ALİCE BEYAZ TAVŞANIN PEŞİNDE

122 4 0
                                    

Tarlanın içinde, tavşanın peşinden koştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tarlanın içinde, tavşanın peşinden koştu. Çalılıkların, taşların, dikenlerin arasından geçti; beyaz tavşanın yuvasını gördüğü andan beri izini takip etti. Yuvana girdiğini gördü, Venüs Çarığı. Peşini asla bırakmak istemedi.

Büyük bir merakla yuvanda seni izledi.

Erişemedi, ulaşamadı; senin gibi olmak için her şeyi tattı.

En sonunda sana yaklaştı, sana ulaştı ve yuvana peşinden atladı.

Düştü... Düştü...

En derine, inine kadar indiler ve yosun çeken iki kardeşi oynadılar birlikte. Zakkumdan beslendiler, her ne olursa olsun büyük bir merakla peşinden geldiler. Yuvana ne getireceğini bilemediler, tek istedikleri, yaşadığın kuyuyu bilmekti. İçindeki kocaman tünelden karanlık gibi ilerlediler, gittikçe en derinine indiler ve sen en güzel hediyelerini yüzündeki tebessümle onlara ikram ettin.

Eşsizdin, güzeldin; hayal üstü olan her şey kadar gerçektin.

Kilidi ellerine veren sendin; en güzel ikramları önlerine getiren, bütün felaketleri ezbere bilirken yine de riske giren.

Küçük bir kız çocuğuyken bile kendinden emindin, her şeyi yaşıtlarından daha iyi bilirdin; her daim, önünü izlerdin, çünkü bunun sözünü en başta vermiştin.

Venüs Çarığı, arkana sadece bir kere bakman yeterliydi. Her şeyi başlatan, karşısına çıkan sendin. Tehlikeyi en yüksek benliğinde hissettin ama kapının kilidi ellerine vermekten hiç çekinmedin.

Seni görmemeliydi, onları bilmemeliydin, harikalar diyarına giden yolu hiç göstermemeliydin.

Daha da gerçeği...

Sende, en başta kendini görmemeliydi.

Kendi gözyaşları içinde boğulup gitmesine izin vermeliydin; korkularına rağmen, karşında senin için bütün felaketleri sıralarken, ona yardım etmek için kendi gözyaşlarından yarattığı o gölün içinde bekledin.

Sana her şeyi en başta anlattı, Venüs Çarığı.

Karşısında korkudan titrerken bile gözyaşını biriktirdiği o gölde, arkanı dönüp giderken geriye baktın ve birlikte çıkana dek onunla kaldın. Onu dinledin, yanına yaklaştın ve sözlerinden korkarken bile elini uzattın.

Seni dinledi ama kendi dünyasında seninle alay etmeye devam etti.

Karaya çıkarken bile hikayeni anlatmaktan hiç çekinmedin: Oysaki yuvanı göle çeviren ondan başkası değildi.

*

Bazı rüyaların gerçekliğini uyandığın sabahta, yüzünü yıkadığın aynadan izlersin. Her zaman, görünenin arkasında görünmeyen vardır ve ben bu sabah, görünenin arkasında görünmeyeni bütün gerçekliğiyle sezdim.

KELİMELER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin