu yaşıma kadar hiç bir zaman izin vermedim ve vermeyecektim. Cellat'ın kucağında eve girdim. Olduğum yer o kadar huzurluydu ki sanki az önce olanlar hiç başıma gelmemiş gibiydi.

Teyzemin bağırması ile Cellat'ın omzunda sıçradım, birden kemiklerim ağrıdı, inledim. "Ceren bu halin ne? Ne yaptılar sana?" diye sordu teyzem. Hiç kimseden cevap çıkmadı, ne benden ne Cellat'tan nede Buse'den. "Ne oldu diyorum size cevap verin bana!" Teyzem bağırdı birden. Cellat, "Anne şimdi sırası değil, ben Ceren'i odasına çıkaracağım. Buse anlatsın sana." diyerek odama doğru yol aldı.  Odamın kapısına geldiğimizde hafifçe eğildi ve dirseği ile kapının kolunu aşağı indirdi. Belimin bükülmesi ile acı ile inledim. Birden başını kaldırıp acıyla bana baktı.

"Canını mı yaktım? Özür dilerim." dedi. Kalbim tekledi ben ne yaşıyordum? Benimle asla ilgilenmeyen insan şu an benimle neden böyle ilgileniyordu?
"Önemli değil." dedim bir yerlere kaçan sesimi bulduğum da. Usulca beni yatağımın üzerine bıraktı. Hafifçe üzerime eğilince kokusunu tekrar içime çektim. Huzur benim için Cellat'ın kokusuydu.

Sırtımı yavaşça yatağın başlığına dayadım. Cellat ise usulca yanıma oturup bana yaklaştı. Allah'ım galiba sana geliyorum. Elini usulca boynuma getirip önünde ki saçlarımı arkaya attı. Midem kasıldı birden, gözlerimi kırpıştırdım. "Siktir!" diye bir küfür savurdu. Alışık değildim ondan böyle küfürler duymaya. "Sikeyim, boynun mosmor! O iti bulup geberteceğim. Pişman olacak bu yaptıklarına!"dedi. Korkmaya başlamadım değil, Cellat'ın hiç alışık olmadığım halleri hem beni baştan çıkarıyor hemde korkutuyor du.

"C-cellat tamam yeter artık. Geçti bitti kapat k-..."
Lafımı kesti. "Bu konuya sen karışmayacaksın! Ben bir krem alıp geliyorum boynuna sürelim kötü görünüyor." dedi, cevap vermeme kalmadan odadan çıkmıştı. Ne demek ben bu konuya karışmayacaktım. Onun cezanı vermesi gereken kişi Cellat değildi. Üstelik bu konu benim konumken bana karışmamamı mı söylüyordu? Hah! Çok beklersin Özgür Deniz Cellat.

Bir süre sonra Cellat elinde kremle tekrar odaya döndü, kapıyı yavaşça kapatıp, yanıma ilerledi ve yatağın hemen yanına yani tam olarak burnumun dibine oturdu. Nefesim kesilirken, bir şey belli etmemeye çalıştım. Ama olacak gibi değildi, usulca kremin kapağını açıp işaret parmağına biraz sürdü. Elini boynuma getirirken, durdurdum. Zaten şu an haddinden fazla yakındık. Eğer daha fazla yakınlaşırsa durumum hiç iyi olmazdı. "Ben sürerim gerek yok." dedim. Elinden kremi almak için kolumu kaldırdığım da sızlaması ile acıyla inledim. "Rahat dur, süreyim işte." diye tısladı. Ses tonu o kadar cazipti ki kendimi tutamıyordum.

Elini usulca boynuma getirdi, değdinde kendimi kor bir ateşe düşmüş gibi hissettim. Gözlerim doldu, kalbim tekledi, hiç iyi değildim. Usul usul elini morluklarımın üzerinde gezdirdi, dairesel hareketlerle kremi yedirdi.
Ateş basıyordu, kafamı kaldırdığım da yüzüne baktım, kendi kendine bir şeyler mırıldandı. Ama anlamadım. O an aklıma Cemre düştü, o ne yapmıştı? Kafede Cellat benim yanımdayken sadece bir kenarda durduğunu görmüştüm. "Cemre!" dedim. Cellat yüzüme anlamaz bir ifade ile baktı. "Ne?" diye sordu kısaca. "Cemre nerde? Haberin varmı?" diye sordum kim bilir sevgilisini benimle ilgilenirken gördüğünde ne kadar sinirlenmişti. Ben olsam ben de sinirlenirdim.

MADEM (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin