Louis gözleri parlayan Hazza'nın üzerinden alamıyordu gözlerini. Beyaz elbisesi içinde etrafta salınıp duruyordu. Bir o tarafa gidiyor insanlarla konuşuyor, bir o tarafa gidip tanıdığı insanları selamlıyordu. Heyecanı her halinden belliydi.
Etraftaki herkes baştan aşağı onu süzüyordu. Bazıları onun ne kadar itici göründüğünden bahsediyordu sessizce ama kimse bunu sesli söyleyecek cesarete sahip değildi. Bazıları ise o konuşurken onun enerjisi ile doluyor ve ona hayranlıkla bakıyordu. Louis, eskiden olsa ona normal bakan birinin önünde bile utanıp sıkılan sevgilisinin şimdi kimsenin bakışlarını umursamadan dimdik gezip kahkahalar atışını hayranlıkla izliyordu.
Liam kucağına Freddie ile Louis'in yanına yaklaştı. Yüzünde hala buruk bir gülümseme vardı. Düğün ve Tomlinson ailesi ona nasıl eskiyi hatırlattıysa, Freddie de yaşama şansı olduğu ama ellerinden kayıp giden geleceğini hatırlatıyordu ona. Yine de sıkıca sarılmıştı bu sarışın çocuğa. Son kez kokusunu içine çekti, Louis'in yanına geldiğinde. Yanağından öpüp Freddie'nin kucağına gitmek için çırpındığı babasına uzattı.
"Çok güzel bir düğün. Tebrik ederim evliliğiniz için. Umarım üçünüz; sen, Hazza ve bu sarışın delikanlı çok mutlu olursunuz."
Louis kucağına aldığı bebeğin başını omzuna yasladı. Uykusu gelmişti. Zayn öldüğünden beri Liam'ı görmemişti ve eğer Hazza istemeseydi onu buraya çağırmayacaktı da.
"Teşekkürler Liam."dedi soğuk bir sesle. Sonra başını çevirdi.
Liam'ın nefesini kısa bir süre yanında hissetti.
"Ben Amerika'ya geri döneceğim. Büyük ihtimalle dönmem buraya bir daha."
Yumuşak ve mahçup sesine karşın Louis daha da öfkelenmişti. Zayn'in ölümü ile alâkalı olmadığını, onun için yas tuttuğunu biliyordu. Ama bunların hiçbiri içindeki ateşi soğutmuyordu.
"Geçen sefer de bir daha dönmeyeceğim demiştin."
Liam duraksadı.
"Düğün için çok ısrar etti."dedi gözüyle Hazza'yı işaret edip. Louis derin bir iç çekti. Yüzünü ona çevirdi. Bir adım yaklaştı;
"Burada bizimle kalabilirsin Liam. Hazza buna çok sevinir. Çok ister. Tabi ben de öyle."
Liam gelen teklif ile biraz affalladı. Louis bir yerde onun Zayn'den geriye kalan tek şey olduğunu ve Zayn'in de Hazza'nın da ona çok değer verdiğini biliyordu. Eski dostu sayılırdı. İçindeki samimiyete hep güvenmişti. Şimdi de içindeki saçma öfke ve kırgınlığa rağmen bu teklifi yapmak istemişti.
"Sağol. Ama orada işimi oturttum. Bir düzen kurdum orada. Sen ve Hazza için belki yeniden gelirim. Ama temelli burada kalmak için bir nedenim yok."
"Aileniz biz senin."dedi sıcak bir sesle. "Babam senden bana ilk bahsettiğinde ailesi yok demişti. Ben gibi. Zayn gibi. Ama ikimize çocukluğumuzdan beri bakan bir baba vardı. Sen ise tek başına büyümüş, kimsesiz birine göre çok daha güçlü biriydin. Seninle ilk yemek yediğimizde sana hayranlık duymuştum. Ö-öyle değil. Yani... o anlamda değil. Daha.. arkadaşça bir hayranlık. Sen zeki, iyi kalpli, cesur biriydin. Zayn sana aşık olduğunu söylediğinde çok mahçup olmuştu. Seninle ciddi düşünmediğimi öğrenince rahatlamıştı."
Liam başını önüne eğdi. Hem hoşuna giden hem de onu üzen bir konuşmaydı.
"Benimle ilgilendiğin için benimle ilgileniyordu belki de."
Louis güldü. Bir adım daha yaklaşıp;
"Ne alakası var?"dedi.
"Zayn'in sana ilgisi vardı Lou.. Her zaman, bir parçası senden yana umutluydu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hazza~Larry~
FanficSimon'ın en özel parçasıydı Harry. Parlak bukleleri, ışıldayan yeşil gözleri. En güzeliydi bu şımarık çocuk. En arzu edilen. Louis için ise yalnızca ona ait olması gereken Hazza olacaktı.