Zayn kollarında bebeği sıkıca tutmuş ardarda sıralıyordu sözlerini. Önce her şeyi reddediyor, yükseliyor, bağırıyor, öfkeleniyordu; sonra susup kabullenip af diliyordu.
Tutarsızca konuşuyor, onu kaybediyor oluşunu ilk kez bu kadar net görüyordu. Özür dilemek de çare vermeyince tehditler savuruyordu. Ama Liam çantasının içine koyduğu bir kaç gerekli eşyayı da alıp yatak odasının kapısına yöneldi.
Zayn'in gözyaşları sıra sıra dökülüyordu. Daha geçen gece kollarına aldığı sevgilisini şimdi kökten yitiriyordu.
"Sana yemin ederim bundan sonra değişeceğim.. Özür dilerim, Liam. Lütfen, lütfen, lütfen.."
Liam, önüne dikilen Zayn'e değmemek için bir adım geri çekildi. Zayn önünde diz çöktü;
"Tek gecelik aptal bir ilişki için, yalvarıyorum beni terk etme. Kaldıramam. Ölürüm. Sensiz yapamam. Sadece tek geceydi, hiçbir şey hissetmedim. Bana bak, gözlerimin içine bak!"
Liam umursamadan onu yerde bırakıp yanından geçip gitti. Zayn bebeği istemesine rağmen ona vermemiş, onu burada tutmak adına bebeğe sıkıca sarılmıştı.
Daha dün aile olmaya inancı artmış, tamamen arınmıştı. Zayn ise dalga geçer gibi onu, yattığı genç oğlan ile aynı masaya oturtmuştu. Ve o, kendinden yaşca küçük çocuğun arsız alayları ile küçük düşmüştü.
"Bebeğimiz? Oğlumuz? Ailemiz?"
Zayn ardından yürüyordu. Liam dış kapıya geldi ve kapıyı sertçe açtı.
"Liam! Ben seni seviyorum!"
Durdu. Uzun uzun dışarı baktı. Yutkundu. Nefeslendi. Zayn gelecek her türlü soruya karşı kafasında bir savunma hazırlıyordu. Binbir çeşit.
"En sevdiğin çiçek gerçekten pembe güller miydi?"dedi, yumuşak bir sesle. Dönüp arkasına bakmıyordu ama.
Zayn afalladı. Beklemediği bir yerden almıştı, kekeledi. Kucağında tutarken farkında olmadan öfkeyle daha da sıkıyordu bebeği;
"H-Hayır."diyebildi sonunda. Liam için son, öldürücü vuruştu. Çünkü çoktan onurunu, gururunu, hayatını Zayn'in adına feda etmişti. Ama bu darbe, ona duyduğu aşka gelen bir darbeydi.
"Belki dediğin gibi Harry tek gecelik biriydi."dedi ve ona döndü. "O çocuk senin vücudunu belki benden daha iyi bilemez ama senin ruhunu tanımış. Sen asla bana açmadığın kalbini bir fahişeye açmışsın."
Zayn'in kucağında bebek, acı ile ağlıyordu.
"Ben sana gerçekten aşıktım."dedi Liam ve yeniden gitmek için arkasını döndü.
Hayatı boyunca kendini hiçbir yere ait hissetmemişti Zayn. Sevildiğini yalnızca Louis ile öğrenmişti. Yalnızca sevmeyi değil, sevilmeyi de bilmiyordu.
Ne üvey babası Mark doğru bir sevgi vermişti ona ne de onlar büyürken yanlarında olan üvey halası, Louis ile eş değer tutmuştu onu. Kendini asla değerli ve sevilmeye layık görmüyordu. Ne yazık ki hayati kendini kanıtlamak ile geçmişti.
Şimdi Liam'ın kurduğu her cümle, her kelime kalbinde geri dönüşsüz bir pişmanlık yarası açıyordu. Kendinden nefret ediyordu. Liam'ı kaybetme fikri onu delirtmişti ama şimdi tüm bu söylenenlerden sonra zaten ona ait olan sevgiye sahip olduğunu fark etti. Liam, tüm kalbini açıkça ortaya dökerken Zayn, sevilmeyi bile beceremediği için kendine kızıyordu.
Liam dışarı çıkarken son kozunu oynadı ve telaşla ardından bağırdı;
"Gidemezsin. Öldürürüm bebeği."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hazza~Larry~
FanfictionSimon'ın en özel parçasıydı Harry. Parlak bukleleri, ışıldayan yeşil gözleri. En güzeliydi bu şımarık çocuk. En arzu edilen. Louis için ise yalnızca ona ait olması gereken Hazza olacaktı.