Bu kitapta çoğu fandomdan karakterin yandere hali vardır.
⚠ sadistlik, taciz, stalk, poly ilişkiler, lgbt ilişkiler, +18 şeyler, smut, yandere davranışları, kaçırma, yaralama, öldürme, manipüle, vs böyle içerikler vardır. Hassas bir zihniniz varsa...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
( bu oneshot levi'ın ağzından olacak )
İşte karşımdaydı.
Hayatımın biricik aşkı.
Kaptan Levi Ackerman gibi duygusuz birinin böylesine aşık olmasını kim bekleyebilirdi?
Bunun sorumlusu o muhteşem melek.
Neden yanımda olduğunu bile bilmediğim boktan dörtgözü susturdum ve onun dikkatini çekmemek için elimdeki savaş kitabıyla ilgileniyormuş gibi davrandım.
Cadet Armin ile yan yana oturmuş kitap okuyorlardı.
Bende buraya onu izlemek için gelmek zorunda kaldım.
Cadet Armin'e güvenmiyorum.
Saf görünüşünün ardında çok zeki ve manipülatif. ( Armin gerçekten böyle biri o soft UwU boy değil )
S/a'ya zararı dokunabilir.
Bende onu korumak için burada olmalıyım.
Sayfayı zarif parmaklarıyla çevirişini izledim.
Tam yeni sayfayı okumaya başlayacakken Armin ona birşey fısıldadı.
Hafifçe kaşlarımı çatıp daha iyi dinlemeye çalıştım.
S/a'nın bana baktığını hissettiğim anda kitapta ilginç birşey görmüş gibi merakla kitaba bakmaya çalıştım.
Neyse ki dikkatini çekmemiştim.
Armin kulağından çekildikten sonra ikisi birlikte kalktılar ve kütüphaneden çıktılar.
Bende birkaç dakika'dan sonra gizlice çıktım.
Onları uzaktan dışarı çıkana kadar izledim.
Hanji ise sırıtıp beni yanlız bırakmayı tercih etti.
O herşeyi biliyordu ve bunun sağlıksız bir aşk olduğunu söyledi.
Biraz endişelensemde umursamadım ve devam ettim.
Armin ve s/a'nın arkasından dışarı çıktım ve ağaçlara kadar onları takip ettim.
Bir ağacın yanına oturdular ve Armin konuşmaya başladı.
" Buraya kadar geldiğin için teşekkür ederim s/a. "
" Önemli değil Armin. Bana ne diyecektin? "
Biraz daha onlara yaklaştım.
" Şey hani biliyorsun sana Annie'den hoşlandığımı söylemiştim. "
" Evet? "
Armin kızarmaya başladı.
Kaşlarımı çatıp merakla Armin'e baktım.
" Şey biz yatmaya karar verdik. Bu gece. "
Evet ve o zaman neden bunu s/a'ya söylüyor ki?
" Hmhm devam et. "
" Şey senin bu konu hakkında bir bilgin var mı acaba? "
Biraz sinirlendim sonuçta s/a'ya çok özel bir soru soruyordu ama yine de merak ettim.
Kafasını kesmem gereken biri olursa bunu memnuniyetle yapabilirim.
" Yani şey Eren'e söyledim ama o kadınlar hakkında böyle şeyleri iyi bilmediğini söyledi. Sonra Mikasa'ya gittim o da daha önce hiç böyle birşey yapmadığını söyledi. Geriye tek sen kaldın ve çok endişeliyim lütfen bana yardımcı ol! "
" W-woah sakin ol Armin bunda o kadar telaşlanılacak birşey yok. "
" Ama kötü olursam Annie benden nefret edebilir. "
Küçük veledin gözleri doldu.
" Aslında deneyimim var... Sana yardımcı olabilirim. "
Gözlerimi sinir ve şaşkınlıkla açtım ve kendime hakim olmaya çalıştım.
Kim benim meleğime benden önce dokunabilirdi ki?!
O orospu çocuğunu öldüreceğim.
" Reiner ile bir kere yapmıştım... "
Kızaran yüzü her ne kadar ilahi olsa da daha fazla orada kalmadım ve hızlıca Reiner'ı bulmaya gittim.
Onu bulduğum anda benimle odama gelmesini emrettim ve gelince kapıyı kilitledim.
Bana tetikte ve şaşkınca bakarken onun işini bitirdim.
Sinirimi ondan çıkardıktan sonra nefes nefese etrafa baktım.
Her yer bu pis itin kanıyla kirlenmişti.
Sanırım artık ofisimin yerini değiştirmeliyim.
Hemen Hanji'yi çağırdım ve olanları anlatıp isteksizce buraları halletmesini istedim.
Deneylerine bir süre ara vermek zorunda kaldığı için canı sıkılıyordu bu yüzden kabul etti ve biraz aksiyonun öldürmeyeceğini söyledi.
Ona sessizce teşekkür ettim ve üstümü değiştirdim.
Birkaç saat sonra her gün yaptığı gibi hava almak için dışarı çıktı.
Üzgünce ona doğru yaklaştım ve burnuna ilaçlı mendili dayadım.
Biraz mücadele etti fakat en sonunda bayıldı.
Onu kucağıma aldım ve birkaç haftadır onu götürmeyi planladığım eve götürdüm.
Yatak odamıza girdim ve onu yatağa bağladım.
Uyanmasını beklerken yanına uzandım ve cennetimsi kokusunu içime çektim.
Bekle prensesim bundan sonra bunca zor ve kötü şeye katlanmak zorunda kalmayacaksın.
Yarım saat sonra uyandı.
Bana korkuyla baktı ve titreyen bir sesle " K-kaptan? " Dedi.
Bağırmaması gerektiğini çok iyi biliyordu.
" Merhaba cadet S/a. Yeni evine hoşgeldin. "
Ona mutlu bir şekilde bakıp gülümsedim.
Artık sadece o ve ben varız...
💟
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
