37.Bölüm

7 4 0
                                    

Gözlerimi silip kendimi geriye çektim. Yanağımdaki yaşları sildi. Anlımı anlına yasladım. Kokusu burnumdaydı. Buna gülümserken saçlarımı sevdi ve yanağımı öptü. "Zeynep Selami Şahin'in bir şarkısı var." dedi sessizce. Gülümsedim titreyen ellerimle yanağını okşarken. "Diyor ki; Sen gittin ya yaşantımın bir anlamı kalmadı. Sen gittin ya pencereme bir kez güneş doğmadı. Sen gittin ya senden sonra mutluluğum olmadı. Senle geçen günlerimin değerini bilmedim." dedi sessizce. Gözlerimi kapattım ve başımı omzuna yasladım.

"Devam ediyor; Özledim teninin kokusunu özledim. Özledim sımsıcak nefesini özledim. Özledim sohbetini, o sesini özledim. Gelmedin, göz bebeğim, can yoldaşım, gelmedin." diye devam ettirdi saçlarımı severek. Burnumu çektim ve gözlerimi sildim. "Buradan ne anlamalıyım Umut Yılmaz?" dedim sessizce gülümseyerek.

"Anla işte be kızım. Özledim seni." dedi mırıldanarak gülümserken. Başımı kaldırdım ve saçlarını sevip derin bir nefes aldım. "Kalp kalbe karşı derler bebeğim." dedim sessizce. Tek kaşını kaldırdı. "Bir kere ben senin değil sen benim bebeğimsin Zeynep Acar onu bilesin." dedi. Gülerek omzumu silktim. "Banane sen benim koca bebeğimsin o kadar!" dedim. Gülerek yanağımı sildi ve anlıma bir öpücük kondurdu.

"Girebilir miyiz?" Emir'in sesi ile gözlerimi sildim. Umut da gülümseyerek arkasını döndü. "Gelin gelin." dedim. Ardına kapı azıcık açıldı, Emir kafasını içeri soktu. "Zeynep, Umut. Selamunaleyküm kardeşlerim." dedi gülümseyerek. "Aleykümselam kardeşim. Hayırıdır?" dedi Umut gülerek.

"Emir ne yapıyorsun aşkım çekil şurdan!" Beyza'nın arkadan Emir'i iteklemesi ile Emir kaşlarını çatıp içeri girdi. Arkada Mustafa amca, Haluk abi ve Safiye halayı görmemle gülümsedim. "Ay uyanmış güzel kızımız!" dedi Safiye hala gülerek. Gülümseyerek ona baktığım sıra yanıma geldi. Sanki öz halammış gibi ona sarılmak beni hem şaşırtıp hemde mutlu ederken Mustafa amca ile de öz babam gibi sarılmak gözlerimi doldurmuştu.

O zaman yanlız olmadığımı kocaman bir ailem olduğunu fark ettim. Bir daha da bunu ben istesem bile bozamayacağım. O kadar.

Ertesi Akşam

"Zeynep." Umut'un sesi ile gözlerimi araladım. "Hadi kalk güzelim eve gidiyoruz." dedi sessizce. Anlamadan yattığım yerde doğruldum. "Şu kıyafetlerini çıkartalım hadi." dedi. Esneyerek kollarımı havaya kaldırdım. Hastane elbisesini üzerimden çıkarttı. Atletim ile kaldım. Siyah kapşonlu sweatımı üzerime geçirdi. Altımda da zaten tayt vardı.

"Hadi bakalım." dedi iki elimden tutup. Ayağa kalktığım sıra montumu üzerime geçirdi. Fermuarımı ağzıma kadar kapatıp ilk önce siyah kapşonu sonra montumum şapkasını kafama geçirdi. En sonda elimi sımsıkı tuttu. Başımı ona çevirdim. Odanın kapısını açtı. Gülümseyerek ellerimize baktığım sıra odadan çıktık.

"Saat kaç?" diye sordum önüme dönerken. Ceketinin altından kahverengi saatine baktı ve "Sekiz. Aslında daha önce çıkacaktık ama sen uyuyordun. Biraz daha uyu istedim. Mine, Emir, Beyza aşağıda bekliyor." dedi. Arkasından ilerledim. Beraber merdivenlerden indik. "Evet, hadi bakalım." dedi araba kapımı açarken. Kaşlarımı çatıp ona döndüm. "Sen nereye?" diye sordum.

"Benim ufak bir işim var. Onu halledeceğim." dedi sessizce. Hiç bir şey anlamadan ona baktım. "Hadi Zeynep hadi güzelim." dedi beni arkamdan ittirip kapıyı kapatırken. Anlamadan ona baktığım sıra Emir'e el salladı. Emir de korno yapıp arabayı sürmeye başladı. Arkamızdan el sallarken bir anda Mine'nin kollarını boynuma sarması ile gülümseyerek ona döndüm.

Yanağımı öpüp başını kucağıma bıraktı. Gülümseyerek sargılı elimi kaldırıp saçlarını sevdim. O gözlerini kapatırken ben saçlarını sevmeye devam ederken başımı kaldırdım. Emir arabayı sürüyor Beyza başını koltuğa yaslamış diğer eliyle de Emir'in elini sımsıkı tutuyordu. O ikisine gülümsediğim sıra başımı cama çevirdim. Titrek bir nefes aldım.

Ertesi Gün

"Of artık gözlerimi açabilir miyim?" Kahvaltıdan sonra evde bunaldığım için doktora geçtik. Beyza ve Mine de saçma sapan haller olduğunun farkındaydım. Ama anlam veremiyordum. Zaten tek saçma sapan olan o değildi. Umut ve Emir de ayrı bir salak dün akşamdan beri.

"Aç!" Beyza'nın gülerek söylemesi ile ellerimi gözlerimden indirdim. Kafenin mutfağındaydık kapıya bakıyordum ve kapıya asılmış görüp girebileceğiniz en güzel elbise vardı. Şok içinde gülümsedim. Mor omuzları açık beli dar ama aşağıya doğru uzayan harika bir elbiseydi.

"Bu elbise bu akşam gideceğimiz yılbaşı partisinde giyeceğin elbise Zeynep hanım." dedi Beyza gülerek. Şok içinde ona döndüm. Gülümseyerek "bu elbise benim mi?" dedim şaşkınlıkla. Gülerek başını salladı. "Umut seçti." diye mırıldandı. Gülümseyerek elbiseye doğru bir adım attım. "Ya bu çok güzel ben nasıl giyeceğim bunu? Bana yakışmaz ki!" dedim hayran hayran.

"Valla ben bilmem Zeynep Umut bey çok rica etti kusura bakma. Şimdi ben mutfağı topluyorum ve beraber kuaföre gidiyoruz. Mine de birazdan gelir." dedi arkasını dönerken. Kaşlarımı çattım. "Mine derken? O hanımın okulu var!" dedim sinirle.

"Zeynep Mine'mi salar mısın lütfen yani! Bir kere asacak okulu! Abartma istersen." dedi. Üfleyerek ona tamamen döndüğüm sıra ıslak eli ile bana dönüp sıçrattı. "Ya Beyza! Ne yapıyorsun ya!" dedim ıslanmış yüzümü ellerimle silerken.

"Zeynep çok konuşma da git üzerine montunu giy. Beş dakikaya geliyorum." dedi. Üfleyerek arkamı döndüm ve mutfaktan çıkıp askılıktan montumu alıp üzerime geçirdim. Cebimdeki telefonumun titremesi ile elime aldım telefonu.

Umut: Elbiseyi beğendin mi?

Mesaja gülümserken bir nefes aldım ve cevap yazmaya başladım.

Zeynep: Beğenmek az kalır! Bayıldım Umut bayıldım!
Umut: Çok sevindim güzelim. Beyza söylemiştir diye düşünüyorum. Saat altıya kadar hazır olun. Öptüm.
Zeynep: Bende🤍

Telefonu kapatıp cebime attığım sıra Beyza da içeriden geldi. Koluma girdi. Beraber kuaföre gittik. Hanımefendi saçlarımın elbise ile uyumlu olması için saçlarımı dalga dalga yapılmasını önerdi. Bende okeyledim. Nereden bileyim ben nasıl güzel. Yâni biraz biliyorum ama anlamadığım bir şekilde Beyza'nın bu konu hakkında hünerleri biliyorsunuz bitmiyor. Yüzüme hafif ama güzel bir makyaj yaptı. Siyah topuklu ayakkabılarımı üzerinde peri olan bir kolye taktım ve hazır oldum.

"Cidden bu aynada gördüğüm ben miyim Beyza? Gerçek mi bu?" dedim şok içinde boy aynasından donmuş kalmış kendime bakarken. "Gerçek gerçek. Ne kadar inanmak istemesende gerçek." dedi sessizce gülerek Beyza arkamdan. Gülümsediğim sıra kuaförün kapısının açılması ile başım oraya döndü. Umut altında kumaş siyah bir pantalon üstünde beyaz üst düğmesi açık, ceketi üstünde saçları dalgalı bir şekilde güzel duruyordu.

"Aha Hercai bakışması geliyor Emir'im." dedi Beyza gülerek. Tebessüm ederek ona bakarken o hafif kaşlarını kaldırmış boydan boya bana bakıyordu. "Umut iyi misin annem?" Emir gülerek söze girdiği sıra Umut çoktan dalmıştı. "Umut, bir şey söylemeyecek misin?" diye sordum gülümseyerek. Gözleri gözlerime buluştu. "Efendim?" dedi mırıldanarak. Emir ve Beyza aralarında gülmekten yıkılırken utanarak başımı önüme eğdim. Daha iki gün öncesine kadar ki durumumuz bir de şimdiki durumumuz. Ah Allah'ım ben aşık olmuşum yardım et.

<><><>
Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum güzel okurlarım🍇

Bu Yolun Sonu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin