Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.
Şaşkındım..
Seyra ile olan konuşmamız nişanlısının onu aramasıyla sonlanmıştı. Bunları konuşmak için bol vaktimizin olduğunu yüz yüzeyken detaylı anlatacağını söyleyip, vedalaşmıştı benimle. Konuşma bitince durgunluğuma durgunluk eklendi. Böyle bir şeyi beklemiyordum onunla iletişime geçmek için elimden gelen her şeyi yapmıştım. Pes ettiğim ân o beni buldu. Hayat böyleydi bu kadar basit ve bir o kadar da zor. Seyra'nın mutlu olmasını her şeyden çok isterim o bunu sonuna kadar hak eden bir insandı. Tek çocuk olan Seyra'mın kalbi baba sevgisiyle dolmadı hiçbir zaman umarım bundan sonraki hayatında tamamlanır o eksiklik.
Kendime çevirdiğim zaman okları hayatımın dönüm noktasından şu âna kadar bir adam olmadı. Hayatımı yalnız yaşamaya ve bunu ölene kadar değiştirmeyeceğim duygusuyla adapte ettim. Kendimi soyutlamaya odaklanmıştım. Ailemin vedasıyla benden giden duyguları kabullenmiştim. Sancılı geçen o süre zarfında donuk bir kadına dönüşmüştüm. Sil baştan yaşamak, yaşamaya çalışmak, nefes almak, ayakta kalabilmek, güçlü olmak. Bir kadın için tek başıma verdiğim ruhsal savaş kendimle cebelleşmem, her zaman eleştirdiğim karakterlere büründürmüştü beni sonunda..
Uç uca vermiştim günleri, günler birleşiyor kırık dökük bir köprü var ediyor. Üstünde durulur belki ama geriye dönünce köprü sallanıyor. Sonra bir gün öyle bir güne uyanıyorum ve diyorum ki; " Yapma kendine bunu Azem, hatırla eski seni unutma küstürme kendini kendine." Orada öylece unutuluyor ruhumun yalnız benliği. Kendimi ortadan ikiye de bölsem, gökkuşağına sekizinci renk eklenmeyecek Azem! diyorum ve kendime bu kötülüğü yapmaya devam ediyorum.
|~•~•~~•~•~•~•~•~•~~•~•~•~•|
Uyuyarak geçirdiğim hafta sonu, biraz olsun iyi gelmişti. Hafta başına aynı koşturmacalı tempo ile devam ettik. Demo çekimlerini bitirmiştik geriye Ekrem Bey'in onaylaması kalmıştı. Seyra ile o günden sonra pek konuşamadık iş yerinde zamanım olmuyordu eve gittiğim gibi uyuyordum. Neyse ki bugün erken çıkıyorum.
-" Merve ben çıkıyorum, Ata Bey için hazırladığım sunumlar masamda her şeyi sana gösterdiğim gibi bir aksilik olursa beni mutlaka ara tamam mı?"
- "Tamamdır Azem Hanım. Sorun olursa ararım, hoşça kalın."
Şirketten dışarı çıktığımda hava karanlık ve kasvetliydi. Yolun karşısında butik bir kafeye doğru adımladım. İçeri geçtiğimde etrafı göz gezdirdim, az insanın bulunduğu cam kenarına doğru yol aldım. Koltuğa attığımda kendimi rahatlamıştım.
-" Merhaba efendim, hoş geldiniz."
-" Merhaba, sıcak çikolata alabilir miyim."
-" Tabi ki efendim, başka bir arzunuz?"
-" Yok, teşekkür ederim"
Garsonun geri dönüşünden sonra çantamdan telefonumu çıkardım. Seyra'nın ismine dokundum. Çalıyor. çalıyor.
-"Alo, sonunda iş kadınımız müsait olabilmiş!"
-"Nasılsın, iki gözümün çiçeği biliyorsun bu aralar biraz yoğunum sadece bir kaç mesaj atabildim sana, üzgünüm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|KAMÛS+۱۸|
Fiction générale| |KAMÛS+۱۸| adlı kurguda; argo, şiddet ve yetişkin içerikli sahneler bulunmaktadır. | | ~ • ~ -" Size yemin ederim ki kimseye bir şey söylemeyeceğim. Lütfen! Çekilin." Korkuyordum lanet olasıca bu adamdan deli gibi korkuyordum. Mat deri ayakkabı...